V.BÖLÜM: "UMULMADIK ÇİFT ÇİZGİ"

83.5K 4.4K 327
                                    

Sezen Aksu - Biliyorsun

Sezen Aksu - Biliyorsun

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

V.BÖLÜM: "UMULMADIK ÇİFT ÇİZGİ"

Kanadı kırık kuşlar gökyüzünü cehennem sanırmış,

Uçmayı bilmeyenler ise uçmayı öğrendiklerinde ilk gökyüzünü yaralarmış.

Yeni bir yola çıkanlar, ayak tabanlarında mutlaka geçmişte yürüdüğü yolların çamur izlerini taşır. Evini terk edenler nasıl gidildiğini hatırlamadıkları yolları bile özler. Zamanla çoğu şey geçer gider, yıkık dökük bir hatıra fotoğrafı gibi çerçevelenir ömür ve bazısına bakıp bakıp iç geçirilir.

Otobüsün her sallantısında midemdeki bulantı güçleniyordu. Adını sanını bilmediğim, onca yollardan geçip gittik. Karanlığın yüz vermediği bir geceydi. Ay tepemizde peşimize düşerken yanıma bir teyze oturmuştu. Koridorun karşı tarafında, tam hizamızda kalan koltuklarda oturan kişilerle aralarında bir bağ olmalı ki sürekli o tarafla konuşup duruyordu. Görebildiğim kadarıyla evli bir çiftti ve kadın hamileydi. Yanımdaki teyze ona sürekli öğütler veriyor, çantasından bir şeyler çıkartıp onlara uzatıyordu. Kadın birkaç kere kusacak gibi olmuş ama kusmamıştı.

Otobüsün yeni bir sarsıntısıyla midem kasılırken hızla elimi ağzıma götürerek kendimi sıktım. Şimdi olmaz. Şimdi olmaz. Midem hop oturup hop kalkarken, yanımdaki teyze durumumu fark etmiş olmalı ki bana bir poşet uzattı. "Al kızım al." Teyzenin elindeki poşeti hızla alıp kusmaya başladığımda, ne kadar iğrenç bir durum olsa da bunu yapmam gerektiğini tekrar ettim kendime. Teyzenin bu kez uzattığı kağıt avluyla ağzımı hızla silip ona gülümsedim. Yan koltukta oturan kızı veya gelini sayesinde hazırlıklıydı.

"Çok teşekkür ederim."

"Ne demek evladım. Şimdi daha iyi misin?"

"İyiyim iyiyim, tekrar teşekkür ederim."

Tek elimle kustuğum poşeti tutuyordum. Neyse ki muavin elinde bir çöp torbasıyla gelip almıştı. Çantamın fermuarını açıp su şişemi çıkartarak, ağzımdaki kötü tadı silmek için sadece küçük birkaç yudum aldım. Midem biraz olsun sakinleştiğinde zihnimde bazı şeyler yer almaya başlamıştı. Mide bulantısı...kusma...hamilelik... İrkilerek kendi kendime başımı iki yana sallayıp, bakışlarımı korkuyla karnıma indirdim. Araf'la birlikte olduğumda reglimin üzerinden iki hafta kadar geçmişti. Gebelik için ihtimâlin yüksek olduğu bir dönemdi. Ayrıca o günden sonra daha regl olmamıştım. Adet düzensizliği yaşadığım için bu gecikmenin sebebini üzüntü ve strese bağlamıştım ama şimdi... Havada kalan elimi karnımın üzerine koyduğumda, düşündüğüm şeyin gerçekliği zihnime ağ örmeye başladı.

Olabilir miydi?

Kafamı cama doğru çevirip zorlukla yutkundum. Nefesimi boğazımda düğüm düğüm ederek, kendini kendi içinde boğan bir andı. Bu ihtimâl omuzlarıma binerken bir an hiç doğrulamayacağımı sandım. Gözlerimin önünden geçip giden onlarca şey oldu. Gülüşmelerimiz, beraberken yaptıklarımız, sevişmemiz, birlikteliğimiz, onun gidişi, fotoğraflar, o kadın... Sol gözümden kayan yaşı hızla silerek burnumu sessizce çekmeye çalıştım. Bir ihtimâl, sadece küçük bir ihtimâl yaralı ruhumu diken üstünde oturur hâle getirmişti. Otobüsün camında karanlığa dalıp giden bakışlarımı oradan ayıramadan sabahı zor ederken, tan yerinin kızıllığını uçsuz bucaksız bir kayalığın ardına saklanırken gördüm. Bir sabah daha oluyordu şimdi. Hiç bilmediğim bir şehrin, bilmediğim bir caddesinde güneşi doğuruyordu zaman.

SİLMESİNLER İZLERİMİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin