Daha sonra Özlem' le bu konuyu pek konuşmadık. Ben arada gizli gizli Murat' ın hesaplarına bakıyordum. Çok sosyal biri, sürekli bir yerlerde. Bu kadar gezerse hasta olur tabii. İlerde belki birlikte gezeriz neden olmasın?
Sınava kadar içim içime sığmadı. O 2 gün nasıl geçti bilmiyorum.
Sınıfa girdiğimizde Murat tam arkama gelip oturdu sandalyesini de yaklaştırdı. Parfüm kokusunu yakınımda duyunca bayılacaktım az daha. Olmazzz sınav öncesi rezil olurum asla. Nefes al nefes ver nefes al nefes ver. İşte böyle aferin az daha hızlı hızlı nefes al adam seni histerik sansın aferin. Offf ne yapsam elimi nereye koysam bacak bacak üstüne mi atsam şöyle çok havalı mı dururum azıcık cool gözükeyim di mi ama. Yok bu seferde buzlar kraliçesi der kaçarsa ? samimi olmalıyım. Yok cıvıtırsam bu seferde bu ne be çocuk bu daha der kaçar. Off akıl verin bana. Durun bir saniye kalbim duracak galiba birisi Nurgül mü dedi? Bu sesi biliyorum! Murat Murat Murat bana sesleniyor:
- Efendim Murat ( gülüşünü kontrol et kızım Nurgül diş macunu reklamında değilsin kendine gel )
- Nasılsın ?
- Teşekkür eder ben, sen nasılın?(hah yüzümdeki ifade normal galiba, umarım)
- Sağolasın, Türkçe' yi daha da düzeltmişsin bakıyorum ilk günler pek konuşmuyordun. Konuşunca da pek anlaşamıyorduk.
- Evvet. Zamanla alışıyor ben Türkçe. Pratik yapınca ileri gidiyor.
- İlerliyor
- Efendim
- İlerliyor diyeceksin ya da ilerlettim de diyebilirsin
- Teşekkürler çok kibarsın ( ayyy canım yyyaaa)
O sınav nasıl geçti anlamadım. Arkada oturan Murat'ın kokusu her burnuma geldiğinde kalbim duracak gibi oldu. Yan oturarak kağıdımı elimden geldiği kadar gösterdim. Yani basit bir ders bir kereden ne olabilir ki?
Sınav kağıdına her şeyi yazdım. Erkenden bitirdim. Murat' ı bekledim tamamlasın diye. Bir ara bir baktım Kemal Hocanın gözler bende "eyvah" dedim yakalandık. Baktım yaklaşmaya niyetli kağıdı çektim önüme. Kalemle saçımla oynuyorum. Eyvah eyvah gelecek galiba... Derken arka sıradan bir kız "hooaajjeeeammmm" diye garip bir şekilde seslendi(benim hadi Türkçem bozuk bunların niye bozuk anlamıyorum ya neyse). Kemal hoca o tarafa gidince deriiiinnnn bir oh çektim. Tekrar kağıdı yan getirdim.
Süre bitiminde Murat, hocanın yanına gitti kağıdı teslim etti. Benim gözler onda elbette. Bekliyorum ki bir dönsün baksın. Tabii ki baktı göz kırptı çıktı. Ben durur muyum? Yüreğim ağzımda zaten. Eşyalarımı topladım bende kapıya doğru yürüdüm. Koridora çıkınca gözlerim onu aradı ama tek gördüğüm koridorun sonunda ki kapıdan çıkan Murat' tı. Sanırım acelesi vardı. Belki kimse anlamasın diye böyle yapmıştır.
Neyse dedim kantine indim baktım Özlem orada hemen yanına gittim:
- Naber?
- İyi Nurgül senden naber sınav nasıldı ?
- Harika !
- Süper ya dua et benimde güzel geçsin on dakika sonra da benim sınavım var.
- Olur olur yaparsın sen
- Bak ne diyeceğim bir daha ki dönem beraber seçelim dersleri daha çok ortak ders alırız. Ben sana yardım ederim sen bana ne dersin ha?
- Harika olur bazı dersler ben anlamıyorum. Berber çalışırız.
- Beraber o kelime, berber değil
- Haa tamam beraber : ) Berber neydi ya
- Erkek saç kuaförü işte : )
- Hah tamam. var mı takıldığın yardım edeyim
- Yok yok hemen hemen tamam kafamı daha da karıştırmayayım.
- Sınavda Murat arkamdaydı.
- Bak Nurgül seninle konuşmak istiyorum kaç gündür o çocukla ilgili olarak. Uzak dur. Sınavdan sonra konuşalım.
- Yarın iki sınav var yurda gitmem lazım. Hem ne konuşacaz ki ? çok iyi biri Murat.
- Sandığın gibi olmayabilir. İki hafta oldu olmadı tanıyalı. Etrafında dolanıp duruyor. Sınıfta kaç defa selam verdi.
