Selam, yine ben : ) iki ay geçti okula başlayalı. Neler yaptım bu sürede. Öncelikle o gün dinlendim. Ertesi gün şehri dolaştım. Beklentilerimin üzerindeydi doğrusu. Porsuk nehri dedikleri suyun kenarında gezdim. Adını duyunca ıyyy demiştim ama çok güzelmiş doğrusu. Suyun kenarında kalabalık gruplar halinde gençler vardı. Ay çok güzel ya bende arkadaşlarımla şurada oturmak istiyorum dedim kendi kendime.
Valizimi yerleştiririm kolayca demiştim ya 3 hafta da zor yerleştirdim. Hayır o kadar eşya sığmadı da bir yerlere 4 dolap tıka basa doldu. Kalanları gösterdikleri depoya koydum. Sadece mevsime uygun olanları seçtim artık ne yapayım.
Burasının havası ilginç. Sabahları inanılmaz soğuk. İlk gün bir şey olmaz diye lay lay gittim aman Allah’ ım okula varmadan dişlerim takırdamaya başladı. Yok böyle soğuk dedim Nurgül şimdiden böyleyse kışları 3 kaban üstüste giyerim herhalde. Hırka falanda almadım yanıma öğleden sonraya kadar donacağım. Saat oldu 11:00 bir sıcak bir sıcak. Galiba bu şehir sabahları Sibirya ‘ ya öğleden sonraları Antalya’ ya yaklaşıyor, dünya hareket halinde ya bir hissetmiyoruz. Bu kadar sıcaklık farkının başka bir açıklaması olamaz. Yok böyle bir şey. Sadece ben değil tüm sınıf arkadaşlarım aynı haldeydik.
İlk günümü de anlatayım sizlere. Dedim ya tüm sınıf üşüdük diye. Buldum sınıfı oturdum en öne. Derdim neyse? En önde işim ne ? Sınıfın en çaliskani olmak için yanıp ttutusuyormusum da haberim yokmuş. Bu arada nasıl üşümüşüm var ya yok böyle bir şey. Burnum düştü düşecek. Ellerimi bacaklarımın altına koydum parmaklarım ısınsın diye. Ellerimi kontrol ettim bir ara gerçekten bacaklarımın altında mı diye hissetmiyorum çünkü. Temmuz doğumluyum ben yaz kızıyım ne anlarım soğuktan. O ara yanıma oturan mavi gözlü kıvırcık saçlı bir kızla göz göze geldik. O da benim gibi belli ki üşümüş. Gülümseyip selam verdim kafamla. Yani gülmeye çalıştım o halimle. Baktım o da aynı ifadeyi yapmaya çalışıyor. Başladık gülmeye.
- Selam, ben Nurgül.
- Selam bende Özlem çok üşüdüm
- Bende keşke kaban falan alaydım yanma
- Ya soğuk demişlerdi Eskişehir için ama Eylül ayında bu kadarını beklemiyordum.
- Bende iklimle ilgili pek bilgi yok. Çok arama yapmadım. (içimden de dua ediyorum bu arada, umarım konuştuklarımı anlıyordur diye. Fransa’ dan geldiğimden beri pratik yapmaya çalışıyorum olduğu kadar artık. Kimseyi bulamayınca tv izledim bir ara, sonra insanların televizyona çıkıp neden bağırıştıklarını ve evlenmeye çalıştıklarını anlamayınca tv izlemeyi de bıraktım)
- Nerelisin Nurgül?
- İstanbul ama uzun zamandır yurtdışındaydım.
- Aa harika nerede ?
- Fransa . orada okudum, geçen sene döndü ben.
- Süpermiş. Fransızcan çok iyidir öyleyse
- Sayılır. Türkçem pek düzgün değil kusur bakma ilerletme çalışıyorum.
- Desene biz Fransızcayı ilerleteceğiz, sen Türkçe’ yi : )
- Galiba öle olcak. Sen nerelisin?
