KAÇIRILMA 《part 2》

8.9K 649 58
                                        

Öncelikle geçmiş Ramazan Bayramınız mübarek olsun🍬🍬🍬

Bölüm henüz bitmedi. Kaçırılma part 3'de olacak,  bir süredir yaşadığım sağlık sorunları nedeniyle odaklanıp yazmaya devam edemedim ve bu yüzden bölümler istediğim uzunlukta olmadı. Umarım kısa sürede herşeyi geride bırakıp eski tempomuza döneceğiz. 
Keyifli okumalar.....

Olaydan bir gece önce

Uzun zamandır görüşmediği eski iş arkadaşının yemek davetine gitmiş olan genç adam keyifli bir sohbetin ortasındayken, kulaklarına dolan kahkahanın ahenkli ve aşina sesiyle bedeninin irkilmesini engelleyemedi. Aradan geçen onca zamanın ardından, planladıkları zaman gelmemiş olmasına rağmen böyle bir tesadüf olabilir miydi? Elindeki kadehi masaya bıraktı ve başını hafifçe sağına çevirdi. Sanki bunu bekliyormuş gibi kendi bakışlarıyla kesişen, her an içini huzurla dolduran o masmavi gözlerle buluştu gözleri. Kadının yanında bulunduğu adam Amerika'da hatırı sayılır bir servete sahip ama hakkında hiç bir bilgi bulunmayan birisiydi. Mavi gözlerin kendisiyle kesişmesinin ardından masadan kalkmasını içinde kıpır kıpır eden bir çarpıntıyla izledi. Ne kadar zamandır kalbi atmayı bırakmıştı ki zaten? Oysa şimdi bas bağırıyordu o küçük, kan pompalama görevi dışında delice atan et parçası, 'Ben buradayım! Daha fazla beni görmezden gelme!' diyordu.

"Hey sana diyorum. Uçtun mu oğlum iki kadehte?"

"Yok.... şey kusura bakma biran daldım. Ben bi lavaboya gidip geliyorum müsadenle." Dedi ve hemen mavi gözlerin sahibi kadının gittiği yöne adımlamaya başladı. Tuvaletlerin olduğu koridora geldiğinde görüş alanında kimse yoktu. Ancak saniyeler içinde bileğine sarılan narin eller onu bebek odasından içeriye çekmiş ve özlediği dudaklar dudaklarına kapanmıştı. (burada bahsettiğim bebeklerin altını değiştirmek için olan tuvaletlerin bulunduğu bölümdeki odalardır. Aklınıza bebek yatak odası gelmesin ve ne alaka şimdi demeyin :)  Tutkuyla harmanlanmış ama daha fazla bir özlemle kavrulmuşlardı. Dakikaların ardından soluk soluğa ayrıldıklarında ilk konuşan Mert olmuştu.

"Yanındaki o adam nişanlın mı?"

"O adam sadece işimin bir parçası." Diyen genç kadın hala soluklarını düzenleyememişti. Mert ellerini, kolları arasındaki kadının saçlarının arasından geçirdi ve hafifçe geriye çekerek yüzünü yukarıya kaldırmasını sağladı.

"Bu iş daha ne kadar sürecek Melinda?"

"Kızgın olman için bir sebep yok aşkım."

"Kızgın değilim ben!"

"Ben Melda'yım Mert! Bak bana, gözlerima bak! Kalbi sana ait olan kadınım ben! Kızgın olduğun zaman bana Melinda dediğini farketmediğimi mi sanıyorsun?" derken tatlı tatlı gülümseyen kadın sayesinde Mert'in bütün sinir hücresi darmadağınık olmuştu. Yüzünde beliren gülümsemeyle cevapladı sevdiği kadını.

"Melinda Melda Greyson, beni kıskançlıktan öldüreceksin. Ne zaman bitecek bu görev? Artık beklemek istemiyorum."

"Bu hafta bütün mekanlara eş zamanlı baskın düzenlenecek. Elimizdeki verilerden kesinlikle eminiz. Operasyon bittiğinde raporumu teslim edeceğim ve istifamı sunacağım. Ondan sonra bizi kimse ayıramayacak söz veriyorum."

"Sonunda! Artık beklemekten delirecektim. Üstelik Tuba'yı etrafımda gördükçe, sana olan ve bastırmaya çalıştığım özlemim nirvanaya çıkıyor." Dediğinde Melinda'dan keyifli bir kahkaha yükseldi.

"Benim ufak sarı cadı hala bana ruhsuz buz kütlesi falan diyor mu bari?"

"Senin bu ateş gibi hallerini görse küçük dilini yutacağına eminim. Ayrıca saçlarının bu sarı halini beğenmedim, eskisi gibi koyu renk yap hemen." diyen Mert ile ikiside gülümsemişlerdi.

SENSİZ OLMAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin