Evimde miyim ?

6.2K 224 1
                                    



Ve işte yıllardır görmediğim evim. Geniş bahçesinde arabamız ilerlerken neler değişmiş diye heyecanla bakıyorum. Ben gittiğimde küçücük olan ağaçlar artık koca bir ormanın parçası olmuş. Evet bahçemiz resmen bir orman. Araba yolunda ilerlerken haranın, tenis kortunun, küçük hayvanat bahçesinin yanından geçiyoruz. Annemle babamın ilginç zevkleri varmış doğrusu. Ne garip değil mi evimi özledim yıllarca ama geldiğim bu dünya yabancı bir yer sanki. Sanki değil öyle. On koca yıl oldu gideli. Ben giderken buraya yeni taşınmış sayılırdık. Üç yıl kaldım burada. Üç dolu dolu koca yıl. O zamanlar sadece iki katli bir çiftlik evi vardı. Bahçesine onlarca meyve ağacını ekmiştik anne ve babamla. Evet, ilginç değil mi o zamanlar biz bir aileydik. Hala öyleyiz elbette. Sanırım yani öyle gibiyiz.
Doğum günümü hatırlıyorum. Pembe prenses kostümü içinde kendimi gerçekten prenses görerek bahçede dolanmıştım. O zaman öyle olduğunu düşünüyordum. Soydan malikânesinin prensesi. Pelinle o gün tanıştık. Ve elbette Aylin' le de. Ailemin yeni dünyasının yeni ailelerinin kızlarıydı ikisi de. Üç küçük prenses çetesiydik o zamanlar. Pembe kıyafetler içinde bir çete :D Sihirli sopalarımızla görünmez olup istediğimiz kişileri kaybediyorduk. Ne saçmalamıştık o gün ama

Geçmişten sıyrılıp bugüne dönmem lazım. Araba hızını değiştirmeden köprünün üstünden geçiyor. Köprünün altında akan nehre bakıyorum. Bu nehir var mıydı? Peki bu kuğular? Evimizin bahçesinde bir nehir ve o nehirde kuğular var! Gerçekten bizimkiler neleri daha değiştirmişler çok merak ediyorum.
İşte evimiz. Hatırladığımdan çok farklı. İki katlı ev hala yerinde ama eklemelerle dev bir yapıya dönüşmüş. Sağ tarafında arkaya doğru uzayan üç katlı başka bir bina daha eklenmiş. Sol taraf çiçek denizi gibi. Enfes görünümlü orkideler, güller, menekşeler ve çoğunun adını bilmediğim renk denizi içinde yüzlerce belki de binlerce çiçek. Mavi, mor, pembe, sarı onlarca renk ve galiba yüzlerce ton. Arabanın içinde bile kokuyu alabiliyorum. Parfümün baş kenti Fransa’ da bile bu kadar enfes kokular duymadım. Ve çiçeklerin diğer tarafında bahçeye girerken gördüğüm ormanın devamı uzanıyor.
Araba eve yaklaştıkça heyecanım katlanıyor. Araba evin önündeki alana yaklaştı ve durdu. Tarık abi hızla inip kapıyı açtı. Arabadan iner inmez temiz havayı içime çektim. İşte bu be :)
Kapıda dikilen  Tarık abinin eşi emektar Reyhan teyze ve kızı Şenay a selam verip sarıldım. Ne çok özlemişim dost kokularını. Hızlıca içeri koştum. Babam bu halimi görse ne derdi acaba :(
Keşke görseydi. İçeri girince koca bir sessizlik beni karşıladı. Ben geldim neden kimse yok? Soydan malikânesinin prensesi geldi neredesiniz? Yoksa gelmedi mi ? Gelen alelade biri mi ? Korktuğum şey yıllardır içimi kemiren ama hep zorla susturduğum ses yine bağırmaya başladı : evin fazlalığı, istenmeyeni, uzak tutulanı, uzaklaştırılanı. Gözden uzak tutulanı ve belki de gönülden  kovulanı .

:(
:(

NURGÜLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin