23: Rutinler

247 11 0
                                    

"Pekâlâ, James, şimdi sakin ol ve el frenini indir."

James Potter iki eli direksiyonda, dehşete düşmüş bir ses ile "NE?!" Diye çığlık attı.

Lily ise yüzünü elleri arasına alarak "Sakin ol," diye mırıldandı. "Ve el frenini indir."

"Bunu yaparsam araba kayacak ama!"

"Kaymayacak, ah Tanrım beni nelerle sınıyorsun... bak," dedi Lily James'in sol elini tutarken. "Ben buradayım, tamam mı? Benim gibi çocukluğundan beri havalı havalı araba kullanan bir kadın böylesine bir arabanın göz göre göre bizimle birlikte yokuş aşağı kaymasına izin vermez. Ayrıca, eğer bu Muggle dünyasında dikkat çekmeden bir yerden bir yere gitmek istiyorsan bunun en iyi yollarından birisi de araba kullanmaktır. Yani cisimlenmemen gerektiği zamanlar olduğunda bu, sana büyük bir avantaj kazandıracak, anladın mı?" James'in tepkisini beklemek için onu dikkatlice inceledi. "Hem istersen bazenleri izinsiz de kullanabilirsin."

"Gerçekten mi?"

"Hayır.

Bunun üzerine James gergin bir şekilde gülümsedi ve "Lily," diye fısıldadı sessizce.

"Efendim bebeğim?"

James duraksayarak derin bir nefes aldı.

"El frenini sen indirir misin?"

Impala'dan öyle bir ciyaklama geldi ki hemen yan binada fidanlarını budayan Mr Duncan'dan tutun bahçesindeki şezlongda mucizevi Londra güneşinden faydalanmaya çalışan Mrs Moore'a kadar dışarıda olan tüm mahalleli kem gözlerini mavi arabaya dikti.

James kontağı çevirerek hızla kendini arabadan dışarı attı ve ön tarafı dolaşarak ona trip atan ve hızla James'ten aksi yöne ilerleyen Lily'nin ardından koşmaya başladı.

"Bugün üçüncü oluyor, James," dedi Lily hışımla, James onu kolundan tutup kendine çevirdiği zaman, "üçüncü, bak... Yarın çalışmaya ne dersin, ha?"

"Lily sevgilim lütfen, benim bunu halletmem gerekiyor."

"Ama..." Lily James'i daha fazla umutsuz bir ruh hâline büründürmekten vazgeçti. Dudaklarını birbirine bastırdı ve başını öbür tarafa çevirerek ellerini beline koydu.

Kilisenin saatin altı olduğunu bildiren çanları çaldığında Lily arabaya doğru ilerlemeye başladı ve sağ kapıyı tam açacaktı ki, James içeri atladı.

"Ne yani, sen mi süreceksin?" diye alay etti Lily arabanın hızla çarpılmış kapısının kapalı camından James'e ulaşmaya çalışarak. Camı birkaç kez tıklattı, tekrar ve tekrar iç çekti.

James kaşlarını yay gibi kaldırarak başparmağıyla Lily'ye ön yolcu koltuğuna geçmesini gösterdi.

"Yalnızca Victoria heykeline kadar," dedi Lily işaret parmağını James'e doğru kaldırıp koca arabanın yolcu tarafına geçerken. Kapıyı sertçe açtı ve aynı şekilde kapattı, koltuğu olabildiğince ileri çekti ve ona bakan James'e bıkkın bir bakış attı. "Ne var?"

"Emniyet kemerini bağlamadın."

Lily 'dalga mı geçiyorsun' dercesine James'e baktıktan sonra James, "Sadece söylüyordum," diye mırıldandı.

"Tamam, tamam, haklısın." Lily iç çekerek bir eliyle James'in yanağını okşamaya başladı ve mahcup bir ifadeyle gülümsedi. "Özür dilerim, gerçekten. Bugün seni çok zorladım, itiraf ediyorum," dedi. "Ne yani, yalnızca beş saatte koca bir Amerikan arabasını fetheden dünyadan bihaber Safkan büyücü olmanı beklememeliydim."

"On iki yaşımdayken kuzenim Evander beni kız tavlamak için Soho'da bir bara götürene kadar arabalara dair aklımda en ufak bir fikir yoktu, zaten Aphrodite ile de orada tanıştılar."

Marauders Era 2 - Düşüş ZamanıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin