"Gördüğün gibi ben seni, gerçek seni tanıyorum Levent! İnsan sevdiği kişinin herşeyine dikkat eder, özveride bulunur...... Sen beni tanımıyorsun Levent! İsmim dışında, herkesin bilebileceği basit bir kaç bilgi dışında hakkımda hiç bir şey bilmiyorsu...
Arkadaşlar, wattpad aracılığıyla tanıştığım ve önce çok samimi arkadaş sonra da dost olduğum melikesecen in minnak bir oğlu var, Çağan Kutay.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Minik adamımız doğuştan kalp hastası ve daha 10 günlükken bir ameliyat geçirmişti. Kalp damarlarındaki sıkışma yüzünden dün yeniden Medicana Hastanesinde ameliyat oldu ve şuan yoğun bakımda. Sizden ricam bu minik adamımız için dualarınızı eksik etmeyin. Şimdiden hepinize çok teşekkür ederim ve sizi bölümle başbaşa bırakıyorum. Keyifli okumalar.....
***********
Hastane yatağında bilinçsiz bir halde yatan genç kızı izliyordu adam. Yaklaşmaya cesaret edemediği için uzaktan izliyordu. Onca zamanın ardından birisi ona şuan ki gibi büyük bir pişmanlık yaşayacağını söylese, güler geçerdi ama şimdi yaşadığı pişmanlığı kelimelerle ifade edemiyordu. Gözlerini kapayıp derin bir nefes aldı ve bir cesaretle yatağın yanına gitti.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Tuba......" derken kalbinde hissettiği o korkunç suçluluk hissi bütün benliğini sarmış ve nefes aldırmaz olmuştu. Onun yıllardır etrafında dolanmasına o kadar alışmıştı ki.... Hep öyle kalacak sanmıştı. Hep sevilen taraf kendisi olacaktı ve bir kere daha sevip de kaybeden olmayacaktı. Yanılmıştı! Nefes aldığı sürece kendisini bekleyen bir hayatın olduğunu unutmuştu ve sorumsuzca davranmıştı. Yatağın yanına dizlerinin üstüne çöktü ve Tuba'nın elini kendi avuçlarının arasına aldı. Zaten açık tenli olan kız şuan adeta bir ölü gibiydi. Bu düşünce birden iliklerine kadar titremesine sebep oldu. Tuba'yı o uğursuz kelimeyle yanyana kullanmayı asla istemiyordu. Gözlerinden doğan gözyaşı damlası, yanağında hükmünü sürerek süzülürken, başını birleşen ellerinin üstüne koydu. Dişlerini sıkarken dudaklarından firar etmek için çırpınan hıçkırığını bastırabilmeyi umuyordu ama olmadı.
"Özür dilerim." Bir haykırış misali döküldü dudaklarından bu iki kelime. Omuzları sarsılarak ağlarken, tek dileği onu yeniden sapasağlam ayakta görmekti.
"Sana yaşatıklarım için, senin istediğin gibi seni sevemediğim ama yine de bencilce etrafımda olmanı istediğim için özür dilerim. Ne olur aç gözlerini, beni yeniden bir ölümle cezalandırma Tuba! Seni bu kadar kırdıktan sonra, kendimi affettirmeden gitme....yalvarırım." Matt'in şimdiye kadar Tuba'ya karşı olan en gerçek dugularıydı bunlar. Ölesiye pişman ve suçlu hissediyordu kendini. Kıza karşı davranışlarını gözünde canlandırdıkça, kafasını parçalanana kadar duvarlara vurmak istiyordu. Ameliyatta daha fazla kana ihtiyaç duyulduğunda ilk kendisinin gönüllü olması, yeteri kadar verdiği halde daha fazla alın diye ısrar etmesi, kendisine biçtiği bedeldi. Kendisini yeniden sevdiremezdi belki ama ne olursa olsun affedilmeliydi. Bunun için her şeyi yapacağına dair söz verdi kendisine.