"Gördüğün gibi ben seni, gerçek seni tanıyorum Levent! İnsan sevdiği kişinin herşeyine dikkat eder, özveride bulunur...... Sen beni tanımıyorsun Levent! İsmim dışında, herkesin bilebileceği basit bir kaç bilgi dışında hakkımda hiç bir şey bilmiyorsu...
Dün akşamdan beri wattpad ile ilgili sıkıntım var malesef, bir türlü uygulamayı açamadığım için bölümü atamadım. Sonunda açıldı ve hemen yükleyeyim bölümü😍 Gerekli duyuruyu facebook grubumuzdan yapmıştım zaten. Bölüme gelirsek, benin çok merak ettiğim ve gitmeyi çok istediğim bir yerde New Orleans'da Tuba ve Aiden arasında geçiyor bu bölümümüz. Umarım beğenirsiniz😇 Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. Facebook gurubumuza gelmek isterseniz, Dilek Dmrtsch'ın Hayal Dünyası adlı durumunuza beklerim.
Keyifli okumalar dilerim....
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
...Tuba & Aiden...
Toplantıdan hoşnut bir şekilde ayrılmışlar ve kaldıkları otele gelmişlerdi. Odalarının bulunduğu kata geldiklerinde akşam yemeğinde görüşmek üzere ikiside kendi odalarına girmişti. Tuba odasına girdiğinde önce sıcak bir duş alıp rahatlamak istedi. Yarın yapılacak olan son toplantıdan sonra artık Los Angeles'a geri döneceklerdi. İş yerinde her an Aiden'ın yanında olması oldukça adrenalin dolu zamanlar geçirmesine sebep oluyordu. Aiden, bazen o kadar profesyonel bir iş adamı kimliğine bürünüyordu ki, şaşırmadan edemiyordu genç kız. Kendisine not almasını söylediği şeyleri aynı ciddiyetle elindeki tablete girerken aniden bir şey söylüyor ya da kolundan tutup kendine çekerek 'biraz motivasyona ihtiyacım var' diyerek öpüyordu. Onun yanında heran farklı duyguların havuzunda yüzüyordu genç kız. Bundan kesinlikle şikayetçi değildi. Yıllarca yaşadığı tek taraflı sevgiden sonra kendisini yeniden bir aşkın kollarına atabileceğini sanmıyordu ama Aiden onun bu düşüncesine sert darbeler vuruyordu her defasında. İstanbul'dan beri devam eden her gün papatya gönderme ritüeli halen devam etmekdeydi. Ailesiyle yaşadığı evde ve işe başladıktan sonra da her gün masasının üstünde mutlaka papatya buketi olurdu. Ailesine, kendisine bu ikinci ismi olan Daisy'yi verdikleri için teşekkür etmeliydi.(Daisy türkçede papatya anlamına gelir.) Yüzünde oluşan tatlı gülümsemeyle banyoya girdi ve hızlı bir şekilde duşunu alıp çıktı. Hazır buraya gelmişken biraz gezmek ve alış veriş yapmak istiyordu. Odasından çıkıp asansöre yürürken Aiden'ın kendisine seslendiğini duydu.
"Nereye gidiyorsun?"
"Fransız Mahallesi'ni merak ediyordum ama daha önce gelememiştim. Şimdi hazır buradayken biraz gezeceğim, belki alış veriş yaparım. Biliyorsun burası cadılar ve wodoo büyücüleriyle ünlü bir yer." Derken gülümsüyordu genç kız. Bu arada asansör gelmiş ve Aiden da kendisiyle birlikte asansöre binmişti.