Yaşayan Efsane III

III.26.Kanlı Abluka

Kelime Sayısı:1041

27 ve 28 bölümler yolda iyi okumalar. Bölümleri yarım yayınlamak istemedim. Tam hali ile yayın yayınlanacak bir aksilik olmaz ise

26 Bölüm

Kanlı Abluka

Karanlığın ordusunun bombardımanı devam ediyordu. Kadran surlardan aşağıya inmeye başlamıştı, Oktavya ordusuna arkadan saldıracaktı. Rhidger Olcayto Voranin ve Hexan saldırıya geçmişlerdi. Voranin diğerlerinin ölümünü ona söyledikten sonra Hexan daha hırsla saldırmaya başlamıştı. Olgun bir askerdi ne zaman ne şekilde davranacağını iyi bilirdi onların intikamı alınmalıydı. Saber kuleyi ele geçirme yolunda tıkanmıştı girdiği sokakta artık ilerleyemeyecek duruma gelmişti. Sagata da oraya doğru gidiyordu. Karanlığın ordusu kısa sürede yetişmişti. Oktavya ordusu kule ve çevresini sarmıştı. Savaşta öldürülenlerin isimlerini söylemeye devam ediyorlardı. Orduya moral vermek istiyorlardı.

Negro, Sarışın ve Yukira bir eve sığınmışlar ve izlerini kaybetmişlerdi. Saber'in takımı kuleyi zorlar iken onlar sadece yakalanmamak ellerinden geleni yapıyorlardı. Worgreymon saraya girmişti onun dışında Forcelini de içerideydi. Oktavya'nın savaş konseyinin bir kısmı dışarıdaydı bir kısmı kaçmayı tercih edip yer altına saklanmışlardı. Kral Ezabuku ve General Vorvor dışında sarayda Oktavya askerleri vardı başka savaş konseyinden yoktu. Ezabuku savaş konseyinin çekileceğini korkup kaçacağını tahmin edememişti. Bir kere onun düelloya davet etmişti artık kaçıp gitmek erkekliğini küçük düşüreceğini için kalmayı tercih etti. General Vorvor onun gibi kalmayı tercih eden kişilerden bir tane idi. Rhidger ve Irdenser'in şehre girmesi ile Oktavya ordusu büyük hayal kırıklığına uğramıştı. Bazıları silahları bırakıp kaçmaya başlamıştı. Bazıları yer altına gidiyorlardı. Şehirden tek kaçış yer altı tünelleri idi. Onların savaşacağını duymuşlardı fakat kapıyı kesebileceğini tahmin etmemişlerdi. Surların üzerinde Kadran ve ekibinin az sayıda olmasına rağmen hem surları hem de şehirde bi çok yeri ordudan arındırmış idi. Dalgalar halinde gelen birliklere Arslan ağır zaiyat verdiğim karanlığın ordusunun rahat ilerlemesi sebep olmuştu.

Karanlığın ordusu kendisinden beklenmeyecek derecede şehir savaşında iyi dövüşmüştü kayıpları ağırdı fakat zafere çok yakınlardı. Top atışları devam ederken haberler Kralın kulağına gidiyordu. Oktavya ordusu dört kişi tarafından durdurulup iki taraftan vurulup bir kişi tarafından arkadan hücuma uğradığı kralın kulaklarına gitmişti. Kral ayağa kalkıp sinirlenmişti. Kılıcını eline aldı. O sırada koridorda hareketlenmeler başlamıştı. General Vorvor krala baktı. Kral heyecanla kapıya bakıyordu. Yere düşen kılıç,kalkan seslerini duyabiliyordu. Can çekişen insanların sesi içeriye kadar geliyordu. General Vorvor ''Halen kaçabilirsiniz efendim'' dedi. Kral bu cümleyi daha duymak istemiyordu huysuzluğunu belli ederek Vorvor'a baktı. Vorvor bu bakışları anlamıştı boynunu eğip bir adım geriye attı. Kral ''Böyle şeyler duymak istemiyorum. '' dedi ses tonu oldukça ciddi idi. Vorvor daha üstelemedi. Kralın kaçması onun için daha iyi idi daha sonra dışarıda bir ordu toparlayıp yeniden saldırabilirdi. Kral ''Bir yere bekliyoruz dedik o gelene kadar bekleyeceğiz bize gelene kadar ölürse yine beklerim. Bu şehirden kaçamam sen bana diyeceksin ki birkaç yıl sonra tekrar kuşatırız. Şehri bu zamanda koruyamazsak birkaç yıl onların elinde kalmalarına izin verirsek bırak kuşatmayı bizi şehrin yanlarına kadar bile yakınlaştırmazlar. '' dedi. Yutkundu.

''Ordumuz güçlü fakat kaçanların farkındayım. Rhidger ve Irdenser savaşmaları bile yetiyor. Düşün bu savaşta Borla olsa idi kapıları kesmeden bütün ordu teslim olurdu. Hatırla Vorvor Borla'ya bu şehri teslim ettik. Karşılığında bize yaşama hakkı verdi. Ama şu anda durum farklı bu şehir kanla başla savunuyoruz. Her ne kadar ordudan ayrılmalar olsa da'' dedi. Birkaç asker daha yere yığılmıştı. Worgreymon kapının önüne geldiğinde askerler onun etrafını sarmıştı. Kral Ezabuku ''Bırakın içeriye girsin onun dışında kimseyi buraya almayın'' dedi. Worgreymon kapı önünde kendisini göstermişti kılıcından kan ayakkabısına damlıyordu. Oldukça sinirliydi. Uzun bir yoldan geliyordu sarayın neredeyse tamamını kılıçtan geçirmişti tek başına karşısına çıkan savaş konsey üyelerini öldürmüştü. Herkese öldürerek sonunda kralın karşısına çıkmıştı. En üst katta idi. Şehri büyük bir kısmı görülebiliyordu. Kral o gelmeden önce duruma askerlerine baktırmıştı. Worgreymon içeriye adım attı, Kral ona doğru adım atarken Vorvor kraldan daha fazla adım atarak onu geçti ve önünde durdu. Vorvor ''İzin verinde ben halledeyim.'' Dedi. Kral Ezabuku ''Tamam'' dedi. Generalini üzmeye niyeti yoktu, git dese gitmeyecekti kendisi dövüşmek istese önce o dövüşmek isteyecek veya kral saldırırken Vorvor'da saldırmaya kalkacaktı.

Kral ona tamam demişti. Vorvor iyi bir generaldi halk tarafından seviliyordu ama yeterince güçlü değildi. Worgreymon ile karşılaşabilecek güçte değildi. General seviyesinde olmasına rağmen gerçek bir general seviyesinin gücünce değildi. Vorvor hızlıca ileriye atıldı ve aydınlık gücünü son seviye açtı bu savaşı uzatmaya niyeti yoktu hemencecik bitirmek istiyordu. Worgreymon yürümeye başlamıştı kral ile konuşma fırsatı bulamadan Vorvor'un saldırısını gerçekleştirmek için harekete geçmişti. Worgreymon gardını almamıştı kılıcını yere yakın tutuyordu. Vorvor ışık ile birlikte hareket etti onu kılıç ve aydınlık gücü ile dalıp aynı anda iki saldırıyı yapmayı amaçlıyordu. Harekete geçtiğinde hızlandı daha da katlanarak hızlanıyordu elini ve kılıcını kaldırdı. Worgreymon bedeninden karanlık dumanlar çıkıyordu yüzü görünmüyordu. Bakışlarını kaldırdı o iyice yaklaşana kadar bekledi ve mesafe kılıç mesafesine düştüğünde kılıcını kaldırdı ve onu kesti. Vorvor'un onun yanından geçip gitti zira Worgreymon zamanında kenara çekilmişti. Vorvor yavaşladı ve ayağa takılarak yerde yuvarlandı kapıya çarparak durabildi. Kan revan içerisinde kalmıştı. Kapıya çarpana kadar çoktan ölmüştü. Worgreymon hızlı saldırısını ile Vorvor'un kalbini yerinden çıkartmış kılıcın ucunda asılı kalmıştı. Vorvor boynu eğik dağılmış vaziyette ölü yatıyordu. Kral onun halini görünce sinirlendi ve yumruğunu sıktı. Worgreymon göz ucu ile yerde yatan Vorvor'a baktı ve sonra bakışlarını krala çevirdi. ''Senin çözünü ne de olsa dinlemeyecekti bende onu çabuk aradan çıkardım en azından senin karşında rezil olmadı'' dedi. Kral yumruğunu iyice sıkıyordu. Worgreymon haklı idi. Her fırsatta herkesi rezil etmeyi başarabilen bu adam bu sefer düşmanının işini çabucak bitirmişti. Vorvor'u aradan çıkarmış ve krala giden yolda başka hiçbir engel kalmamıştı. Worgreymon kılıcını yere indirdiğinde Vorvor'ın kalbi yavaşça yere ayaklarının önüne düştü. Sırıttı ve sesli gülerek ayağını kaldırdı, Vorvor'un kalbinin üzerine basıp ezdi, sonra bir kez daha basıp ezdi. Birkaç kez daha ayaklarının altında parçalara ayırana kadar ezmeye çalıştığını sırada Kral saldırısını yapmıştı.

...

Oktavya ordusu zor duruma düşmüştü köşeye sıkışmıştı. Kadran artık şehrin içerisindeydi ağır adımlara kılıcını çevirerek onların üzerine yürüyordu. Rhidger en önce Hexan ve Olcayto biraz arkalarında en gerilerinde Voranin vardı. Rhidger ve Poligon topların yeniden hazırlanması için talimatlar veriyordu askerlere daha hızlı olması gerektiğini söylüyordu. Okvtavya ordusunu sırtını verebileceği yer yoktu, binalara dayanıyorlardı ama Kadran'ı binalar durdurabilir miydi? Rhidger'in saldırısından kaçabilecek kadar yetenekleri var mıydı? Onlar çok zor duruma düşürmelerine karşın Hexan'ı bile devirememişlerdi. Beş kişi tek başlarına bir orduyu o gün yok etmeye karar vermişlerdi. Arkalarında topçu desteği en büyük güvenceleri idi. Artık meydan savaşı olması için Rhidger etrafı yakıp yıkarak yeterince yer açmıştı. Şehrin dar sokaklarında oldukça zor duruma düşen Karanlığın ordusu için dar sokaklarda savaşma durumu sadece kule ve çevresi için vardı. Ordunun büyük bir kısmı karşılarındaydı ve meydan bina yığınları etrafta da olsa açılmıştı.

Meydan savaşlarında oldukça yetenekli olan Karanlığın ordusunun kurultayı bu avantajı kesinlikle geri çevirmeyeceklerdi.