- Olabilir Özlem yeni başladık yeni tanıştık herkesle. Kalabalık sınıf. Hem o her derse gelmiyor ki!
- Ayyy sınava geç kalacağım. Lütfen Nurgül bu sınavlardan konuşamıyoruz şu ara. Ama beni dinle. Uzak dur ondan.
Kıskanıyor mu Özlem? Yok canım daha neler. Tanımıyor ki benim kadar onu.
O akşam Facebook ta Murat' ı gördüm sohbet ettik biraz, inanılmaz tatlıydı. Bir iltifatlar bir komplimanlar anlatamam. Çok güzel olduğumdan çok akıllı olduğuma kadar neler neler. Ertesi gün sınav vardı ve ben sınava çalışamadım. Evet hatalıydım belki ama o gece o kadar güzel uyudum ki. Hemen her gün sohbet ettik Murat' la. Fotoğraflarımı beğendi. Bende o beğensin diye daha fazla fotoğraf paylaştım. Telefona yapışık gezdim resmen.
Diğer iki sınav Salı günüydü. Zaten topu topu 4 dersimiz ortak. Bak dedi, sınavda ben geçiriyorum sayfama ama aynen geçirmiyorum, hocalar anlamasın diye, dedi. Ay akıllım benim ne tatlı di mi ? Ben yine yazdım, Murat baktı geçirdi kağıdına.
Vizelerin son sınavı Perşembe günüydü. Sınavda yine Murat' la yan yana oturduk Murat iki üst sınıftan. Alttan ders alıyor. Derslere pek gelemedi sık sık hasta oldu kıyamam : ( Sınav bitti ben yine bir bakış bekliyorum. Ama koridora çıktı gitti. Bu kez arkasından gittim artık o kadar hukukumuz var yani. Bir şeyler içelim mi diyecektim. Karşıdan mı teklif beklemek lazım? Bu yine koridordan çıktı gitti. Ama bu kez koşarak. Binanın dışına çıktığımda buz gibi hava karşıladı beni. Her yer buz tutmuş, kaymamak için yavaş hareket etmeye çalıştım. Yavaş yavaş yürüdüm. Baktım ilerde Güzel Sanatların yan tarafına doğru gidiyor. Birilerine el salladı gülerek. Daha da hızlandı. Ya ben ayakta duramıyorum bu koşuyor ne oldu ki? Neler olduğunu anlamak için takip ettim onu. Baktım köşede birilerine gülüyor. Yok, birisine gülüyor. İşte o anda o korkunç soğuk sona erdi. Murat' ın birine sarıldığını gördüm. Keşke sarılmakla kalsaydı. Dudaklarından öpünce gitti nefesim. Ne öpmesi be vantuz gibi yapıştı kıza. İçim yandı, dünyam başka bir eksene kaydı, bilmiyordum o an neredeyim dünya nerede! Gözlerim isyan etti bana ama tuttum kendimi. Kızı tanıyor muyum diye baktım evet tanıyorum her gün gördüğüm kişi. Aynur! Boşa nefret etmemişim ben bundan. O anda içimdeki kamyoncu Nurgül çıkıp sac baş dalmak istedi. Bir yandan da küçük Nurgül ağlamak istedi acıların çocuğuyum diye. Özetle hiç bir şey yapamadım. Günlerce edilen iltifatlar, yazışmalar o gülmeler yalan mıydı? Kalbim acıyor galiba. Ellerim sızlıyor. İnsan acı çekerken elleri sızlar mı? İçimde yanan bir şeyler var sanki. Kalbim bana isyanda.
İnsanlar niye böyle? Salak kafam niye anlamadım ki? Her şey not içindi. E o zaman niye umut verdi oynadı benle. Adam gibi arkadaş olsaydık deseydi keşke. En azından umutlanmazdım. Yani yine elimden geleni yapardım. O anda hatırladım birkaç resimde Aynur' da vardı elbette. Ama kalabalık gruptu. Arkadaş gibi düşünmüştüm. Aslında ne bileyim sevmemiştim o kızı. Hissetmiştim belki de. Bilemiyorum. Kafam boş gibi. Yok gibi. Ne olacak şimdi?
Bir müddet dikildim orada elele gidişlerini izledim. Ne kadar zaman geçti bilmiyorum biri elimi tuttu. Sıcak bir el. Kafamı zorla çevirip baktım Özlem. Sarıldım. İyi ki kıvırcık saclısın dedim. Anlamadım dedi. Anlamasın boş verin kıvırcık saçlılar iyidir bol bol kıvırcık saçlı arkadaşınız olsun. Arkadaşınızın omzunda ağlarken kimse görmez sizi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NURGÜL
ChickLitHayat beklemediğiniz bir yöne gittiğinde ne yaparsınız ? Yoklukla imtihan mı herşeye gözü kapatıp hayata devam etmek mi ?