Kelime Sayısı:1065
16 Bölüm
Seni Bekliyorum
Worgreymon kardeşini elinden bıraktığında Kadran ayağa kalktı, Worgreymon yere hızlı düşmüştü ayakları kırılmıştı. Kadran onu yere yatırdı. Ayağını kaldırdı ve tekrar kırıp yerine getirdi. Worgreymon dudaklarını sıkmıştı acıyı dışarıya vermek istemiyordu. İkinci ayağını Kadran yaptığında acı duymanı bedeni acıya çok çabuk alışıyordu yine de acı çekmek konusunda Kadran kadar başarılı değildi. Kadran gelen sese baktı. ''Yere yat abi'' dedi.O sırada surların arasında ki delikler açılıp içinden keskin mızraklar fırlatmaya başlamıştı. Bu fırlatma işlemi sadece bir saniye sürmüştü. Worgreymon yerde olduğu için şanslıydı Kadran ayakta olduğu için hızlı hareket edememiş mızraklar bedenine girmişti. İki göğsüne bir sol ayağına bir de omzuna isabet ettirmişti. Kadran mavi kılıcını çekti. Worgreymon ayağa kalktı. Kadran mızraklarını tek başına çıkartamazdı epey uzun mızrakları kesmek gerekiyordu. Kılıcını mızraklara doğru tuttu. Worgreymon yumruklayıp mızrağı diğer taraftan çıkardı. Aynı işlemi diğer saplanmış yerlerine de yaptı. Bir dakika içinde bütün mızraklarını çıkarmışlardı. Kadran ''Bu surlarda kaldık saraya doğru gidebiliriz'' dedi. Worgreymon Alabandarı çıkardı. ''Bunu söylediğine ciddi olamazsın Kadran'' dedi ve devam etti. ''Surları keseceğim sen yine surların üzerine çıkıp Saraya git bende Siean ile mücadele edeceğim gerisi benim için Surların bu tarafını bitirmişsin. Onları halledip diğer tarafa geç.'' Dedi. Kadran
''Ya da abi ikimizde surların üzerinde olalım bir tarafı sen tut bir tarafı ben tutayım. Surlara zarar vermemiş oluruz'' dedi. Worgreymon ''Savaşta her şey zarar görür zira savaştır bazı şeyleri yakıp yıkar. Surların bir kısmının yıkılması çok umurumda değil. Umurumda olan tek şey şehri ele geçirmek neye mal olursa olsun'' dedi. Worgreyon Alabandarı sura doğrulttuğunda içinden çıkan kan suvara isabet etti ve büyük sarsıntı oldu. Sur yıkıma uğramıştı. Tamamen kırılmamış yarılmış yara almış fakat halen gücünü koruyordu. Worgreymon tam gücünü kullanmamıştı. Kendisinin ve Kadran yukarıya tırmanabileceği yer açmıştı. Worgreymon yukarıya çıkmaya başladı. Kadran bedeninde açılan delikleri iksirleri doldurup boşalttı. Dökülen yeri yeniden doldurup iksiri biraz doldurdu. İksirlerinin hepsini hazırlamıştı şehirde tuzaklar olduğunu öğrendiği iyi olmuştu. Bu şehre ilk gelenler her zaman tehlikeli durumda olacaktı.
Surların üzerine çıktığında karanlık gücü açılmıştı, pelerininden yere kan dökülmeye başlamıştı. Kanlı pelerin giyen nadir siyah pelerinlilerdendi. Öyle ki zamanında o kadar kan dökdüğü için pelerininden her zaman kan akardı. Kansız lakabı alma hikayesi başkaydı. Normalde ona Katliam adı verilmeliydi fakat bu lakap daha önce birisine verilmişti. Yürümesi Borla'ya benziyordu sırtı kamburlaşmış bakışları yerden bakıyordu. Surların üzerinde ki savaş konseyi tedirginleşmişti. Siean ileriye çıkmıştı. Baş komutan şehrin en güçlü adamıydı. Borla'dan sonra Worgreymon kanlı hikayeleri bütün dünyayı dolaşmaya başlamıştı bile. Eskiden beri kanlıydı fakat onun hikayelerini Borla'nın hikayelerinin gerisinde kalmıştı. Worgreymon Borla'dan sonra yeniden bir korku imparatorluğunun temelleri atmıştı. Dünyanın en güçlü kötülerinden birisi olarak anılıyordu. Ölümsüz Efsane Mordekei kadar ünlüydü. Hatta daha da ünlenmeye başlamıştı. Siean ekibine bir şey olsun istemiyordu onu tek başına karşılamak istedi. Teke tek adil bir dövüştü. Normaldi hiçbir baş komutan tek başına bir efsanenin karşısına dikilmeyi göze alamazdı fakat Siean karanlığın ordusu ve Worgreymon hakkında bildiği bilgiler fazla idi. Onu dövüşürken defalarca görmüş ve izlemişti. Borla'nın öğrenci olmak hiç kolay değildi hatta eğitimleri bitirmeleri bile mucize gibi görünüyordu.
''Halen bırakıp gitme şansın var'' dedi. Siean kafasının olumsuzca salladı. ''Ben arkamdan savaştan kaçtı dedirtmem'' diye haykırdı. Worgreymon ''Dedirtmezsin ama yenildi dedirteceksin hatta Worgreymon tarafından hunharca öldürülmedi, katledildi diyecekler.'' Dedi. Siean ''Ölürsem arkamdan konuşanları gale etmem ama sen!'' dedi. Worgreymon ''Ben ölmeyeceğime göre o zaman sorun yok. Yani savaştan çekilmiyorsun yani'' dedi. Son bir kez daha yineledi. Siean ''Neden bu soruyu çokça soruyorsunuz? Benden korkuyor musunuz? Bütün tekniklerinizi biliyorum diye mi? Aslında çok geç Worgreymon zira bütün orduya bütün tekniklerinizi öğrettim. Artık onlarda sizin gibi savaşıyor. Beni yensen bile bugün ordun kaybedecek'' dedi. Worgreymon ''Bu ordu hiçbir zaman kaybedebileceği savaşa girmedi'' dedi. Siean
''Bretonaska savaşı'' dedi. Worgreymon sırıttı. ''İhanete uğramasaydık o zamanlar bugün dünyanın bir kısmı halen elimizde oluyor. Bize bağlı olurdun. Biz yenildik siz de bize tekmenizi attınız. Dünya Karanlığın ordusunun yenilmesini beklemiş meğerse'' dedi. Siean ''Ne bekliyordun? Bütün dünyaya zülüm ettiler sizi katiller tabiki bu fırsatı kimse kaçırmak istemedi. En iyi adamlarınız bile size ihanet ederken bizim size ihanet etmememiz düşünülemezdi.'' Dedi. Worgreymon Alabandarını çekti.
''Seni savaştan çekme konuşmalarını sona erdi. Seninle ilgili gelecek planlarım vardı bunu yok ettin. Kendini yok ettin bile bile Oktavya'yı belim elime teslim ettin. Birlikte yönetebilirdik şehri artık çok geç'' dedi. Kadran arkasında belirmişti. Saber diğer tarafta tıkanmıştı askerler onları ilerledikleri noktalardan geriye atmaya başarmışlardı. Gerilemeye başlamışlardı. Şehrin içi Oktavya'lı askerler dolmaya başlamıştı. Worgreymon ''Hangisini almak istiyorsun Kadran Kral mı? Yoksa Siean mi?'' diye sordu. Kadran ''Siean bana bırak abi'' dedi. Worgreymon ''O zaman etrafındakileri temizleyeyim. '' dedi.
...
Karanlık duvarın ardında sessiz bekleyiş sürüyordu. Poligon oklarını daha çok keskinleştiriyor eşyalarını kontrol ediyordu. Ordunun en önünde ordudan ayrı ve aralarına mesafe koymuş Irdenser ve Rhidger karşılıklı bağdaş kurmuş oturuyordu. Rhidger ''İçeriye girmemiz gerek Worgreymon içeriye girdi planın dışına çıkıldı bu yüzden içeriye girmemiş şart oldu. '' dedi. Irdenser ''Sakin ol abi plan bozulmuş olabilir Worgreymon'a burada ihtiyacımız vardı fakat gördüğün gibi Kadran planları bozdu. Bu çocuğun Borla'ya benzemesi hiç iyi olmadı. Bunu sen yetiştirmen gerekirdi. '' dedi. Rhidger ''Abimin yetiştirmesi her zaman daha iyi olurdu. Kadran şuan ki gücünü ve daha da güçlenmesi için Borla'ya ihtiyacı vardı. Fevri davranması gerek'' dedi. Irdenser
''Senin doğuştan karanlık gücün var doğuştan bu gücü kolayca şekillendirebilirdin'' dedi. Rhidger ''Bunu konuşmanın sırası değil hem umurumda değil. Önemli olan bir an önce savaşa başlamalıyız'' dedi. Irdenser ''Surlar temizlenmedi büyük ihtimal daha da kötüsü içeride Arslan ve Kadran'ın ekibi tek başına Worgreymon her tarafa yetişemez. Şu anda savaşmaya başlarsak yüksek top gücü ile karşı karşıya kalacağız kayıplarımız ölümcül olur'' dedi. Rhidger ''Başka bir fikrin var mı zeki kardeşim?'' diye sordu. Irdenser ''Planların dışında kaldık beklenilen olmadı tek umudumuz Kadran ve ekibinin Worgreymon ile birlikte surların bir kısmını ele geçirip top gücünü şehre çevirmedi böylece Arslan ve diğerleri büyük avantaj sağlamış olacak fakat dezavantajı tam anlamıyla bitirebilir mi bilemem'' dedi.
...
Hexan ve diğerleri oradan uzaklaşmıştı. Arslan dört tarafı sarılmış düşmanlar onun üzerine çullanmaya başlamıştı. Dört taraftan gelen düşmanları bir bir harcıyorken Rarar ''Onu geride bırakmamız doğru değildi'' dedi. Hexan ''Herkes önce kendi kaderini çizer onu arada bırakmalıydık epey kişi onunla ilgilenirsen bizde işimizi göreceğiz.'' Dedi. Hexan Vile'ye baktı. Vile hepsinden daha ileriye çıktı. Hexan ''Vile Saray'a giden yolu göster'' dediğinde yer sallanmaya başlamıştı ve yer yarıldı. Aralar açıldı şehir kendi içinde geniş Sagata ''Oyuna geldik yarıklar açıldı. '' dedi. Vile ''Böyle bir şeyi tahmin etmemiştim'' dedi. Sagata ''Önemli değil Oktavya tuzaklarla dolu kafaya takılacak tek şey arkamızda yarığa doğru bizi sürükleyecekler'' dedi. Hexan herkes kendini iyi hazırlasın'' dediğinde sokaklardan Oktavya ordusunu çıka geliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaşayan Efsane III
FantastikOnlar kötülüğün ete kemiğe bürünmüş haliydi. İntikam hissi ile yanıp tutuşan kötülüğün son temsilcileri kötülüğün ancak topyekun savaşa girerek ayakta kalacağını inanıyorlardı. Geriye kaybedecekleri hiç bir şey yoktu ama iyiler öyle miydi? Hayatta k...