Kelime Sayısı:1097
32 Bölüm
Yeraltında Suikast
Ölüler Evreni
Karanlık olabildiğince çökmüştü hücrelerde sessizlik vardı. Gardiyanlar ölüm oyununu duyurulmuştu. Kapı açıldığında Gardiyan içeriye girmişti ortaya geldi altta ve üste hücreler vardı. Hücrelerin içi görünmüyordu kim olduklarını gardiyanlar bile bilmiyorlardı. En güçlülerin olduğu bölümde. Gardiyan her içeriye girdikten sonra kapılar hemen kapatılırdı. Suçlular içerideyken bile kelepçeli haldeydiler. Gardiyan ''Aranızda ölüm oyununa katılacak olan var mı?'' diye sorduklarında kimse ses çıkarmadı içeride sadece bir güvercin sesi geliyordu. Gardiyan çok fazla durmak istemedi bu tehlikeli yerde ve hemen dışarıya çıktı. O çıktıktan sonra ortam yine sessizliğe bürünmüştü. Üst katta ki bir hücrede adam ellerini parmaklıklara verdi. Adam boğazını temizledikten sonra '' adı Çizik atılamayan adam olan buradan çıkmaya karar vermen gerek. Sizi bilmem ama ben yeterince bekledim'' dedi. İsmi Çizik atılamayan olan adam yatağında uzanmış sadece gelen sese kulak vermişti. Kimsenin buradan kaçamadığını biliyordu. ''Hadi kaçtık diyelim sonra ne olacak? Bizi bekleyen kimse olmadıktan sonra geri dönsek nere yarar?'' diye sordu. Yenilmeden ölen adam ''Hepimiz aynı dönemde olsaydık ne olurdu?'' diye sordu. ''Veya gökyüzünde gökyüzü süvarilere karşı saldırsaydık. Veya Mamurumul'un kapısını kesseydik ne olurdu?'' diye sordu. Acımasız olan adam ''Sanırım birilerinin planı anlat bizde bilelim'' dedi. Namı dar olana adam ''Yeniden dönmek güzel oluyordu birisine son derece kötü haber vermek istiyorsanız tabi'' dedi.
Yeraltı şehri
Oktavya'nın yer altı bölümü
Bu şeref çok az kişi nail olmuştu dünyada. Kadran onların düşüncelere daldığını fark edip ilerledi ve hançerini çıkardı. Mr.Wonderful ''Hançerle mi ilerleyeceğiz?'' diye sordu. Kadran kısık sesle ''Evet güçlü bir saldırı yaparsan tavan başımıza çöker ve ölürsün avantaj onlarda'' dedi. Voranın ve Mr.Wonderful birbirine baktı. Kadran aklı idi. Halen merdivenleri inmeye devam ediyorlardı ne kadar derinliğe indiklerinin farkında değillerdi. Voranın ''Amacımız ne hançer ile hepsini haklamayacağız değil mi?'' diye sorunca Kadran sırıttı. ''Komutanlarını öldürüp önlerine atacağız'' dedi. Nasıl plan yaptığını kimseye söylemedi fakat nasıl ilerleyecekleri belli olmuştu. Merdivenin sonlarına doğru ilerlerken Kadran en ileride gidiyordu. Şehre girişin olduğu yere geldi, kapılar ardına kadar açıktı. Girişte asılı tepsi şeklinde ateşler vardı. Kadran ikisine baktı, bir tanesini hafif sallandığını fark etti. Mr.Wonderful gözüne çarpmıştı. Voranın en arkada etrafa bakıyordu. Mr.Wonderful ''Buradan yeni gitmişler anlaşılan'' dedi. Kadran ''Bizim geleceğimizi biliyorlardı.'' Dedi. Voranın ''Tabi ki biliyorlardı Kadran ''Girişi boş bırakmışlar savaşmaktan başka planları var demek ki'' dedi. Başını biraz ileriye doğru soktuğunda içeride birçok ip gördü. Kadran ''Görünüşe göre gitmeden önce bize tuzak hazırlamışlar.'' Dedi. Geriye çekilip ateşin altına bıçağını soktu. İp kesilir kesilmez iki balta birbirlerine karşılıklı olarak indi.
