Silahın namlusuna bakarken midemde ve sırtımda bıçak gibi sancılar hissettim. Soğuk soğuk terlemeye başlamıştım. Bomboş koridor, kesinlikle kaçabileceğim bir köşe yok kaldı ki, adamla aramızda 2-3 metre ya var ya yok. Iskalaması imkansız. Şirinlik mi yapsam ? Ya da ağlasam yalvarsam yakarsam? Yok yok adam kafaya takmış mıhlayacak beni. Pis pis sırıtıyor bide
- Noldu güzel gız, o gün gabadayı gabadayı gasılıyordun orada. Şincik noldu?
- Siz, beni biriyle karıştırdınız galiba beyefendi? Kasılmak kim ben kim ?
- He he hep öyle derler
- Kim ? Pardon ?
Allah’ ım aklımı kaçıracağım, oturdum adamla sohbet ediyorum. Bu asansörlere ne oldu arkadaş sanki saatler oldu hiç biri gelmiyor. Polisler taaa koridorun öteki ucunda. Adam silahı sallayarak;
- Son duanı et güzel gız, son saniyelerin
Gözlerim sımsıkı kapalıydı, ellerim havada, nefes bile alamaz durumdaydım, sanki nefes alırsam silah nefesime bağlıymış da patlayacakmış gibi geliyordu.
Sanki mani olabilecekmişim gibi ellerimi havaya kaldırdım, duaları unuttum ya iyi mi !!!
Allah ‘ ım affet beni yaşayamadan gidiyorum bu dünyadan ☹
Tam bu esnada paattttt diye bir ses geldi, dedim aha silah patladı kurşun gelecek. Saniyenin onda biri kadar zaman sonra “ağğğhhhhh” diye bir böğürme ve hışırtı geldi. Eee hışırtı silahtan çıkmaz ki !!
Gözlerimi açtığımda adam yerde kanlar içinde yatıyordu. Adamın başında ise kahhhrrammmaaanıımmmmmm bilin bakalım kim 😊
Iıı-ııııhhhh
Bilemediniz. ÖZLEMMMMM 😊
Demiştim size herkesin kıvırcık saçlı bir arkadaşı olmalı diye. Ve ekliyorum: O arkadaşlarınızın çantasında anlam veremediğiniz koca bir parfüm şişesi olmalı. Nerede işe yarayacağını asla bilemezsiniz.
Özlem elinde parfüm şişesi adamın başında dikilmiş, gözlerini koca koca açmış bana bakıyordu:
- Nurgül kim bu?
- Kim olduğunu bilmediğin adamın kafasını mı kırdın sen az önce Özlem?
- Ama sana silah doğrultmuştu. En azından ben öyle gördüm.
- Doğru gördün.
- Kızım senin ne işin var bu adamlarla
- Boşver anlatırım uzun hikaye . kahramanım benim 😊
Boynuna sarıldım sıkı sıkı. Bizim adamın böğürmesini duyan hasta bakıcılar polise seslenip koştu yanımıza. Gelen polisler gökte aradıkları adamı burunlarının dibinde bulunca hem sevindiler hem sinirlendiler. Burnumuzun ucuna kadar gelmeyi nasıl başarmış, bu ne cesaret diye diye adamı önce pansuman odasına sonra nezarethaneye götürdüler. Tabii bu sesleri duyan Serdar Bey ve Fuat’ ta koşa koşa yanımıza geldiler. Serdar Bey “ iyi misin” diyerek bana sarıldı. O anda Özlem’ in bakışında tuhaf ve “ noluyoz kızım hayırlı işler” bakışını gördüğüme yemin edebilirim. :D
Tüm bu tantanayı akşam Orhan abiye anlattığımızda;
-ya arkadaş gitmemi mi bekliyordunuz? Bir gün daha bekleyememiş mi o serseri ? ah be kaynana senin yüzünden macerayı kaçırdım be. Torunlara bile anlatırdım ben bunu. Ah be ah be
Gece boyunca bunu kaç defa tekrarladı sayamadım bile. Akşam geç saatlere kadar gülüşerek anlattık bir birimize. Serdar Bey ;
- Ya adam nasıl gelmiş Nurgül, anlattılar mı sana? Fuat, sen soruyordun galiba az önce polislere?