- Aslında Malatyalıyım ama her yerli diyebilirsin bana
- Nasıl yani?
- Babam polis bu sebeple sürekli tayinimiz çıkar, çok şehir gezdik biz. Sivas, Antep, İzmir, Ordu, Edirne, Bayburt daha bir sürü şehir.
- Zor olmak gerek öyle
- Zor elbette.
- Baba polis siz çok geziyor yani? Polis çok mu gezer?
- Tayinler olur sürekli. Polis, asker çocuğuysan Türkiye’ nin her yeri bizim memleket oluyor. Her yerden hemşeri bulabiliriz yani : )
- Hemşeri ? Her hastanede hemşeri yok mu niye bulmak zor mu Türkiye’ de hemşeri?
- O dediğin hemşire. Benim dediğim hemşeri yani aynı memleketten demek : )
- Pardon : )
Böylece ilk arkadaşımı bulmuş oldum. Biz böyle sohbet ederken ilk ders hocamız geldi. Oldukça genç ama hareketli biriydi. Kendini tanıttı bizleri tanımak istedi.
İlk hafta dersler genellikle böyle geçti. Başka kişilerle de tanıştım. Hepsi Fransa’ da okuduğumu duyunca çok sevindi arkadaş olmak istediler benle. Ne güzel bir sürü arkadaşım oldu. En sevdiğim Özlem tabii, okul çıkışında gezdik sürekli. Adalar, porsuk, Hamamyolu falan. Adalarda ada aradık ama yok. Niye adalar demişler onu bilende yok. Çok sorgulamadık bizde. Çiğbörek dedikleri şeyde çiğ değil zaten. Birde mantı yemek istedik mercimekli mi diye sordular? Kahvaltıda su böreği sorduk, kıymalı mı dediler? İlginç bir şehir belli ki. Farklı bir yemek kültürü var. Alışırız sorun değil.
Havalar gittikçe soğudu. Dersler yoğunlaştı.
Özlem evi Eskişehir’ de olduğu için burada kalıyor. Ama ders için sık sık yanıma geliyor. Bazen ben onlara gidiyorum. Çok tatlı bir ailesi var. İki kardeşi daha var. Annesi inanılmaz güzel yemekler yapıyor. Ne zaman gitsem mutfakta zaten. Kendi dedi çok seviyormuş. Terapi gibi diyor. İlk defa yaprak sarma yaptım. Ben annemi evimizin mutfak olan ek binasında bile görmedim. Belki bizde 3+1 evde otursak annem mutfağın yerini bilirdi. Onun yerine toplantılarda kaçak ne satılır onu biliyor. Neyse.
Özlem’ in babası polis. Tanıştık sohbet ettik. Ailemi sordu serbest esnaf dedim. Ne deseydim? Sonuçta serbest oldukça. Biraz gerilmedim desem yalan olur. Şükür ki hala garip konuşuyorum babası pek ilerletmedi sohbetlerimizi. Umarım öyle kalır.
Bu arada okulda yeni arkadaşlarımla sohbeti ilerlettim. Ben Türkçe onlar Fransızca takılıyoruz. Elif var Kayserili çok tatlı, Bayburttan gelen Hatice var. O da benim gibi alışmaya çalışıyor. Aynur İstanbuldan gelmiş. Alışamadık galiba birbirimize. İstanbul un neresinde oturuyorsun falan bir sürü soru soruyor. O Nişantaşı nda oturuyormuş hiç oralara gelmismiymişim biraz pahalıymış oralar belki gelmemişimdir. Yurtdışındaydım diyerek geçiştirmeye çalışıyorum. ( İtiraf ediyorum bu kız ne zaman bu muhabbete başlasa içimden keşke babamla aram iyi olsa. Nişantaşı ni komple alsak bu kızın yüzünü görmek isterdim o zaman) Ali var , Karslı, acayip eğlenceli. Murat var. İsmail var Antalya li, akademik kariyer hayali var. Sonra işte Murat var Ankaralı ama aslen Ankaralı değilmiş bir yerden göç etmişler anlamadım. Sorarım isterseniz. Niye olmasın ki ? Sonra Buğra var Denizlili bide Murat var yeşil gözlü. Evet Murat var.