Herkes baltalara bakmıştı. Mr.Wonderful ''Bir bakışta nasıl orada olduğunu anlayabildin?'' dedi. Kadran ''Bilmem sadece iç güdü. Veya zamanında çok fazla tuzaklarla karşılaştığım için olabilir'' dedi. Kadran ipleri kesip baltaları yere düşürdü. Girişte başka tuzak olmadığına emin olduktan sonra üçü de içeriye girdi. Voranın ''Bu kadar ucuz tuzakla bize karşı ne yapabilirler ki?'' diye sordu. Merdivenleri inmeye başlamışken Kadran onlara el işareti yaparak durdurdu. Mr.Wonderul ''Bu tuzaklar genelde birkaç kişiye yönelik tuzaklar dedi. Bir ordunun buraya indiğini düşünülürse bu onları durdurmaya yetmeyecek'' dedi. Mr.Wonderful haklı idi. Bu tuzaklar faydası vardı fakat tüm orduyu yok edebilecek tuzaklar değildi. Kadran ''Bizim az sayıda kişi aşağıya ineceğini tahmin ettiler ya da bizi oyalamak istiyorlar'' dedi. Mr.Wonderful ''Neden oyalamak istesinlerdi bizi bunlarla durduramayacak durumdalarsa'' diye sordu. Kadran ''Bütün şehir yeraltından ulaşılabiliyorsa savaşın kaybedilme durumunda buradan kaçma ihtimali doğuyor belki hazinelerini bile saraya giriş kaçırabilirler. '' dedi. Voranin
''Bunların ordu düzeni bizimkine benziyorsa bunların adamlarıda bizimkine benzer şekilde olabilir. Yani düşünsenize Irdenser'e benzeyen bir adam olduğunu'' dedi. Mr.Wonderful ''O zaman savaşı baştan kaybetmemiz gerekirdi ama kaybetmedik. Yani zeki insanlara sahipler ama Irdenser kadar olması düşünülemez. O kadar zeki adamları olsaydı bunu savaşın başında ortaya koyarlardı. '' dedi. Kadran ona hak vermişti. Irdenser kadar zeki adamları yoktu ama zeki adamları olmadığı anlamına gelmiyordu. Kadran ilerlemeden havada ki kütükler düşüp yolu kapatmışlardı. Voranin ikisinin arasından geçerek ''Ben hallederim siz biraz geriye kaçılın'' dedi. Onlar Voranin sözüne uydular ve birkaç adım geriye attılar. Voranin ellerini açtı ve avuç içinden ateş çıkarak kütükleri yakmaya başladı. Ateş onları yakmaya başladığında alevlenme olmuştu. Voranin durmadı ve devam etti. O sırada Kadran ve Mr.Wonderful ağızlarını kapatmıştı. Voranin ateşin boğucu dumandan etkilenmiyordu. Kütükler yandıkça en güçlerini kaybettiler ve birbirlerine vurdukça azalıp kor olmaya bir zaman sonrada kül olmaya başlamıştı. Voranin bunu yarım saniye içerisinde gerçekleştirirken kendisi ateşin içerisinden geçen ilk kişi olmuştu. Ateşin gücü tekrar ellerine avuç içine dolarken ortalıkta ateşten eser kalmamıştı. Kadran ve Mr.Wonderful geçebileceği yer bulduklarında karşı tarafa Voranin'ın yanına geçmişlerdi. Biraz daha ilerlediler
