Olaylar Olaylar

6.1K 161 0
                                    

Herkes elindeki işi bırakarak apar topar hastaneye koşturdu. Tıp Fakültesinde ameliyata alınan Serdar Bey’ i görmek için son gaz gittik. Acile girdiğimde koşarak kaçmamak için zor tuttum kendimi. Ya kötü haber alırsam ? Kalbim yerinden fırlayacak gibiydi. Fuat hemen iş bitiriciliğini konuşturdu, bizi bekleme odasına yönlendirdi. Ekranda Serdar Bey in isminin ve soy isminin baş harflerini görünce ayıramadım kayan ekrandan gözlerimi. Hepimiz dilimizi yutmuş gibiydik. Birbirimize sormaya korkar olmuştuk. Durumu nasıldı ? Orhan abinin ağzını bıçak açmıyordu zaten. Şu anda tek dileğimiz sağ salim odasına çıkmasıydı. Saniyeler, dakikalar derken ne kadar zaman geçti bilmiyorum.
Bir ara Orhan abinin dışarıdan geldiğini farkettim. Yanımıza oturdu. Olayları öğrenmiş:
- Şu geçenlerde yakaladığı kaçakçılar vardı ya haber yapmıştık, epey olay olmuştu, emniyet müdürü aramıştı. İşte o baskında tutuklanan, Serdar ile Nurgül’ ü tehdit eden adamın yeğeni, sabah evden çıkarken Serdar’ ın yanına gidip iki el silah sıkmış. Şükür ki Serdar, o sırada erken davranıp kenara kaçmış ama kurşunlardan biri karın boşluğuna denk gelmiş.
- Evi nasıl bulmuşlar , nasıl adamlar bunlar?
- Bilmiyorum Tuğba, biz hep hedefte olan insanlarız. Bu işe devam edecekseniz bunu bileceksiniz. Ya da etliye sütlüye dokunmadan bulmaca köşesi, günlük burçlar yazacaksınız.
- Adamı yakalamışlar mı, diye sordu Vedat.
- Hayır
- E bu adamlar dışarda mı hala? Ya buraya gelip Serdar Bey’ e bir şey yaparlarsa?
- Sivil polisler nöbet tutacaklar bir süre. Bakın hepiniz dikkatli olacaksınız. Sadece Serdar tehlikede değil.  (bana dönerek) özellikle sen Nurgül. Adamlar seni gördü. Var mı kalabileceğin başka bir ev, arkadaş veya istersen ailenin yanına gidebilirsin sorun olmaz ayarlarız. Aslında bende çağırırım ama kaynana ağır hasta, bizde kalıyor o. Kayınçolar falan evde bana yer yok  ki. Ne aksi zaman ha.
- Yok hallederim ben sağol abi(Tabii bunları derken üç buçuk attığımı sanırım anlamıştır Orhan abi)
- Tabi tabi halledersin. Kendine dikkat edeceksin, gözüm üzerinde. En ufak bir şeyde bana ulaş tamam mı ? Telefonum var değil mi sende?
- Var
- Tamam . Hızlı çağrılara ekle en ufak bir şeyde, gece yarısı bile olsa arayacaksın. Anlaştık mı ?
- Anlaştık.
- Orhan abi, Nurgül’ ün tek kalması doğru olmaz, eğer sana da uygunsa Nurgül, sen bende kal.
Bunları söyleyen Tuğba’ ydı. Duygulanmadım desem yalan olur. Koca yürekli güzel kız.
- Yok sağol başımın çareye bakar ben
- Tabi canım bakabilirsin, dedi Orhan abi, hatta Tuğba’ yla kal, ikinizi beraber avlasınlar, devam devam.
O sırada polisler tutanakları tamamlamış, son işlemleri yaptırmak için odalara bakınıyorlardı. Ameliyat sonucunu bekliyorlardı onlarda.  Aklıma bir fikir geldi:
- Orhan abi, ben burada kalmak istiyorum.
- O nereden çıktı kızım?
- E polisler burada dedi sen. Daha güvenli nereye gidebilirim ki ? hem Serdar Bey’ in bir şeye ihtiyacı olursa buralarda olur bende.
- Ben varım ya kızım ne gerek var hastane köşelerinde?
- Nöbetleşe kalırız işte.

Bu teklifim Orhan abinin de kafasını karıştı. Bana bakıp olur anlamında kafasını salladı. Kendimi daha güvende hissediyordum artık. Şu ameliyat bir bitse.
Bu adamlar beni de takip ediyor olabilir mi? Etrafıma bakmamıştım son zamanlarda. Okul – ders derken kendimi fazla kaptırmış olmalıyım. Belki de babamın adamlarını görürüm diye sinir olmamak için dikkatimi vermemiş olabilir miyim? Başım beladan kurtulmayacak mı ya benim ?
Kafam bunlarla doluyken etrafımızda bazı personelin yemekten döndüğünü duyuyordum. Az önce gördüğüm kişiler bunlar, ne zaman gittiler ki ? Ne zaman saatler geçti? Bunları düşünürken Tuğba’ nın bağırışını duydum, bir anda yüreğim ağzıma geldi, nefesim kayboldu sanki. Tuğba’ nın yüzüne bakınca ekrana kilitlendiğini fark ettim. Evet ameliyat bitmişti, Serdar Bey’ in yoğun bakım odasına alındığı yazıyordu. Orhan abi çoktan bankonun yanına gidip hemşirelere sorular soruyordu: Durumu nasıldı? Görebilir miyiz? Kim bize daha ayrıntılı bilgi verebilir ?
Sadece bunları duydum. Orhan abi bize gelene kadar gözlerimle yüzünü taradım sanki soruların cevapları oradaymış gibi.
- Şükür çocuklar, Serdar iyi. Kurşunu çıkartmışlar. İç organlara gelmemiş. Bir süre burada gözetim altında tutacaklar. Koruma da verecekler. Sağlık durumu iyi dedim ya sorup durmayın. Ben çıkana kadar yanında kalırım. Tabi yardımcım Nurgül ‘ le 😉 Zaten birkaç güne çıkar o koca oğlan, bir şey olmaz ona rahat olun. Hayır göstermiyorlar ısrar etmeyin işte.

Hepimiz derin bir oh çektik eminim. Orhan abi anlatsa da sorularımızla bunalttık onu farkındaydık. Orhan abiye eve gidip birkaç eşyamı alıp geleceğimi söyledim, tamam dedi.  Toplanıp kapının önüne çıktık.  Arabalara giderken Tuğba yanıma geldi ;
- Nurgül, Orhan abi aradı. Seni eve bırakmamızı istedi, arabalardan biri seni götürüp getirecek anlaştık mı ?
- Gerek yok
- Emir büyük yerden hadi bakalım.


Yurda bırakıp gittiler beni. Şoförlerden Metin abi buralarda olduğunu söyledi.  E ben burada ne kadar güvendeyim ki ? Güvenlikçi garip garip yüzüme bakınca gerçekten garip olduğumu, koridora boş boş baktığımı farkettim. hemen koşa koşa asansöre binip odama çıktım. Kilidi açıp içeri kontrol etme ihtiyacım vardı. Tekrar kilitledim kapımı içeri girip. Şimdi ne olacaktı? Birkaç parça eşyamı toparlayıp kısa bir duş alıp çıkmam lazımdı. Yarım saat verdim kendime. Özlem? Ona da anlatmalıyım her şeyi.  Neden olmasın? Babası polis? Ya duyarsa olanları? Özlem’ e anlatmasam bile duyabilir. Demez mi kızına sen kimlerle arkadaşlık ediyorsun, dur ben bu kızı bir araştırayım diye. Hah sonra da et kaçakçılarından kaçan mağdur öğrenci kızımız mafya patronunun biricik kızı çıksın. Çok rahatlar adamın içi. Eminim çok mutlu olur bu durumdan. Evine et kaçakçılarından kaçan mafya kızın gelmesi içini huzurla doldurur eminim. Sonra hep beraber akşam yemeği yeriz. tabi tabi evet. Neler düşünüyorum ben ya. Offffffff
Yemekte de bence pizza yiyelim.   Tabi seve seve. Konu niye buraya geldi. Aaa ben yemek yemedim kahvaltıyla duruyorum. Hastanede bulunur bir şeyler. Apar topar ne aklıma gelirse toparladım.
Metin abi beni hastaneye götürüp Orhan abiye teslim etti. Belli ki emir gerçekten sağlam yerden gelmiş. Çin vazosu gibi taşınıp duruyorum. Serdar Bey ben gelene kadar odaya alınmış. Gerçekten sağlam bünyesi olmalı “koca oğlanın” :D 

Odanın kapısına geldiğimde ikisi de beni farketmedi. Serdar Bey, “su” diye bas bas bağırıyordu, Orhan abi de ısrarla Serdar Bey’ e su vermem deyip duruyordu. Odaya girdiğimi görünce ikisi de bana baktılar. Serdar Bey, bana Orhan abiyi şikayete başladı:
- Nurgül, Allah aşkına su ver. Bu herif beni susuz koyacak, susadım ya susadım
Gülerek peki dedim. Tam su arıyordum ki Orhan abi:
- Hayır Nurgül asla. Ne inatçı bu koca oğlan görüyor musun Nurgül, doktorlar yasak biz diyene kadar su vermeyin dedi diyorum hala su diyor.
- Bir damla be, nolacak
- Hala narkozun etkisindesin belli. Zaten keçi gibi inatçıydın, narkoz tam kafa yapmış sende. İsteme kızdan su. Kimseden isteme
- Zebaniden farksızsın ha

İkisinin bu hali çok komikti. Çocuklar gibi inatlaşıyorlardı. Asıl komik olansa Serdar Beydi. Hadi Orhan abi bizden, ama Serdar ı hiç böyle görmemiştim. Kıyamam ya Serdar, susadın mı sen?  Opsss , Serdar !! kıyamam !!!noluyoruz kızım Nurgül kendine gel. İçimden dedim umarım anlamamışlardır. İkisinin şu anda televizyon açma muhabbetini görünce içimden söylediğimden emin oldum. Her zaman ki gibi televizyon için bile inatlaşıyorlardı. Orhan abi Es Es maçı izlemek isterken ciddi Serdar “Bey” ,tartışma programı izlemek istiyordu. Bu beylerle ne yapacağım ben. Bana da kadın, yemek programı açın falan diye araya mı girsem acaba. Neyse , neydi o ünlü söz, salça olmamın luzümü yok. Birkaç gün bu çocuklara annelik yapacağım galiba.

NURGÜLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin