Kelime Sayısı:1157
15 Bölüm
Biri Beni Sustursun
Askerler ondan korksalar da sayısal üstünlüklerine güvenip harekete geçmişlerdi. Kadran onlara günlerini saniyeler içerisinde gösterdi ve her biri bir tarafa dağılıp son nefeslerini vermişlerdi. Kadran apaçık hedef olarak Siean olarak belirlemişti. Yanında bir general vardı. Savaş konseyi içeride epey olay çıkartan içeri Arslan ve arkadaşları için bölünmüştü. Karanlık halen şehri kapatıyordu, içeriden kimse dışarıya çıkmamıştı. Irdenser konuşmasını bitirdikten sonra içeriye dönmüştü. Orada bir şeyler olduğunun farkındalardı fakat ne olacağını kimse kestiremiyordu. Karşılarında bir ordu beklerken birkaç kişi bulmuşlardı. Karanlığın ordusu en elit savaşçılarını içeriye sokmaya başarmış. Oktavya'yı oyuna getirmişti. Kuşatma savaşı beklerken beklenmedik bir şekilde vurulmuşlardı. Surların üzerinde Kadran gerçekleştirdiği katliam devam ederken içeriye Arslan ve arkadaşları kısa sürede etrafını sarıp onların işini bitirmeyi düşünüyorlardı. Vorvor yaklaşan Kadran'a baktı. ''Bize doğru geliyor'' dedi. Kalan savaş konseyi tedirgin değildi tek başına savaş konseyine karşı yürüyordu. Aklı dengesinin yerinde olmadığını ileriye sürenler oldu. Oysa ki o sadece çılgın kılıç ustasıydı. Sınırını bir kez daha görmek istemesinden başka hiçbir şey istemiyordu. Sınırını ona gösterecek adamın Siean olduğunu düşünüyordu.
Kadran ileriye doğru yürüdü ve durdu. Siean savaş konseyinin arasından çıktığında Vorvor ''onunla ben dövüşebilirim'' dedi. Siean elini onun omzuna attı. ''Bazen kesin öldürmek gerekir. Bu işi bana bırak.'' Dedi ve aralarından ayrıldı. Kadran Siean kendisine geldiğini gördüğünü görünce durdu. Karanlık gücünü yeniden açtı bedeninde karanlık dumanlar yükselirken gözlerini kırmızıya dönmüş etrafından dumanlar çıkıyordu. Ağzını açtığında dumanlar ağzından dışarıya çıkmaya başlamıştı. Siyah pelerini kana bürünmüş tuhaf kendini almıştı. Arkasında iki kılıcın resmi vardı. Mavi kılıcından mavi dumanlar çıkmaya başlamıştı. Kılıcını savuruyor ve Siean kendisine yaklaşmasını bekliyordu. Siean ona daha çok yaklaştı ve aniden hızlanıp harekete geçti. Kadran onun hızlanışını önceden görmüştü. Ondan daha hızlı hızlanarak kat edilen mesafenin çoğunu kat edip gelen saldırıyı saldırı ile karşılık vardı. Siean yumruğu ile Kadran'ın kılıcı birbirine değmeyi iki güç ortada durdu ve kapıştı. Surların üzerinde sarsıntı gerçekleşmişti askerlerden birazdı surların üzerinden araya düştüler bazıları burçlara tutundu bazılarını arkadaşları yardım etti. Bu dalga büyük değildi fakat daha büyük saldırı dalgasının geleceğine işaretti. Siean