Artık aşağıya inme yoktu yeterince derine ulaşmış olacaklardı merdivenler tükenmiş dar yollar sona ermişti. Giderek oldukları yer genişliyor tavan mesafesi artıyordu. Kadran yeniden öne geçerken bu sefer grup birbirinden mesafeleri açmış yürüyorlardı. Etrafta evler vardı fakat bunlar insanların oturduğu evlere benzemiyordu. İlk karşılaştıkları yapı Karakol'a aitti. Arada mesafe yoktu merdivenlerden inerken yol daha aydınlıktı, Karakol'un önünde oldukça ışıklandırma azdı. Onlar birisini gördükleri anda hepsi kenara kaçıp kendilerine gizlenecek bir yer bulmuşlardı. İstemsiz gerçekleştirdikleri bu eylem onların gizli ilerlemesine yardımcı olmuşlardı. Voranin ve Mr.Wonderful birbirlerine baktılar ne yapıyoruz diye ama gizlenmeye devam etmeyi bırakmadılar. Adam geriye dönerken Kadran yerinden ayrıldı çömelerek ilerde ki ve belinde ki hançeri çıkarda adama yeterince yaklaştıktan sonra ayağa kalktı ve adamın kalbine sapladı. Hançeri bırakıp adamın ağzını tutup kendi omzuna dayadı. Adam bir iki saniye ses çıkaramadan Kadran onu sürükleyip karakolun önünde yere yerdi. İlk bakışta görünmeyecek yerdi. Kapıya doğru devam etti. Birkaç asker vardı içeride kafasını yana kaldırıp baktığında ilk aklına çan gelmişti. İçeride ufak çan bulunduruyorlardı tehlike zamanı bütün şehre sesin ulaşması zordu zira çan küçüktü fakat birkaç kişiye ulaşıp şehir tetiklenebilirdi. Kadran içeriyi saymadan arkasına baktı. Başka pek görünmeseler de dikkat edildiğinde Voranin ve Mr.Wonderul kendilerini beli ediyorlardı.
Saklandıkları yer onları tamamen örtmüyordu. Kadran onlara işaret edince yerlerinden ayrıldılar, Mesafe kısa ve saklanacak yerin az olmasından dolayı şehir onlar için tehlikeli idi. Aradan çok zaman geçmeden Kadran'ın yanına gelmişlerdi. Kadran yeniden kafayı çıkardığında Karakol'un yeni yer aldığını görmüştü. İçeride sadece iki kişi vardı ve karakol zannetti yer aslında bir kontrol noktası idi. Kafasını dışarıda çıkartıp baktığında gerçek karakolu görmüştü. Mr.Wonderful ''Ne yapacağız şimdi?'' diye sordu. Kadran kafasını tahtaya yasladı ve bir süre dinledi. Emin olduktan sonra konuşmaya başladı. ''İçeride iki kişi var. Ben ve Mr.Wonderful içeride kini hallediyoruz o sırada dışarıya duran adam var onu da sen hallediyorsun. Ölüler içeride olacak sonra karakola doğru yürüyeceğiz merak etmeyin sağ tarafta bir sürü tahta kutu var onlardan faydalanıp dikkatli olmak kaydı ile oraya ulaşabiliriz'' dedi. Voranin ve Mr.Wonderful herhangi bir şey söylemeden başları ile onayladılar. Burada Kadran lider konumundaydı, kimsede bundan rahatsız değildi. Borla ona nasıl saklanacağını düşmanın içerisinde nasıl davranacağını göstermişti. Akasele de birkaç tüyo vermişti. Zira Borla'nın genelde böyle yaparak ilerlemediği Akasele söyleyince Borla Akasele uzun bir aradan sonra yeniden dövüşmek için hazırlanıyorken Panoz ve Kadran engel olmuşlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaşayan Efsane III
FantasyOnlar kötülüğün ete kemiğe bürünmüş haliydi. İntikam hissi ile yanıp tutuşan kötülüğün son temsilcileri kötülüğün ancak topyekun savaşa girerek ayakta kalacağını inanıyorlardı. Geriye kaybedecekleri hiç bir şey yoktu ama iyiler öyle miydi? Hayatta k...