Uzun ve deliksiz bir uyku dinlenmek için iyi geliyor. Hostesin kibar sesiyle sabaha uyandım.
Pencereden dışarı baktığımda masmavi gökyüzünün altında uçsuz bucaksız tarla denizi bana mutluluk veriyor. Bildiğim yerler diyemem ama ülkemdeyim nihayet. Yıllardır ayrı kaldığım gökyüzünün altındayım. Sahi kaç yıl oldu gideli. 5-6 öyle bir şey işte. İlk gittiğim günleri sisli perdenin ardında gibi hatırlıyorum. Sürekli ağlayan bir ben, konuşamayan, utanan, saklanan bir Nurgül. Günlerce yorganın altından çıkmamıştım. Sanırım etrafımdakiler ruh hastası olduğumu düşünmüştür. Zamanla alıştım. Önce nefes almaya başladım sonra görmeye. Ve en sonunda hasrete alıştım elbette. Zamanla geçer mi sandınız? Kim demiş onu. Hasret kedi gibidir saklanır bir köşeye, özlemin ateşiyle ısınır. Olmadık zamanda bir tırmık atar kanatır içinizi. Neyse öyle işte.
Kaptan pilotumuzun anonsuyla sıyrıldım eski günlerin düşünden. İşte geldik buradayız Annemi en son bir kaç ay önce geldiğinde görmüştüm. Güzel kadındır. Övünmek gibi olmasın genlerim annemden acaba babamda geldi mi onu merak ediyorum. Uzun zaman oldu görmeyeli. Kendimi bildim bileli mesafeli ama sevdiğini bilirim beni. Neden böyle olduğunu bilmek için kâhin olmaya gerek yok.
Mavi gözlü bu şehir bence dünyanın en güzel şehri. Denizi, camileri, satıcıları, insanları, gökyüzü, gecesi, gündüzü, sakinliği ve olmazsa olmazı karmaşası ile ayrı güzel. Yıllar oldu görmeyeli. Sinem ve Pelin in resimlerinden gördüğüm kadarıyla çok değişmiş bu enfes şehir. Geçen zaman geri gelmiyor ne yazık ki
Uçağımız yavaş yavaş havaalanına yaklaşıyor. Anons yapıldı. Kaptan pilotlar acaba uçuş dersi ile ses ve diksiyon dersi de mi alıyor? Genizden gelen ses tonu çok etkileyici. Hostes mi olsam yakışıklı bir pilotla evlenirim. Yine uçtum galiba. Oysaki benim gibi ağır başlı bir kıza hiç yakışmıyor di mi baba?
Şükür nihayet indik. Özel jetimiz babama ayrılan özel alana yanaşırken heyecandan içim kıpır kıpır. Tekerlerin yere değdiği an derin bir nefes aldım. İçim içime sığmıyor demiş miydim? Öyle işte
O ayağa kalkma anını hiç sevmiyorum. Uyuşmuş ağrıyan ayaklar. Off ayakkabılarım olmuyor iyi mi? İçim içime sığmıyor demiş miydim? Ha tamam o zaman
Merdivenlerden inip çıkışa yöneldim. İçim kıpır kıpır. Kapıdan geçip VIP salonunu tariyorum gözlerimle ama tanıdık bir yüze rastlamıyorum nedense. Annem nerede?
Ve işte tanıdık biri nihayet Tarık abi. Çocukluğumdan bildiğim şoförümüz Tarık abi nasıl mutlu oldum var ya
Hızlı adımlarla yaklaşıyorum, annem nerede araba da mı ?
- Merhaba Tarık abi nasılsın?
diyerek sarılıyorum
- Hoş geldiniz hanımefendi sağ olun özledik sizi döneceğiniz günü saydık resmen.
- Bende Tarım abi hepinizi çok özledim. Valizler için ayrıca araçlar gelecek değil mi?
- Evet hanımefendi birazdan birkaç araç gelip nakliye işlemine başlayacaklar. Akşam üstü eşyalarınız eve gelir yerleştirmeye başlar hanımla kız.
- Teşekkürler
Hemen arabayla biniyorum ama annem yok. İçim burkuluyor.
İstanbul' un trafiği akıp giderken ben sadece içimdeki ağırlıkla dışarıyı izliyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NURGÜL
ChickLitHayat beklemediğiniz bir yöne gittiğinde ne yaparsınız ? Yoklukla imtihan mı herşeye gözü kapatıp hayata devam etmek mi ?