Marauders Era 2 - Düşüş Zamanı

19: Persephone'nin Vedası

Fanart: Viria (Twitter, Tumblr, Deviantart)

KISIM III
ALLEGRO

Nisan 1979

"...ve işte oradalar, gelin ve damat geliyor!"

Persephone ve Walter Delaney yüzlerinde kulaklarına dek uzanan bir gülümsemeyle gizli bir cennet benzeri muhteşem ötesi bahçeye girdiklerinde Lily Potter, "Voohoo!" diye çığlık attı ve kollarını havaya kaldırdı. Persephone etrafı bahar çiçekleri ile renkli şamdanlarla çevrelenmiş yoldan geçerken önüne gelen kişiye el sallayıp etrafa gülücükler saçıyordu. Walter ise her zamanki gibi çok yakışıklı, birazcık da heyecanlı görünüyordu. Persephone çiçeğini fırlattığında, onu yüzünde korku dolu bir ifade oluşan Victoria Turner tuttu. İçecekleri dağıtmaya gönüllü olmuş Trayton Carter kazara Victoria'ya çarptığında ise profesyonel Quidditch oyuncusunun kömür karası gözleri sanki daha demin bir Akromantula görmüş gibi açıldı ve yanakları pembeleşti.

Persephone yanına geldiğinde Lily, kıkırdayarak "Tatlım, ne kadar da güzel görünüyorsun," dedi heyecanla. Persephone'nin diz hizasındaki açık pembe dantellerle süslü elbisesi ona o kadar yakışmıştı ki gerçekten de bir bahar tanrıçasına benziyordu.

"Ah, Lily, seni öyle çok özleyeceğim ki, ikimiz de!" Persephone Lily'ye sarıldığında James de Walter ile tebrikleşti ve Persephone açık yeşil gözlerini kırpa kırpa gülümsemeye devam etti. "James Potter," diye mırıldandı Persephone, "ah, o efsavevi James Potter! Seni unutmayacağım."

"Hadi ama Shepherd –beşinci sınıf güzel bir seneydi ve o da iyi bir öpücüktü!" James sırıttı ve Lily onu dürtükledi.

Belladonna Cunningham ile Laura Johnson ve Emmeline Vance'dan sonra da ortanca kardeşi Philomena ile (büyük ablası Proserpine'ın bir Ölüm Yiyen olduğunu, onu annesiyle babasını öldürdüğünde öğrenmişti) sağdıçları Jack Ferguson'a sarıldı Persephone. Walter'ın bir eli hep Persephone'nin omzundaydı.

"Delaney düğünü: Tamam," dedi Lily.

"Sırada kimler kaldı, hazır kendime düzgün bir takım elbise diktirmişken?" James omuz silkti ve muzipçe sırıttı.

Lily gözlerini bahçede dolaştırmaya devam etti. Güneş neredeyse batmak üzereydi. "Hmm, bir düşüneyim. Nicole Branson kendine nihayet birini bulmuş, Darrel Turner, en azından evde kalmıyor, düğünleri 25 Nisan'da, her ne kadar istemesem de gitmeliyiz. Sonra... Honoria Addison ve Edward McLaggen'ın düğünü 2 Mayıs'ta, buna da gitmeliyiz çünkü Honoria Addison'a bir özür borçluyum. Ve Alice ile Frank'in düğünü ise 12 Mayıs'ta, baş nedime olacağım."

James beş saniye kadar sessiz kaldı ve gözleri uzaklara daldı. "İnsanlar geçirebildikleri kadar zamanı birlikte geçirmek istiyor," dedi.

Lily iki tane biri pembe, biri turkuaz şampanya kapıp bir tanesini James'e uzattı ve genç adamın mavimsi sıvıyı yarılamasını izledi bilinçsizce. James içinde kristal parlaklığında bir sıvı bulunan uzun, ince bardağı inceledi, saatini kontrol etti. "Neredeyse dokuza geliyor," diye mırıldandı. "Eve herhangi bir şey lazım mı?"

"Sadece karamelli dondurma."

"Sen... Sen bir muhteşemsin hayatım."

Kalabalık yavaş yavaş ayrılmaya başladığında Dorcas, "Ne gündü ama!" diye iç geçirdi. "Persephone ve Walter'ı bir daha göremeyeceğimizi düşündükçe..."

"Kendilerine göre doğru bir karar aldılar, bizi de fazlası ilgilendirmez." Mary, Impala'nın dikiz aynasında rujunu tazeliyordu. "Ama gerçekten üzüldüm onlar için. Sen apar topar kalk, dili de dâhil hakkında bir şey bilmediğin İrlanda'ya taşın. Ee, ne yani, karanlık durdurulmadıktan sonra kendini güvende hissetmenin amacı ne?"