Terasın beton korkuluklarının önünde Esra kapalı ve gri renkteki gökyüzünü kısık gözlerle süzüyor, Tarık ise solunda duran bu gizemli kızı ilk defa dikkatlice izliyordu.
Fönlenmiş düz kumral saçlarını atkuyruğu şeklinde arkaya salınca buğdaysı yüzü tüm çıplaklığıyla kendini belli etmişti.
Düzgün kaşlar,
kahverengi gözler,
biraz eğrilik olmasına rağmen hatlı burun ve çıkık elmacık kemikleriyle "güzel bir kız" diye içinden geçirdi.
Pantolonunun kemer kısmına kadar uzanan siyah, dar, deri montuna; içine giydiği ve sadece boğaz kısmı görünen krem rengi ince balıkçı yakalı kazağına dikkat etti. "Güzel giyiniyor!" dedi.
Simsiyah dar ve dar paça pantolonuyla birlikte zengin ve spor lüks arabalara binen bir kızı andırıyordu.Esra'nın ailesi ve hayatı hakkında nerdeyse hiçbir şey bilmediğini fark etti Tarık. Ailelerinin durumunun çok iyi olmadığını, babasının iflas ettiğini sağdan soldan duymuştu sadece. Bu özgür, rahat, erkeksi tavırlarını ve zaman zaman argo konuşmalarını, kızın yaşadığı hayatla kıyaslamayı düşündü.
"Sen beni mi kesiyorsun??"
Tarık bir rüyadan uyanmış gibi aniden irkildi ve Esra'nın en son belinde unuttuğu gözlerini ani bir hareketle yüzüne çevirdi.
"Ne oldu hayırdır, beğendin mi beni?" diyerek bu kez alaycı bir gülümsemeyle sorusunu yineledi Esra.
"Beğenmek ne kelime, resmen âşık oldum sana" dedi Tarık kısık ve alaycı bir ses tonuyla, içinde bir yer cız ederek...
"Saçmalama" dedi bu kez ciddi bir yüzle ve konuyu değiştirmek istercesine:
"Ne yaptın? Açıldın mı Selin'e?" diye tekrar gülümseyerek sordu.
Tarık, Selin sözü üzerine on dakikadır çarpmayan kalbinin yeniden göğüs kafesi içerisinden şişmeye ve baskı yapmaya başladığını hissetti. Ama bu soruya cevap vermek istemedi. Hâlbuki Esra'yı asıl görme amacının bu olduğunu düşününce hayret etti.
Şuan içi huzursuzdu ve bunun nedeni Selin'e vereceği mektup değildi. "Saçmalama" sözüne takılmıştı Esra'nın.
Canı sıkılmıştı.
Bu dershanede hepsi değilse de kızların bir kısmının kendisiyle sevgili olmak isteyeceği inancındaydı.
Gururunun kırıldığını hissetti."Demek Esra'ya bir şeyler hissetsem karşılıksız kalacakmış." dedi içinden Tarık.
Bu kızı hiçbir sabah, akşam, gece düşünmemişken bir lafıyla şuan canı sıkılmıştı. Aşk denilen şey ulaşılmaza mı duyuluyordu, zoru ve imkânsızı mı istiyordu?
İçi bunaldı.
"Boş ver, hadi derse geçelim, iki dakika gecikmişiz." dedi Tarık. O an O'na Selin ile ilgili son durumları anlatmak istemedi nedenini anlayamadığı bir şekilde......
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR YÜREĞİN DİRİLİŞ ÖYKÜSÜ RAFLARDA!! (RAFLARDA)
RomanceHayatının anlamını yüklediği kişi tarafından aldatılan bir kız... 18 yıllık hayatında aşağılık komplekslerinin altında ezilmiş, umursanmamış, özgüvensiz, kendini ve 'Ben'liğini arayan bir genç... Her ikisinin de karşısına dikilen bir örgüt mensubu d...