- Adam hastabakıcı kılığına girmiş, dedi Fuat. Arka kapıları kullanmış. Üniforma olunca da kimse necisin diye sormamış adama. Önce senin yanına gelmek istemiş, polisleri görünce geri basmış. Tam o sırada da asansör bekleyen Nurgül’ ü görmüş. Kolay hedef olarak düşünmüş demek ki ama yanılmış. Suç ortağını unutmuş(Fuat bunu anlatırken Özlem’ e göz kırpıp pis pis niye sırıtıyor ya ? Zevzek işte)
- E hastaneye nasıl girmiş ? Kolay mı bu kadar?
- Görevlilerden biri tanıdıkmış yardım etmiş.
- Hadi ya! E o kişi bulunmuş mu?
- Evet, onu da göz altına almışlar.
Hayret ettik plana. Plan değişikliği yüzünden olan bana oluyordu. Ama o sırada Serdar Bey’ in yanında polisler olmasa …… Allah korusun.
Bir ara Orhan abi, Özlem’ e;
- Sende de iyi cesaret varmış ha. Nereden aklına geldi parfüm şişesini adamın kafasına gömmek?Bende o parfüm şişelerini neden yanında taşırlar diyordum. Korkulur bu kadın milletinden.
- Ne yapayım abi Nurgül’ ü öyle görünce
- E sen nereden geldin? Asansörler arızalıymış bugün bak.
- Merdivenlerden geldim, koridorları karıştırmışım. Karşı tarafa geçtim, sordum oradakilere. Bu tarafı gösterdiler. Gelirken bir baktım Nurgül , dedim bu kızın yüzü neden bembeyaz , tir tir titriyor.
- Silah vardı burnumun dibinde ondan olabilir mi?
- Öf bölme be, yavaşça yaklaştım. Bir baktım adamın biri Nurgül’e silah tutuyor ama beni farketmedi. Ne yapacağımı bilemedim. Silahı ateşlerse neler olabilir düşünmek bile istemedim. Çantamdan parfüm şişesini çıkarttım, bu arada Nurgül’ ün adama sorular sorması iyi oldu. Yoksa adam beni kesin farkederdi. Yavaşça yaklaştım, tam o sırada adam galiba beni farketti dikkati dağıldı, aha kızım Özlem, fırsatı buldun, Ya Allah diyerek adamın kafaya indirdim şişeyi.
- Ya ölseydi
- O anda onu mu düşündüm korkudan? Hem parfüm şişesiyle adam mı ölür?
- Kızım millet nelerden ölüyor, duysan aklın şaşar, diye kahkahayı bastı Orhan abi.
Aslında haklıydı ama o anda böyle bir şey olmadığına sevindim. Aksi bir durumu düşünmek dahi istemiyorum. Eminim kimse istemiyordu.
Geç saatlerde Özlem gitmek için kalkınca Fuat’ ta “ bende gideyim geç oldu” diye ayaklandı. Orhan abi yan yan bakıp “oğlum gece sana daha yeni başlıyor, ne geç olması be” diyerek göz kırptı. Ne karıştırıyor bunlar? Özlem ‘ e sıkı sıkı sarıldım:
-teşekkürler hayatımı borçluyum sana
- arkadaşlar bu günler içindir
Sıkı sıkı tekrar sarılıp, içimden tekrar tekrar teşekkür ettim. Hem hayatım için, hem dostluğu için.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NURGÜL
ChickLitHayat beklemediğiniz bir yöne gittiğinde ne yaparsınız ? Yoklukla imtihan mı herşeye gözü kapatıp hayata devam etmek mi ?