Merhabalar, bölüm sonundaki yazımı okursanız sevinirim. Sizi bölümle başbaşa bırakıyorum.
Keyifli okumalar dilerim...
"Annecim nasılsın?"
"Uzun zamandır olmadığım kadar iyiyim bitanem sen nasılsın?" annesinin bu cümlesi Beliz'in kalbinde ne olduğunu bilemediği bir sıkıntı oluşturdu. Belki de hala babasının yerine bir başkasının annesinin yanında olmasına alışamamış olmasından kaynaklıydı. Bu durumu aşması gerektiğini biliyordu çünkü aradan yıllar geçmişti. Babası ölmüştü ve annesi de onca zamandan sonra hayatına birisini almak istemişti. Sessizliğin uzadığını farkeden Ceylin, kızının ruh halini çok iyi anlıyordu.
"Kızım ben....seni kırmak değildi niyetim. Yani iyi vakit geçirdiğimi söylemek istemiştim."
"Özür dilerim anne, ben.... tabi anlıyorum seni. Sonuçta onca zamandan sonra sende hayatında birisini istemekte haklısın. Ben babamı hala çok özlüyorum ve.... ve aslında Tufan abiyi de seviyorum. Bu yüzden sanki babamın sevgisine ihanet etmişim gibi hissediyorum. Sanki... sanki onu seversem bana kırılacakmış gibi, sanki bütün hatıralar bir anda kaybolacakmış gibi.... Babam sanki hiç hayatımızda olmamış gibi olacak! Bu düşüncelerin fazla ve belki de yersiz olduğunu biliyorum ama elimde değil. Ne yaparsam yapayım babamın sevgisine ihanet ediyormuşum hissinden kurtulamıyorum."
"Sen babanın sevgisine ihanet etmiyorsun güzel kızım. Baban da sana çok düşkündü. Abine hamile kaldığımda nasıl olduğunu anlayamadık bile. İkimizde çok gençtik, tecrübesizdik ama baban bir kızı olmasını çok istedi. İkimizde istedik ve bilinçli bir şekilde sana hamile kaldım. Sen her zaman bizim minik kızımız oldun ve hep öyle kalacaksın. Duygularından hiç bir zaman utanma ve asla çekinme kızım. Babanın senin her kararına saygı duyacağını ve seni asla yargılamayacağını biliyorsun. Bunları Tufan'a olan duygularından dolayı söylemiyorum sadece. Her ne olursa olsun asla hissetiklerinden korkma. Sen hep babanın küçük kızı olacaksın ve bunu hiç birşey değiştiremez."
Beliz'in gözlerinden minik bir kaç damla bağımsızlığını ilan etmiş ve yanaklarından süzülmüştü. Babası... Onu son gördüğünü anı onu asla unutamazdı.....
"Mutlu olmana sevindim annem. Senin adına gerçekten mutluyum."
"Canım benim biliyorum güzel yavrum."
"Şey aslında ben seni bir şey sormak için aramıştım." Diyerek konuyu değiştirdi genç kız.
"Hayırdır?"
"Anne Devran Kaptan'ı hatırlıyor musun?"
"Dev dalgaları deviren Devran Kaptan mı? Onu unutur muyum hiç?" dediğinde hüzünle gülümsemişti. Kocasının kaptanı anlattığı anlar canlanmıştı kadının hatıralarında. Her zaman büyük bir gururla anlatırdı.
"Evet o." Deyip gülümsedi Beliz ve konuşmasına devam etti.
"Tersanesini satıyormuş ve Levent almak için teklif verdi. Yarın akşam yemeğe eve gelecekler karısıyla birlikte. Acaba hangi yemekleri sevdiğini bilme ihtimalin var mı?" derken sonlara doğru sesi kısılmıştı. Çünkü annesinin bu bilgiyi bilip bilmediğinden emin olamıyordu genç kız.
"Zeytinyağlıları çok sever. Babanla Türkiye'ye her gittiğimizde onu mutlaka ziyaret ederdik ve sofradan zeytinyağlılar eksik olmazdı. Sen hatırlamazsın, belki abin bile hatırlamayabilir ama bizim evimize de gelmişlerdi ve bir kaç gün kalmışlardı."
"Hayır hatırlamıyorum. Anlatsana bana biraz nasıl birisi? Yani onun yanında nasıl davranmalıyım?"
"Sadece kendin ol kızım."derken gülümsüyordu annesi. Bir süre daha bu konu üzerinde muhabbet ettiler. Hatta Tufan ile bir çok ülkeyi gezen annesi, gittikleri yerlerden bahsetti biraz. İkisininde keyifleri yerine gelmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENSİZ OLMAZ
Romance"Gördüğün gibi ben seni, gerçek seni tanıyorum Levent! İnsan sevdiği kişinin herşeyine dikkat eder, özveride bulunur...... Sen beni tanımıyorsun Levent! İsmim dışında, herkesin bilebileceği basit bir kaç bilgi dışında hakkımda hiç bir şey bilmiyorsu...
