Şubat
Ertesi gün öylen saatlerinde tipi biraz bile olsun dinmişti ve Lily ile Henriette ise salonda, Londra dışındaki ev ilanlarına bakıyorlardı. Victoria heykelinin önünde bulunan şimdiki evleri, merhume Celestine Malfoy'dan tutun Celestine'in kafadan kontak amcık suratlı üvey kız kardeşi Concordia Malfoy'a; Lily'nin yüzünü bile görmek istemediği Severus Snape'ten popüler okul birincisi Honoria McLaggen gibi arkadaşlarının en idüğüne kadar biliniyordu ve Lily ile James, McGonagall'ın önerisi üzerine fazla dikkat çekmeyecek, küçük bir eve taşınmayı düşünüyorlardı. Lily St Mungo'daki dönem sınavlarını geçerse herhangi bir şehirdeki Muggle hastaneleri de dâhil istediğine başvurabilirdi ve bu yüzden, onu Londra'ya bağlayan pek bir şey kalmamıştı.
James ise o gün, Sirius ile birlikte bazı eşyalarını almak için onları kaybettikten sonra ilk kez ailesinin evine gitmişti. Euphemia ve Fleamont'un Ejderha Çiçeği'nden kaynaklanan zamansız ölümü ve kuzeni Evander'ın kaybı her ne kadar James'i yıksa bile, Lily için güçlü olmaya çalışıyordu. Ama, genç adamın gözlerindeki ışıltının son birkaç aydır yerini saf, umutsuz bir karanlığa bıraktığını Lily'nin anlamaması için aptal olması gerekirdi.
James değişmişti, asla düzelmeyecek biçimde.
"Bak, bu güzel," diye önerdi Henriette. "Bristol'de, üç katlı müstakil ve kirası da aylık 800."
Parası da güzelmiş. Lily başını salladı. "Bristol bize çok uzak," dedi. "Daha yakın olmalı; mesela Oxford veya Reading gibi –bu arada, Henrik, daha makul fiyatlı olsun çünkü geçici olarak kalacağız."
"Ah, tamam o zaman." Henriette, Lily'nin okumayı tercih ettiği Daily Mirror gazetesinin arka sayfalarını gözlüğünü takmış tararken Lily de çaktırmadan Gelecek Postası'na göz gezdiriyordu. Hekate'ye şükür, gece boyunca herhangi bir 'sıradışı' olay olmamıştı. Mr Crawley ve Hiltraud'un ismi ise, Gelecek Postası'nın haftalık kayıplar listesine eklenmişti. Evander Potter da aralarındaydı.
"Uçağınız kaçtaydı?" diye sordu Lily sayfayı çevirirken.
Henriette kalemiyle bir ilanın üstüne yıldız attı ve "Bu sabah dördü on beş geçe, Heatrow'den," dedi. "Sanırım kaçırmam iyi oldu. Hayatımda tekrar yaşamayacağım kadar trajedi yaşadım."
"Dumbledore'a haber verirsek birkaç gün içinde sizi güvenli bir yere gönderebilir, mesela Birmingham'da annemle yaşadığımız eski evimiz, ama ille de vatanına dönmek istiyorsan Almanya ile ilgili sorun çıkaracağını sanmam," dedi Lily. "Ona güvenebilirsin, iyi bir ihtiyardır."
"Mr Dumbledore'un ismi tıpkı Grimm peri masallarındakilere benziyor." Henriette boynunu koltuğa yasladı. "Ama sanırım Berlin'de yaşayan halamın kızı Mira'nın yanına taşınacağım, tatlım, belki de Dr. Everhart'la görüşürüm."
"Psikiyatristin Kevin Everhart mı?" diye sordu Lily ilgiyle. Henriette bakışlarını kaçırdığı anda Lily, kadının yanaklarının hafiften pembeleştiğini fark etti ancak son anda bu konu hakkında yorum yapmaktan vazgeçti. Henriette'nin yeni bir hayata başlama düşüncesi her ne kadar Lily'yi heyecanlandırmış olsa bile, Henriette'nin duygularını incitebilecek yanlış bir şey söyleyebilirdi.
"Evet," dedi Henriette. "Bana ev bulmamda yardımcı olabilir, ama pek sanmıyorum, sonrasına bakarım. Ah, bu arada, Mr Dumbledore'a teşekkürlerimi ilet lütfen."
"Pekâlâ, o zaman sen bilirsin. Ama ben de anavatanıma dönmek isterdim, doğrusu."
Lily gözlerini Kathleen Morstan ve vatan hainliği hakkındaki uzun bir makaleye dikmişti. Morstan'ı resmen Yoldaşlık sayesinde maskelenen bir Ölüm Yiyen olarak tasvir etmişlerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Marauders Era 2 - Düşüş Zamanı
FanfictieLily Evans kendini hep oldukça şanslı bir kız olarak görmüştü. Canından çok sevdiği arkadaşları, mükemmel bir nişanlısı ve (bundan pek emin olmasa bile) onu seven bir ailesi vardı. Kim dahasını isterdi ki? Ama refahları uzun sürmeyecekti. Gölgelerd...