fanart: Artofpan (Deviantart, Tumblr)
"...tam arkanda –ah siktir!" Lily'nin asasından çıkan kırmızı bir ışın ona doğru son sürat yaklaşmakta olan bir Ölüm Yiyen'i etkisiz hâle getirdi, "bir çanta var. Onu bana fırlatır mısın?"
"İşte, tut." Remus boncuklu çantasını Lily'ye fırlattı ve aynı anda iki Ölüm Yiyen'i Sersemletti. "İnanamıyorum, her yerdeler!"
"Ha şunu bileydin Potter," diye söylendi Sirius güçlü bir kalkan büyüsü yaratırken. "Çatalak, karına sahip çık."
"Kapa çeneni, Patiayak," dedi James ve maskesi düşmek üzere olan Ölüm Yiyen'e lanet yolladı. Avery'nin yüzünde derin, oluk oluk kan akan inanılmaz bir yara açıldı. "Ah, hadi bebeğim, gel bana, alev alıyorum, yakıyorum ortalığı resmen!" James kendisine doğru bir lanet savuran Ölüm Yiyen'in büyüsünü güçlü bir kalkan ile önlemişti.
Lily tek kaşını kaldırarak "Efendim?" dedi. "Duyamadım da. Şu anda senden daha önemli şeylerle meşgulüm –ah." Lily, Mulciber'ın lanetinin teğet geçtiği sol kolunu tutuyordu. "Görürsün sen –niye hep sol kolum? Daha tam olarak iyileşmemişti..."
"Sen bir de bana sor," dedi Sirius yüksek sesle. Onun da beyaz gömleğinden sızmış derin bir yarası vardı. Önünde bir Ölüm Yiyen daha belirmişti. "Kavga mı istiyorsun adamım? Gel, gel, topla gel, topla gel."
Dördü de sırt sırta verdi ve etraflarını kuşatmış Ölüm Yiyenlerle düellolaşmaya devam etti. Çok fazlalardı! Lily derin derin nefes alıyordu –bacağına ağır bir yara almıştı. "Siz üçünüz," diye tısladı Remus asasının her bir ışıldayışı arasında, "bir anlığına yetişkinler gibi davranamaz mısınız?"
"Artık Sınıf Başkanı değilsin, Aylak!" diye bağırdı James. "Kasmaya gerek yok..." Ansızın saldıran bir Ölüm Yiyen'in asasından çıkan mavi ışın onu yere sermeye yetti. "İyiyim..."
Kanın kuruyup kötü bir görüntü oluşturduğu Sirius'un yüzüne endişeli bir ifade büründü ve acı dolu bir çığlık attı.
"...Sirius!" diye haykırdı Remus ve Ölüm Yiyen'leri yararcasına savurdu. Kontrolünü kaybetmişti ve arkası dönük olan Sirius'a sanki hayatı buna bağlıymış gibi koşuyordu. "Hayır –hayır! Ona. Dokunma!"
Arkası dönük olan Sirius'un boş bulunmasına atlayıp genç adama Cruciatus laneti gönderen Ölüm Yiyen, dikkatini kendisini Sirius'un önüne siper eden Remus'a verdi. Remus uzun süredir tuttuğu soluğunu serbest bıraktı ve Sirius'un yara bere içindeki elini kavradı.
Ölüm Yiyen'in maskesinin ardında parıldayan siyah gözleri vardı. Karkaroff. Abartısız, yıllardır Seherbazlık Bürosu'nun Arananlar listesinde ilk onda yer alan bu iğrenç, kokuşmuş büyücü Remus'a yeşil bir lanet yollamaya çalıştığında Sirius, Remus'un elini bıraktı ve kendisini tehlikeye atarak Karkaroff'u kıvrak bir asa savurmasıyla silahsız bıraktı. "Remus!" Karkaroff bunun ardından buhar oldu, ama Sirius Remus'u korumaya çalıştığı süre boyunca yaralarına yenilerini eklemişti.
İkisi de birbirlerine baktılar uzunca bir süre. Remus, etrafta mavi ve kırmızı ışıklar patlarken ve tüm dünya yok olurken Sirius'un üstüne eğilmişti ve Sirius'un uçları hafifçe altın rengine çalan kirpiklerini, ardında gizledikleri hüzünlü gözlerini seyre dalmıştı, Sirius'un yanakları yorgunluktan çökmüştü ama yine de heyecanlı, genç ve diri bir pembeydi. Sirius'un dudakları sanki bir şeyler söylemek istiyormuş gibi kıvrılmıştı, ama konuşamıyordu, ara sıra dudakları titreşiyordu. Remus, Sirius'tan o an öyle büyülenmişti ki ona ne diyeceğini bilemedi ve sesini bulamadı. "Sirius..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Marauders Era 2 - Düşüş Zamanı
FanfictionLily Evans kendini hep oldukça şanslı bir kız olarak görmüştü. Canından çok sevdiği arkadaşları, mükemmel bir nişanlısı ve (bundan pek emin olmasa bile) onu seven bir ailesi vardı. Kim dahasını isterdi ki? Ama refahları uzun sürmeyecekti. Gölgelerd...