''Yeni bir efsaneye göre çabuk güçlenmişsin gerçekten beni yenebileceğini düşünüyor musun?'' diye sordu. Kadran ''Kalmukya da yaşayıp da yenilmeden ölen kaç kişi var?'' diye sordu. Soruya soru ile karşılık vermişti. Siean cevap vermedi. Kadran'in neyi kastettiğini anlamıştı. Geri çekildiler sonra tekrar ileriye doğru adım attılar. Kılıç ve yumruk bir kez daha birbirine çarptı. Etrafa yayılan dalga daha genişti ama daha güçlü değildi. Güçlerini fazla tutmadan bıraktılar. Siean bekletmeden ikinci saldırıyı yaptı. Yumruğundan çıkan aydınlık gücü hem saldırı hem de kalkan görevini görüyordu. Kadran kendisini savunmaya aldı. Yumruk kılıca çarpınca önce yavaşça geriledi sonra yumruk ile bağlantısı kalmayıp direk güç onu geriye doğru attı. Ayaklarının kaymasına engel olamadı, o kaydıkta bastığı taşlar yarılıyor ve ayağı derinlere gidiyordu. Birkaç metre böyle sürüklendikten sonra gücü havaya doğru atıp geriye doğru üstü ve sırtüstü yere yapıştı. Elinden kılıcını düşürmüştü. Kısa bir toz bulutunun ardından kılıcını tekrar eline alan Kadran ayağa kalktı. Siean ikinci kez aynı saldırıyı düzenledi. Kadran kılıcını oynadı ve ileriye doğru iki adım atıp gelen saldırıyı ''Savur'' diyerek kılıcı ile saldırıyı ikiye kesti. Alt ve üst tabakadan oluşan saldırının sayısı ikiye çıkmış oldu. Üst tabaka sağ tarafına biraz uzak mesafe arkaya düştü. Alt tabaka sol tarafa önce surlara çarptı,parçalayıp duramayınca şehrin içine düşüp birkaç evi harabeye çevirmişti.
Siean saldırısının kesilip kendi şehrine zarar vereceğini düşünmemişti. Hızlıca ilerledi. Kadran hareket etti ''Tek keşiş'' saldırısını düzenledikten sonra Siean ve Kadran ortada buluşup ikisine zıt yönlede hareket ettiler. Bir süre sonra durabilen ikiliden ilk geriye dönen Siean di Kadran arkasını döndüğünde Siean'i kestiğini görmüştü fazla bir kesip değildi ama kan akıtmak adına başlangıçtı. En güçlü ikinci saldırısı Siean'i öldürmeye yetmemişti, yaralamıştı ama ölümcül değildi. Kadran'ı daha önce yere yapıştıran Siean onun ciddi yara almadığını anlayınca çılgına dönmüş ve ayağını yere vurmuştu. Surların içinden düzenlediği saldırı Kadran'ın olduğu yere yakınlaşınca Kadran kılıcını taşa sokup durdurmak istedi. Saldırıyı tam olarak engelleyemese de bir kısmını engellemişti. Bu onun olduğu yerin patlama ile parçalanmasına engel olamadı. Havada süzülen Kadran boşluğa düşmemek için kılıcını diğer sura saplamıştı. Daha yukarıya çıkmasına izin vermeden Siean o suru da parçalamak istedi. Tehlikenin farkında varan Worgreymon arkasını dönüp Irdenser'den oraya ışınlamasını istemişti.
Irdenser başta kabul etmeyince Worgreymon ''Matar'ı ölüme gönderdik bu günlerini biz hazırladık. Kadlou Palmon'u aldı bize düşman etti onu öldürdük. Robando'yu Kadlou'nun elinden kurtaramadık. Babamı tek başına bıraktı. Ee ne kaldı geriye şimdi? Kadran'a dokunmalarına izin veremem her ne pahasına olursa olsun'' der demez Worgreymon surların üzerindeydi, Siean yanından geçerken ona göz ucu ile baktı. Siean bir anda onu karşısında görünce tedirgin olmuştu. Worgreymon savaştaydı fakat bu kadar yakınına hissettirmeden geleceğini aklının ucundan bile geçmezdi. Worgeymon Kadran aşağıya düşerken onu yakaladı.
...
Arslan ve emrindekiler şehre inmişlerdi. Askerler onların olduğu yere doğru sarmaya çalışırken Arslan diğerlerinden ileriye çıkıp pelerinini kapşonunu ağzını kapattı. ''Huhu ben geldim! Kızların dostu erkeklerin düşmanı dünya üzerinde ki ilk ve son yakışıklı erkek. Bütün kızlar ortaya çıksın içkilerini getirin müziklerinizle birlikte gelin. Felekten bir gece çalalım Oktavya da'' dedi. Sokaklardan askerler çıkmaya başlamıştı. Arslan sadece askerlerini görünce sırıttı. ''Haha el değmemiş kızları istedik yine askerler ortaya çıktılar. '' dedi ve durdu. Askerler her taraftan çıkıncı grup birbirine biraz daha yakınlaşmıştı. Hexan ''Çabuk toparlandılar çoğalırlarsa'' derken Arslan arkasını döndü. ''Sakin ol Hexan çoğalsalar ne olur ki? Baksana şunların suratlarını hepsi şapşal hepsi budala hepsi ahmak. Muhtemelen beni bile tanımıyorlardı. Hey siz budalalar beni tanıyor musunuz?'' diye sordu. Askerler cevap vermeyince Arslan ''Görüyorsun beni tanımıyorlar beni yenemezler bana dokunamazlar. Beni susturamazlar. Biri beni sustursun artık şu dünyada gözlerim açık gideceğim'' diye bağırdı. O sırada kalabalığın içinde ''Ben seni tanıyorum Arslan'' diye kadın sesi yükseldi. Arslan elini kulağına götürdü. ''Sanırım bir böceğin sesi çıktı efendim bir şey mi dedin bana?'' diye sordu. Kadın sesi ''Seni çok iyi tanıyorum yaramaz erkek Arslan'' dedi.
Arslan sesi ikinci kez duyduğunda sesi tanımıştı. Yıllarca öldüğü sandı kişi bir anda karşısında bulmuştu. İçine anlatılmaz duydular kaplamıştı. Arkasını dönmeden ''Hexan siz gidin ben burada biraz oyalanacağım. Liderlik sende'' dedi. Hexan ''Hani sende idi'' dedi. Arslan ''İşler karıştı sanırım bir ihtimal sert bir kayaya çarptım. Siz gidin beni kaderimle baş bırakın'' dedi. Arslan sesi tanımıştı. Onlar giderken o etrafında askerlerin ona yaklaşması umursamadan etrafında volta atıyordu. ''Sesleri iyi tanırım beni tanıyanların hepsini öldürdüm diye biliyordum. Bu tesadüf olamaz kudretli Yaratıcı tesadüflere izin vermeyecek kadar yüce. Gökten dört ihtimal düşse birincisi öldürdüğümü sandım ama ölmedi. İkincisi öldürdüm ve ölüler evreninde ki oyunu kazanıp geri geldi ya da oradan kaçtı. Üçüncü seçenek büyücüler tarafından yeniden diriltildi son seçenekler Sarslılar X'ini üretti. Ya da ben yaşlandım. '' dedi. Başını yerden aldı, ona yakın olan askere döndü. ''Hey sen budala dikkatli bana baksana gerçekten yaşlanmış mıyım?'' dedi. Asker ''Bunamış gibi görünüyorsun'' dedi. Arslan yüzüne dokundu. ''Sanırım haklısın budala. Ama hep sizin gibi ahmakların geri zekalıların yüzünden. Dünyayı seve seve kötülere teslim etseydiniz ben bugün evle şöminemin karşısında oturur yazları bahçemde ki lahanalarla uğraşırdım. Seferdeyim çünkü ben Kalmukya da daha az budala görmek istiyorum. '' dedi
''Hadi sesini tanıdığım kadın sende çık ortaya kararsız kaldım önce hangi budalayı öldüreceğimi karar veremiyorum. Biriniz önce saldırsın da üzerimde bu kararsızlık üzerimden kalksın'' dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaşayan Efsane III
FantasyOnlar kötülüğün ete kemiğe bürünmüş haliydi. İntikam hissi ile yanıp tutuşan kötülüğün son temsilcileri kötülüğün ancak topyekun savaşa girerek ayakta kalacağını inanıyorlardı. Geriye kaybedecekleri hiç bir şey yoktu ama iyiler öyle miydi? Hayatta k...