1 hafta sonra

6.1K 192 1
                                    

Geçen haftadan bu yana düşünüyorum. Bilmiyorum sıkıyor bir şeyler sürekli beni. Dolabımda ne varsa hepsini çıkarttırdım. Yolladım bir yerlere. İhtiyacı olan istediğini alsın dedim Reyhan teyzeye. Fransa’ dan ne geldiyse özel birkaç parça hariç onları da yolladım. Bilmiyorum belki geçmişimdedir sorun. Nihayetinde okul bitti. Yeni hayat yeni ben demek. Birkaç kere alışverişe çıktım. Ne gördüysem aldım. Tarzımın dışına çıktım. Elbiseler, pantalonlar, bluzlar falan. Denemedim bile. Denerim nasılsa olmadı atarım. Şu anda bunu düşünemem.

Tabii ki düşündüm. Baktım olmadı. Yatla gezintiye çıktım. Buda olmadı, kızları çağırdım dedim kim varsa çağırın parti var. Denizde özel yat ayarlandı partimi verdim. Yeni arkadaşlarla tanıştım. Laf aramızda çok yakışıklı çocuklarda vardı ama bir türlü iletişim kuramadığımı farkettim. Türkçe zaten eksik bende. Fransızca, İngilizce ortaya karışık yaptık. Ama baktım ki sorun o değil. Ağzımı açamıyorum. Konuya nereden gireceğimi bilmiyorum. Konu çok bu kez de dil giriyor araya. Gecenin ilerleyen saatlerinde o da sıktı. Saklandım bir köşeye vakit geçirdim.

Bugün taş evde kalmaya karar verdim. Bilmiyorum belki de ihtiyacım olan şey sessizliktir. Kırlangıcın yuvasına baktım boştu. Ormanın içinde yürüdüm biraz. Deniz kenarına indim. Dalgaları dinledim, yüzdüm. İnsanlardan çok uzakta tek kendimi dinledim. Ayakta kalmalıyım, ne pahasına olursa olsun. Başarılı, güçlü, gerekirse kimse olmadan ayakta kalan biri olmalıyım. Ailem olmadan da yaşamalıyım. Tüm bunlar aklımı meşgul ederken taşeve gittim. Akşam balkonda otururken internete baktım. O sırada ilkokuldan tek arkadaşım Leyla’ nın bir paylaşımı dikkatimi çekti. Üniversiteyi kazanmış. Hem de tıp fakültesini. Nasıl mutlu oldum onun adına. Çok iyidir ya samimidir, içtendir. Yıllar oldu görüşmeyeli. Çok küçükken Gebze’ de otururken gecekondularımız yan yanaydı. Eskihisar’ a giden yolun kenarındaki evlerimiz eğimli sel yatağı bir yerde olduğu için yağmur yağınca su toplanırdı o tarafa. Kapının önünde çamurdan tabak falan yapardık. Elbette üstümüzü kirletmeden. Çünkü ikimizin ailesinin durumu da belliydi. Çok kıyafetimiz yoktu ve elbette sürekli makine açılamazdı çünkü faturalardan tasarruf etmemiz lazımdı.
Sonra internette bulmuş beni ekledi sohbet ettik birkaç kez. Burs bulmuş, babası eskiye göre iyi bir yerde işe girmiş. Tıp okumayı istiyordu çok. Hemen yazdım internetten :
- Leyla selam nasılsın çok sevindim senin adına
- Ayy Nurgül sana da selam : ) nasılım ne demek uçuyorum havalarda nasıl mutlu oldum anlatamam hayallerim gerçek oluyor ya düşünsene : ) hani hep anlatırdım doktor olsam diye hatta doktor hanım diye dalga geçerdin benimle :)
- Hatırlamam mı : ) İnanılmaz mutlu oldum inan ben kazanmış kadar mutluyum şu anda bak ne yapalım biliyor musun görüşelim bir gün yemekler benden hatta üniversiteyi kazanman şerefine ne istersen yaparız : )
- Çok tatlısın canım seni görmek yeter bana tamam görüşelim bir yerde. Oturur sohbet ederiz çok özledim hem seni : )
- Tamam canım sen ayarla yeri ve saati haberleşelim
- Oldu ben sana haber veririm teyzem arıyor görüşürüz :*
- Byee

Yüzümde saçma bir gülümseme ile bıraktım telefonu elimden. Ne güzel çocukluk arkadaşım hayallerine uçuyor, yokluktan, tek göz evden çıkan kız uçmayı öğreniyor artık. Düşmekten korkmadan kendini rüzgara bırakıyor. Esen rüzgarı dinliyorum. Farkediyorum ki Fransa’da ki koca okulda, bu koca evde, bu herşeyin olduğu, her istediğimin olduğu dünyada ben yolumu kaybetmişim. Mutluluğa giden yolu bulamamam bu yüzden. Yola çıkmam lazım. Ama nasıl?

NURGÜLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin