O akşam ki yemek rüya gibi geçti. Annem babam ile uzun yıllar sonra aile olduğumu hissederek yemek yedim. Harika bir duyguydu. Sonra ki günler aklıma ne eserse yaptım desem yeridir.
Bol bol dinlendim mesela. Yatla boğaza açıldık. İki gece orada kaldım. Sonra alışveriş elbette. Annemle babamın çıkarttığı sınırsız kredi kartımla günlerce alışveriş yaptık. Annemle derken tek annem yoktu elbette 3 yardımcı daha vardı. Alınanları arabalara koyduktan sonra her gün değişik bir mekanda yemek yedik. Ne çok özlemişim böyle özgür olmayı, İstanbul’ u , annemi …. Ve elbette aile olmayı. Çoğu akşam babamı görmedim. İşleri o kadar yoğun ki çok geç geliyor. Ve genellikle stresli oluyor. Annemle bazen fısıldaşırken görüyorum. Beni farkedince babam bakışlarını kaçırıyor, annemse gülümsüyor tüm sahteliğiyle.
Annemle babam ben geldikten bir hafta sonra toplantıları olduğu için birkaç gün gitmek zorunda olduklarını söylediler. Yatı kullanmak istersem özel bir tekne ayarlayabileceklerini, kendi yatımızın toplantı için kullanılacağını söylediler.
Hala anlamadılar ne yapayım ki yatı. Onlar denize açılırken benim yüreğim okyanuslara açılıyordu. Yapayalnız geceler geçirdim. Ne olacak biraz daha olsun.
Bu arada eski arkadaşlar toplandık elbette. Pelin ve Aylin annemlerin gittiğini duyunca hemen geldiler. Pijama partisi time dedik ve sabaha kadar eğlendik. Sinema salonunda filmler izleyip ağladık, gölde, havuzda yüzdük. Çılgınlar gibi eğlendik resmen. O kadar çok güldüm ki rüyalarmda bile çene kaslarım ağrıyordu artık :D bu durumdan bir tek Reyhan teyze ve diğer hizmetliler memnun olmadı galiba. 3 kız biraz! evi dağıtmışız. Bir şey demediler ama bir akşam hepsini odaları temizlerken görünce kafama dank etti. Galiba dikkatli olmamız lazım. Yazık insanlara ya : ( kızların gittikleri günün akşamı annemle babam geldi. Sanki hep ordalarmış gibi iş hakkında konuşmadılar bile. Birkaç kere sorayım istedim iş nasıldı diye “iş işte boşver “ dediler. Bu ticaret böyle mi ? memur mu olsam ki ? maaşı saati belli. :/
Geldikten üç hafta sonra cumartesi akşamı annem Pazar kahvaltısını sahildeki taş evde yapacağımızı, erken kalkmamı istedi. O tarafa hiç gitmedim. Dolayısıyla evi Araçla gidildiği için açıkçası erteleyip durdum. Tembelim demiş miydim
Pazar sabahı gün doğumuyla uyandım. Çok sevdiğim beyaz elbiselerimden birini giyip aşağı indim. Tarık abi annemlerin taş eve gittiğini söyledi. Çok erkenciler doğrusu. Hemen arabaya bindim. Yol boyunca gün ışığıyla renk değiştiren ağaçları, çiçekleri, nehri izledim. Bir ara bu bahçede yürüyüşe çıkmalıyım. Bir ara elbette. On dakika kadar sonra eve vardık. Sahile bakan yamaca kurulmuş oldukça güzel bir ev burası. Asıl evimize göre oldukça küçük aynı zamanda.
Arabadan inip eve doğru ilerlerken bizimkeleri farkediyorum. Evin sağ tarafında, masanın başındalar. Sürpriz yapmalıyım evet çok eğlenceli olacak evin diğer tarafından dolanıp pat diye atlayacağım masaya çocukken çok yapardım bunu hihihihi :D hemen evin diğer tarafına geçiyorum. Parmaklarımın ucundayım, Tarık abiyede “ sus “ işareti yapıyorum. Tam evi dolanıp giderken bizimkilerin oldukça ciddi bir ses tonunda konuştuğunu farkettim. Bu cennet gibi yerde, sabahın bu saatinde derdiniz ne sizin ? neyse yaklaşıp uygun zamanı kollamalıyım diye düşünüp saklanıyorum. Babamın sesi daha net geliyor sanki
- Adamlar sürekli arıyorlar. Seni aradılar mı ?
- Geçen gün avukatı aramışlar. Nasıl kurtuluruz bu beladan bilmiyorum.
Ne belası ? ne adamı? Ne işi olur meyve sebze satışı yapan adamın belayla adamla falan ? neyse vardır mantıklı bir açıklaması. Mafyaya bulaşacak halleri yok ya! 50 sine gelmiş insanlar yok artık daha neler ? Haraç vermediler diye takılan mı oldu peşlerine acaba? İki kasa portakal verselerdi anlaşırlardı belki. Saçmaladım galiba.
O sırada babamın sesi bu düşüncelerimi bölüyor:
- Kızda tam gelecek zamanı buldu! Sanki gel dedik. Koşa koşa geldi okul biter bitmez. Derdin ne git dolaş dünyayı. Sanki çağıran oldu.
Annemin itirazına gülsem mi üzülsem mi bilemedim:
- Lütfen konuşmalarına dikkat et. Birkaç gün sonra gidecek nasılsa. İdare ediver. Hem evden çıktığı yok doğru düzgün. Birkaç kere çıktı ama onda da gerekeni yaptım ben için rahat olsun. Bize zararı olamaz. Eskisi gibi devam ederiz.
Kalakaldım öyle. Ama gelirken ben bunları düşünmemiştim hiç. “evime” gelmiştim hani. “evim” burası benim. Ya da eskiden öyleydi. Şimdi ????
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NURGÜL
ChickLitHayat beklemediğiniz bir yöne gittiğinde ne yaparsınız ? Yoklukla imtihan mı herşeye gözü kapatıp hayata devam etmek mi ?