KISKANÇLIK (alıntı)

11.8K 480 33
                                        

Herkese merhabalar, bir önceki bölümde bundan sonra düzenli bölümler geleceğini söylemiştim. Eski takipçilerimin bildiği üzere ben hikayelerime ara veren biri değilim ancak bu hikayeye başladığımdan beri bir dizi aksilikler peşimden ayrılmadı. Şuan özel hayatımda ki bazı sorunlarımdan dolayı ne yazık ki hikayeme zamanı belli olmayan bir süre için ara vermek durumundayım. Eğer hikayemi silmezseniz ve Allahtan bişey olmaz, ölmez sağ kalırsak (sonuçta ölümlü dünya başımıza ne geleceği belli değil.) hikayemin finalini buradan yapacağım. Lütfen kırıcı yorumlar yapmayın. Yazabilecek durumda olsam sizi asla bekletmezdim ama elimde olmayan sebeplerden dolayı bu arayı vermek zorundayım.

Size bölüm getirebilmeyi çok isterdim ama şimdilik sadece bu kadar kısa bir şey yazabildim. Bunu minik bir alıntı olarak kabul edin lütfen.

Keyifli okumalar dilerim ve umarım geri döndüğümde yine yanımda olursunuz.
Hoşçakalın......

~~ ALINTI ~~

"Bak bakalım sen bana. Neden ağladın güzelim sen?" Diyen Kaan'ın şefkat dolu sesi Beliz'in içindeki ağlama isteğini daha çok artırmıştı. Dudaklarını dişlerinin esaratine alarak hıçkırıklarını bastırmaya çalıştı ama titreyen bedeninden herşey belli oluyordu. Kaan biraz tedirgin bir ifadeyle kardeşinin sırtında sakinleştirici bir şekilde elini gezdirirken, sorgulayan bakışlarını Tuba'ya çevirmişti. Tuba ise siniri katlanmış bir halde gözlerini Levent'e sabitlemişti. Sonradan Kaan'ın bakışlarını görünce yüzüne zoraki bir gülümseme yerleştirmeye çabaladı. Levent karısının sarıldığı kişinin abisi olduğunu bildiği halde içinde büyüyen ve kendisini rahatsız eden hislerle başa çıkmaya çalışıyordu. Saniyeler sonra Beliz kendini toparlaması gerektiğinin farkında olarak güçlükle kendine geldi. Abisinin kollarından çıkmadan başını biraz geriye attı ve abisiyle gözgöze geldi.

"Seni öyle birden görünce çok özlediğimi farkettim yakışıklım."
Kaan kardeşinin sözleriyle içinin rahatladığı hissetti. Beliz onun zayıf noktasıydı ve kardeşi için yapabileceği şeylerin bir sınırı yoktu.

"Karşıma geçip 'abi ben aşık oldum' deyip hemen nikah masasına oturacak kadar büyüyen kardeşim, şimdi karşımda ağlıyor. Bak sen cimcimeye. " Derken sesindeki muzip ton açıkça belliydi. Levent ise daha fazla dayanamayarak karısını Kaan'ın kolları arasından çekip kendi kolları arasına aldı. Kendisinden beklenmeyecek derecede şefkatli bir şekilde karısının yanaklarını elleriyle sildi. Beliz kocasından beklemediği bu hareket karşısında şaşkınlıktan put gibi kalakaldı.

"Karımın sulu gözlü hali bile çok güzelmiş."
Dedi. Levent'in dudaklarından dökülen bu cümle Tuba için bedeninden elektrik geçmiş etkisi yapmıştı. Beliz'in anlattıklarından dolayı hala sinirliydi zaten ve bu cümle üstüne tuz biber ekmişti.
"Sulu gözlü hali güzel diye heran ağlaması gerekmiyor bunun farkındasın değil mi Levent?"

Tuba'nın sert bir ses tonuyla söylediği bu cümlesi ortama düşen bomba misali biranlık sessizlik oluşturdu. Böyle bir saldırıyı beklemeyen Levent gerilmişti ve kolları arasındaki karısının bedeninin de gerilmesiyle Tuba'nın herşeyi bildiğini anladı. Farkettiği diğer bir gerçeklik ise Tuba'nın bu durumu karısı gibi sakince karşılamayacağı olmuştu. Beliz içinden arka arkaya dualar ediyordu. 'Şimdi değil! Şimdi söyleyemezsin Tuba.' Ancak Tuba'nın bu cümlesi Kaan'ın kardeşine karşı olan koruma güdülerini devreye sokmuştu.
"Bu ne demek Tuba? Levent'in kardeşimin ağlamasına sebep olacak bir davranışı mı oldu?"
Kaan ve Tuba kedi köpek misali sürekli birbirleriyle didişselerde, ciddi konularda asla geçmedikleri sınırlar vardı. Söz konusu sevdikleri insanlar olduğunda ikisininde kimilerine göre 'aşırı' diye adlandırılabilecekri tutumları olurdu. Tuba, Levent'in en küçük yanlışında elindeki kozu sonuna kadar kullanıp Beliz'i ondan kurtacağının sinyalini verdi. Kaan, kardeşinin bilmediği bir durum yüzünden acı çekiyor olduğunu düşünmeye başlamış ve hem koruma güdüsü hem de herhangi bir tehlikeye karşı tetikte duruyordu. Levent, yaptığı bütün planın elinde patlayacağının farkında ama bu durum zerre kadar umrunda değildi. Onun umrunda olan tek şey Beliz'in ondan ayrılma ihtimaliydi ve bunun olmasına ne pahasına olursa olsun asla izin vermeyeceğinin farkındaydı. O an farkettiği bu gerçeklik ise biran bedeninin sarsılmasına sebep oldu. Karısını bu kadar benimsediğinin farkında bile değildi.

SENSİZ OLMAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin