Kelime Sayısı:1082
Hikayeyi bitirmeye karar verdim hepinizden özür diliyorum. Başka hikayelerimde yoluna devam edeceğim.İyi okumalar
21 Bölüm
Oktavya Savaşı III
Ann harekete geçip Arslan'ın çenesinin altından vuruş yaptı. Arslan onun yumruğunu durdurmuştu, pençesini kullanacağı sırada Ann onun kolundan yakalayıp yere çaldı ve gücünü kullanıp onun yeri yarmasını izledi. Arslan ayağa kalkamadan Ann onun göğsüne vurup biraz daha gömdü. ''Ne oldu Arslan dövüşemiyor musun artık? Hani senin ünlü bir lafın vardı neydi o'' dedi ve elini çenesine tutup düşünmeye başladı. O sırada Arslan ayağa kalkmak isterken onu yere vurup yerden havalandırıp uzağa attı. Ann ''Buldum beni tanımayanlar yenemezler seni çok iyi tanıyorum bana kaybedeceksin'' dedi. Arslan ayağa kalmaya uğraşırken onu ayağa kaldıran Ann olmuş ve yüzüne bakmıştı. ''Yaptıklarının bedelini soracağımı söylemiştim. '' dedi. Ann karnına yumruk attığında Arslan kendini yukarıya çekmişti onu ayakta tutmak zordu bir kez de göğsüne yumruk indirip evin içine gönderdi. Ann yığınların üzerinde durdu Arslan'a oradan bedeninin yarısı çıkartı, Arslan kendindeydi fakat ayağa kalkabilecek durumda değildi. Ann bir elini yumruk yapmıştı. ''Bana son bir sözün var mı? Diye sordu. Arslan ''Son vuruşunu iyi yap beni öldüremezsen ayağa kalktığımda seni öldüreceğim budala'' dedi. Ann sinirlenmişti, son anında bile kendisinden ödün vermiyordu, dişlerini sıktı. Dedesinin söylediğinde haklıydı Karanlığın ordusunda kimse ölümden korkmuyor ve ölmeye bahane arayan kişilerden kurulmuştu. Ann yumruğu geçirdiğinde etraf parçalanmıştı birkaç saniyeliğine Ann en güçlü vuruşunu yapmıştı. Arslan yakasını tutmayı bıraktığında Arslan yere düşmüştü.
...
Handa topladığı paraları saydırırken içeriye birisi girdi zorluya yürüyebildi ve Arslan'ın önüne diz çöktü ağlıyordu. Arslan kendi adamının bu duruma düşmesini sinirlenmişti. ''Ne oldu budala?'' diye bağırdı. Adam ''O burada dışarıya'' dedi. Arslan ''Kim o? Dışarıda ki kim?'' dedi. Adam ağzını açamaz bir şey söyleyemez olmuştu, konuşmak istedi fakat konuşamadı arkasına bile bakamadı. Arslan sinirlenip kapıyı açtı ve dışarıya çıktı. Karşısında Borla'yı görünce durdu. Borla ''Benim bölgemde benim bayrağımı gördüğün halde haracımı alan sen misin?'' diye sordu. Arslan yutkundu fakat geri adım atmak istemedi. ''Evet benim'' diyerek itiraf etti. Borla ''Saldır bana. Saldır ki bende seni öldürmek için başka sebep aramayayım'' dedi. Arslan ''Arslan vuruşu'' dedi ve karanlık bir anda onun yumruklarından çıktı fakat ilerleyemeden durdu. Borla ona baktığı anda itibaren gücü kesilmiş anında karşısına dikilen adam sadece bir parmağı ile onu yere indirmişti. Bedeninde onlarca yara ile kana karışmıştı. Arslan neye uğradığını şaşırmıştı. Kılıcını çıkarmadan sadece bakışı ile yenilmişti.
''İyi vuruştu ama yeterince iyi değilsin. Bu şekilde kendini geliştiremezsin. İleride epey güçlü biri olabilirsin ama ben yaşamana izin verirsem. Şimdi yaşamak istiyorsan bana katılacaksın. Benden çaldığın para karşılığında senin elde edeceğin ganimetinden keseceğim. Benden bir daha çalarsan hayatını senden çalarım.'' Dedi. Arslan cevap verecek durumda değildi, Borla elini ona uzattı, Arslan istemeden elini havaya kaldığı Borla'nın karanlık gücü Arslan'a duman yolu ile geçince Arslan bir anda yaralarına rağmen ayaklanmıştı. Arslan ''Beni neden öldürmedin oysa ki'' derken Borla ''Oysa ki sen askerlerimi öldürdün köylerimi yağmaladın ülkemde ticaret yapmaya çalışanların kadınlarını sattın, paralarını çaldın. Benimle karşılaşanlara iki seçenek veririm. Ya benimle olurlar ya da kara toprağın. Ya benim evlatlarımdan bir tanesi olacaksın ya da şimdi seni burada öldüreceğim. Tercihini yap beklemeyi ve bekletilmeyi sevmem'' dedi. Arslan ''Tamam'' demek zorunda kalmıştı bu yaşında gücü elde etmesine rağmen Borla'nın bir gün karşısına çıkacağını tahmin etmemişti. Borla ''Doğru seçimi yaptın evlat ama yine de ölümden kurtulamayacaksın. Bugün olmasa bile ölüm seni bir gün yakalayıp defterini dürecektir. Epey problem çıkardın askerlerime evlat şimdi babana sarılma vakti'' dedi Borla kollarını açtı. Arslan ''Ama'' derken Borla ''Bana ihanet etmediğin sürece gözümde öz oğlumdan farkın olmayacak o yüzden babanı kızdırmadan hemen sarılmanı tavsiye ederim.'' Dedi.
Saber ve arkadaşları geri çekilmeye başlamıştı, Oktavyalılar onları oldukları yerden söküp atıyorlardı. Saber,Forcelini ve Negro üçlüsü geriye çekilirken diğerleri sadece üç kez kale içini top atışına tutmuşlardı. Savaş Ann Arslan'a vurduğu bitiriş vuruşu ile bir anlık durmuştu. Worgreymon karala giderken Arslan'a bir şey olduğunu hissetmişti, Ağır yaralandığı ve ölmek üzere olduğunu anlamıştı. Geri dönemezdi tek umudu birilerinin onu bulmasıydı. Hexan ileride savaşırken geride kalmış Kadran veya Arslan'ın bir tanesinin indirildiğini fark etmişti. Rhidger onun başına gelenleri hissetmişti, bu saatten sonra kimse onu durduramazdı. Elini kılıcına attı. Irdenser bir şey söylemedi o dakikalar öncesinden savaşta önemli kişileri kaybedeceğini söylemişti. Rhidger kılıcını çıkartırken Irdenser ''Abi vedalaşalım mı? Diye sordu. Irdenser güçlü sezileri çok daha kötü şeyler olacağını söylüyordu. Rhidger hiçbir şey söylemedi kendisini ordudan ileriye atıp kapıları kesmek için yürümeye başladı. Borla tarafından kesilen kapıların yenisi yapılamamış onun yerine 15 yıllık süreçte kapılar yeniden tamir edilmişti. Kadran Arslan veya Hexan başına iş geldiğini tahmin edebiliyordu.
Kadran Tarafı
Savaş birkaç dakikalık aradan sonra devam ediyordu. İki tarafında taviz vereceği yoktu ama iki tarafında geride tam olarak neler yaşandığından haberleri yoktu. Düşmanlar Hexan ve diğerlerine yüklendikçe yükleniyordu. Artık ilerlemek imkânsız haline gelirken geriye çekilmek bile mümkün gözükmüyor gibiydi. Karanlığın ordusunun şehre zarar vermek istememesi Oktavyalıların işine yarıyordu. Eğer kazanırlarsa burayı üst olarak kullanacaklarını anlamak güç değildi. Kısa süre sonra ordu içinde haber dolaşmaya yayılmaya başlamıştı. Şehrin kulesinde canlar çalmaya başlamıştı askerler aynı anda bağırdı ''Arslan öldü'' şehirde olay yayılmaya başlarken Kadran surların üzerinde Saber'in tarafına yöneldi zira orası hiç iyi görünmüyordu. Yukia yemiş olduğu kılıç darbesi ile yere düşerken Negro arkasından saldıran düşmanı fark edememiş ve böbreklerine kılıç darbesi almıştı. Daha hızlı ilerledi ve kısa sürede onların yanına ulaştı. Diğer tarafta askerler hortumla uğraşıyorlardı. Kadran geldiğini görünce Gece süvarileri daha sevindi. Eni ve Yurdia yerde yatan Yukira'nın başındaydı, Negro savaşıyordu fakat yarası açılıyordu. Sarışın Negro'nun o halini görünce kılıcını Negro'ya sokan düşmanın o da arkasından boynuna kılıcı sokarak canını almıştı. Kadran
''Plan değişti beyler, Kuleyi ele geçireceğiz. Negro, Sarışın, Eni ve Yukira siz evlerden birine sığının savaş bitene kadar orada kalın Negro ve Yukia bu şekilde fazla savaşamazlar olursa fark edilirseniz sonuna kadar dövüşün teslim olmayın. Forcelini sen benimle gel. Saber,Yurdia ve Eni siz kuleyi ele geçireceksiniz.'' Dedi. Negro istemeyerekten olsa emirleri uygulamak zorundaydı. Grup bir anda dağıldı. Kadran elini açtı ve düşen karanlık damla kısa sürede büyümeye başladı. Hortum göğe doğru yükselmeye başladığında ileriye doğru ilerledi. Kadran savaşın başından beri en büyük hortumunu göndermişti ama en güçlüsü değildi. Forcelini savaşmak için bir alan bırakmamış hortum geleni geçeni içine alıp parçalayıp dışarıya saçmaya başlamıştı. Forcelini
''Usta ne yapacağız?'' diye sordu. Kadran ''Arslan'ın öldüğü haberi şehre yayılmaya başladığında bizimkilerin morali azalacağı yapacağımız şey su sarayın dibine kadar ilerleyip sarayın bir kısmını yok etmek. '' dedi. Kadran o sırada arkasına döndü ''Saber!'' diye bağırdı. Saber uzaktaydı fakat sesi duyduğu an arkasına çabucak döndü. Kadran ''Baş komutan Siean kolunu kestiğini Oktavya'ya yay.'' Dedi. Kadran ''Bizim baş komutanımıza karşı onların baş komutanı'' dedi. Forcelini ''Abi bizimki'' dediğinde Kadran onun sözünü kesmişti. ''bizim kaybımız daha büyük gözükse de aslında onların Baş komutanının kaybı bizden daha büyük. Bu ordu Borla olmadan yoluna devam edebiliyorsa Arslan olmadan da yoluna devam edebilir.'' Dedi.
Hikayeyi bitirmeye karar verdimi mi söyledim? Şaka bugün 1 nisan öyle bir şey yok. Yolumuza devam ediyoruz.Zaa
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaşayan Efsane III
FantasyOnlar kötülüğün ete kemiğe bürünmüş haliydi. İntikam hissi ile yanıp tutuşan kötülüğün son temsilcileri kötülüğün ancak topyekun savaşa girerek ayakta kalacağını inanıyorlardı. Geriye kaybedecekleri hiç bir şey yoktu ama iyiler öyle miydi? Hayatta k...