medya: Kathleen Morstan
Vanessa Black'in planına göre James, Emmeline ve Podmore Kuzey; Doge, Fenwick ile Sirius ise Güney kanadından girip dikkat dağıtacaklardı (Black sağ olsun). Onlar büyük ihtimalle nöbetçi Ölüm Yiyenler tarafından içeri sürüklenirlerken Black, Morstan, Bones ve Diggle ise Ölüm Yiyenler diğerleriyle ilgilendiği için zayıflayan Doğu ve Batı ana girişlerinden girmeye çalışacaktı.
İçeri girdiklerinde ayrılıp Morstan ve Black, Lily'yi aramak üzere yanında Remus'u ve Alice'i götüreceklerdi. Mary ve Peter ise zindanların girişinde olası bir tehdit karşısında Morstan ile Black'i koruyacaklardı.
Merlin'e şükür ki, ellerine Concordia Malfoy'un bir-iki günlüğüne Hogwarts civarında olacağı bilgisi ulaşmıştı. Her ne kadar emin olmasalar bile, Morstan, 40 dakikaya kadar çıkmazlarsa Frank ile Alice'e Yoldaşlık'a ve Dumbledore'a haber vermelerini istemişti.
"İlk katın ışıkları kapalı," diye fısıldadı Strugis Podmore asasına. "Potter ile aramda on adımlık mesafe olacak, Ölüm Yiyenleri aynı anda Sersemleteceğiz."
"Biz de hazırız," dedi Elphias Doge isimli büyücü. "İkinci katın ışıkları yanıyor ama hiç hareket yok, alt kattan sesler geliyor, dikkatli olun."
James çalılığın arkasında ses çıkarmamaya çalışarak kukuletasını kafasına geçirdi ve Emmeline'e göz attı. Koyu saçlı, gözlüklü genç kadın yavaşça kafasını kaldırdı, asasına fısıldadı, James hazırlanıp bir parmağını oynattı ve...
Kapının önünde duran iki Ölüm Yiyen yere serildikten sonra çakıl zeminde ses izole edici botlarıyla seri adımlarla ilerleyerek Ölüm Yiyenlerin kıyafetlerini çıkarıp kendi üstlerine geçirdiler ve biri kısa, diğeri aşırı uzun iki asayı çantaya atarak tamamen işe yaramaz olduklarından emin oldular.
James büyüyle Kuzey kanadının geniş kapısını açtığında önlerine çıkan geniş bir panelle karşılaştılar.
Concordia'nın Catherine olduğu zamanlarda söylediği bir şeyi hatırladı ve hiç tereddüt etmeden, panelde 1895'i tuşladı.
"Mdcccxcv. MDCCCXCV. Lazım olacak. Aklında tutsan iyi olur, tekrar söylemem."
Bunu yaptığında tuhaf tıkırtılar geldi ve James ile Podmore bir adım geri çekildiler, Emmeline ise arkalarını gözetledi.
"Bu sesleri içeridekiler kesin duymuştur," dedi Podmore. "Her neyse, şifreyi nasıl bildin?"
James duraksadı. "Malfoy söylemişti bir ara." Ölüm Yiyen maskesini iyice yüzüne yerleştirdi ve kapıyı ittiğinde, gözlerini büyük holde gezdirdi. "Tuhaf bir hikâyesi ve bana karşı zaafı var."
Hogwarts'ın kütüphane koridoru gibi dar, gotik mimarideydi ve uzun ince pencerelerden sızan ay ışığı, karanlık koridorları aydınlatıyordu. Kolonlar... kolonlar her yerdelerdi. James sol tarafa, Emmeline ve Podmore ise sağ tarafa ayrıldı.
"Doğu kanadına ilerleyen koridordayım," diye iletti asasına. Aralarında yaklaşık on metre olan uzun, iç karartıcı kanatları kapıları dikkatlice açıp içeriyi kontrol ederken, kafasını kaldırıp delikli havalandırmaya bir göz attı. Havalandırma aracılığıyla rahatça ilerleyebilirdi, ama eğer ki yakalanırsa başına kötü olaylar gelebilirdi. Asasını tekrar eline aldı.
"Burası temiz."
*
"Tam burada bir şeyler olmuş," diye mırıldandı Elphias Doge.
Sirius başını kanlı zeminden ayırdı ve Doge'un yüzüne baktı. "İlerlemeliyiz," dedi Sirius.
Doge, dikkatlice ceviz zemin üzerinde parlayan kurumuş kanı kokladı ve "Üç günlük," dedi ve eldivenli parmağını batırıp mavi ışığa doğru tuttu. Doge'un gözlerinde alışılmadık, ışıkla temas ettiğinde kızaran bir tabaka vardı. "Sıfır kan, negatif."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Marauders Era 2 - Düşüş Zamanı
FanfictionLily Evans kendini hep oldukça şanslı bir kız olarak görmüştü. Canından çok sevdiği arkadaşları, mükemmel bir nişanlısı ve (bundan pek emin olmasa bile) onu seven bir ailesi vardı. Kim dahasını isterdi ki? Ama refahları uzun sürmeyecekti. Gölgelerd...