Yarın uçağa binmeden önce bir bölüm daha atacağım yetiştirebilirsem.
61 Bölüm
Ele geçirilen Kale
Büyük kartal aşağıya inmişti. Panoz daha önce Keskin'in saklandığı yeri biliyordu. Arkasında Favateus vardı. Kartal yere indiğinde tam Kadran'ın karşısında durdu. Kadran elini açmıştı. Favateus kartal'ın sırtından atladığı gibi yerde yuvarlanmış, ayağa kalkmış ve ilerlemeye başlamıştı. Keskin'in olduğu yere gidiyordu. Kadran kartal ruhunu çıkardı. ''Faveteus bir adım daha atarsan kafanı gövdenden ayırırım'' dedi. Panoz ''O biraz zor Kadran ben varken'' derken Kadran gülümsedi. ''Benim için hiçbir şey zor değil sadece biraz zaman alır o kadar ve yeterince zamanım var. Buraya dövüşmek için gelmedin Panoz ama dövüşmeden gitmek istiyorsan adamını geriye çekersin yoksa olacaklardan sorumlu değilim.'' Dedi. Panoz ''Geri çekil Favateus Arslan tuzağa düşürüldü bunu sana söylemeye geldim. Zaten biliyorsundur ama Bretonaska'ya götürülüyor.'' Dedi. Kadran
''Bir şeylerin yanlış gittiğini fark etmiştim. Vaktimiz yok biz yollara düşüyoruz. '' dedi. Panoz daha bir şey söylemedi. Faveteus ve Panoz kartalın yanına geldi. ''Kartala da ihtiyacın yoktur'' dediğinde Kadran çoktan onlara sırtını dönmüştü, Keskin ilerken çıkıp Kadran'ın önüne geçti. Onlar giderken Kartal havalandı. Favateus ''Bunu söylemek için boşuna vakit kaybettin. Onun zaten olanlardan haberi vardır veya olacaktır.'' Dedi. Favateus haklıydı. Panoz ''Sadece dünyanın biraz daha karışmasını görmek istedim biz kendi işimize bakalım. Ne kötüler ile iyiler arasında ki savaş ne de krallıklar arasında savaş bizi ilgilendirmiyor. Biz kendi gücümüzü kuracağız yeterince güçlendikten sonra Kornapa krallığına ihtiyacım kalmayacak. Biraz daha zaman gerekiyor'' dedi.
...
İki kaleyi düşüren Mr.Wonderful peşine taktığı siyah pelerinlilerin birazını geri yollamış bazı siyah pelerinlileri kendi çevresine katmıştı. Kaleye saldırmak için akşam olmasını beklemişti. Emrindeki 25 siyah pelerin ile ormanda saklanmıştı. Mr.Wonderful ayağa kalkmıştı, gece soğuktu ateş yaktırmamıştı, atlarını ağaçlara bağlayan siyah pelerinliler yaya olarak hücuma geçeceklerdi. Hava bulutluydu ay görünmüyordu. Mr.Wonderful yeni öğrendiği tekniği açtı ve bataklık sisi etrafı kaplamaya başlamıştı, kaleye doğru gidiyordu. Yavaşça yürümeye başlamıştı. Siyah pelerinliler hepsi arka arkaya geçmişti. Mr.Wonderful arkasına doğru sıralanmıştı uzaktan tek sıra halinde görülüyorlardı. Bataklık sisi kısa sürede kale dışını sarmıştı, giderek büyüyordu ve yükseliyordu. Mr.Wonderful daha hızlı koşar adımlarla ilerliyordu, hemen arkasından gelen siyah pelerinliler onu takip ediyordu. Kısa sürede kale duvarına ulaşmayı hedefliyordu o sırada yaklaşacağı kale duvarına parmaklarını oynatarak bir yüzünü bataklığa çevirmeye başladı, bataklık tamamen kaleyi kapladığında kurumaya ve bataklıktan yapılma bir merdiven kendine oluşturdu. Hızlıca yukarıya çıktı onu takip ediyorlardı. Mr.Wonderful yukarıya çıktığında ayağını yere vurdu. Surların üzeri bataklık olmaya başlamıştı, askerler bataklığın içine çekilmektense bataklık bedenlerini sarıp onları kurutuyordu. Peşinden gelen Siyah pelerinliler etrafa dağıldılar Mr.Wonderful kendini surlardan aşağıya bıraktı, toprağın üzerine düştüğünde yok olmuştu. Kale de hareketlilik başlamıştı. Kılıç sesleri geliyordu. Surların üzerinde ki askerlerin hepsi kurutulmuştu. Meydandaki askerler bir tuhaf olmuşlardı, Siyah pelerinliler ile dövüşmeye başladı. Kale komutanı dışarıya çıktığında durumun ciddiyetini anlamış ve kaçmak için gizli geçiti kullanmak isterken yere kapaklanmıştı.
Ayağa kalkmaya uğraşırken bataklık ayaklarını tutuyordu. O sırada etrafına bakarken Mr.Wonderful yerden çıkarak karşısına geçti. ''Bu kale artık Karanlığın ordusuna ait, bir siyah pelerinli onu yakalamış ve ayağa kaldırmıştı. Mr.Wonderful bataktıktan yaptığı kılıcını komutanın boğazına dayadı. ''Komutanınız elimde savaşa devam ederseniz ölürsünüz. Şimdi herkes kılıcını atsın!'' diye bağırdı. Askerler kılıçlarını yere attılar. Siyah pelerinliler onları bağlayıp yere diz çöktürdüler. Kısa sürede askerler bir araya toplanmıştı. Mr.Wonderful ''Patlayıcıları çıkartın mahzenden'' dedi. Adamlar patlayıcıları kalenin dibi için hazırlıyordu. Komutan ''Ne yapıyorsun?'' diye sordu. Mr.Wonderful ''Kaleyi seninle birlikte havaya uçuruyorum eski zamanlarda olduğu gibi. '' dedi. Askerler bataklığa gömülürken komutanı en tepede bırakmışlardı. Mahzenden dışarıya her tarafa barut dökülmüştü. Kalede işleri bittiğinde Mr.Wonderful ve adamları dışarıya çıkmıştı. Ateşi barutun üzerine bıraktığı an alevlendi ve kaleye doğru gitti. Onlar ormana tekrar dönerken patlamalar peş peşe birbirini takip etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaşayan Efsane III
FantasyOnlar kötülüğün ete kemiğe bürünmüş haliydi. İntikam hissi ile yanıp tutuşan kötülüğün son temsilcileri kötülüğün ancak topyekun savaşa girerek ayakta kalacağını inanıyorlardı. Geriye kaybedecekleri hiç bir şey yoktu ama iyiler öyle miydi? Hayatta k...