İlk vize tarihler gelip çattı. Az onceki arkadaşlarımdan başka arkadaşlarimda var onlarda çok sevdi beni hepsi benimle ders çalışmak istiyor. Aslında bu durum biraz garip, yani okul çıkışında görüyorum bazen selam bile vermeyenler oldu ama vize haftası yemeğimi bile ısmarlamak isteyenler çıktı. İnsan psikolojisi çok garip galiba diye düşündüm. Bir tek Özlem aynı kaldı. Ama bazen onu da sinirli sinirli arkadaşlarıma bakarken görüyorum. Kıskanıyor mu beni? Galiba. Ama ben onu çok seviyorum, asla yalnız bırakmam. Az önce isimlerini saydıklarım da yemekte veya hafta sonları falan hep bizimle.
Vize haftası ilk sınav öncesi Murat geldi yanıma. Çok yakışıklı, onu görünce gülmemi tutamıyorum. Ama komik olduğu için değil mutlu oluyorum. Böyle karnımda sızılar kelebekler falan. Anlarsınız işte zorlamayın : )
- Naber Nurgül
- İyi Murat senden?
- İyidir işte
- Mavi yakışmış
- Sağolasın ben sana bir şey demiyorum güzellik sana ne giysen yakışır zaten
- Teşekkürler
O sırada Özlem’ e baktım eyvah gözlerinden ateş çıkacak Murat’ a bakarken. Neler oluyor yahu? Umarım aklıma gelen şey değildir. Yakın arkadaşımla aynı erkeği sevmek istemem. Ben bunları düşünürken Murat elime dokundu elime dokundu elime dokundu elime dokundu elime dokundu demiş miydim elime dokundu:
- Senden bir şey rica edebilir miyim?
- Elbette
- Ya ben çok rahatsızlandım son birkaç derste yoktum takip edemedim şu birkaç gün arka sırana otursam nasıl olur?
- İstediğin yere otur neden olmasın ( ayyyy kıyamam hasta mıymış, bende diyorum neden yok okulda. Eee ama instagramda resimleri vardı, demek ki hastalığını belli etmemeye çalışmış gururlu çocuk belli ki aferin)
- Tamam o zaman sen otur sol elini pek oynatma ben hallederim
- Anlamadım
- Yani ben soldan bakarım yazdıklarına anla işte kapiş ;) hadi görüşürüz borcum var sana unutmam bunu hadi bysss
Kapiş ? soldan bakma ? ne demek bunlar????
Özlem’ e baktım kafayı öne eğmiş sol bacağı sinirli sinirli oynuyor. Hah işte Özlem’ in klasik hareketi sinirlenmiş belli ki?
- Özlem?
- Efendim Nurgül
- Noldu?
- Sence?
- Sinirlisin?
- Olmamalı mıyım? Az önce olanları gördüm. Senin gibi akıllı bir kız bu hatayı nasıl yapar?
- Ne hatası ?
- Murat mı? Yardım istedi sadece ne hatası?
- Nurgül bazen gerçekten saf mısın diye düşünüyorum. Hayır fanusta falan mı yaşadın sen? Anlamadın mı niyetini?
- Ne niyeti Özlem ? hastaymış gelememiş
- Ve sende kopya çekmesine onay verdin
- Yani aslında evet. Biraz öyle oldu
- Hoşlanıyorsun değil mi ondan?
- ……….
- Bak Nurgül çok iyisin, neden bilmiyorum ama çok temizsin. Ama Murat’ a dikkat et.
- Neden ne zararı var ki ?Yani ne olabilir ki en fazla ???
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NURGÜL
ChickLitHayat beklemediğiniz bir yöne gittiğinde ne yaparsınız ? Yoklukla imtihan mı herşeye gözü kapatıp hayata devam etmek mi ?