Kış ruhları da öldürür 14

981 129 10
                                    

"Hangisi insanı daha mutlu eder?" diye geçirdi içinden.

"Daha doğrusu hangisi yaşama zevki katar insana?" şeklinde düzeltti sorusunu.

İkisi de gelen sıcak, üzerinde dumanı tüten çaylarını höpürdeterek, bazen ellerindeki simide bazen de birbirlerinin gözlerine odaklanarak kahvaltılarını yaptılar.

Dershanenin çatısında ikisi de konuşmadan anın tadını çıkarıyormuş gibi tavırla sigaralarını içtiler. Dumanını gökyüzüne savurdular. Tarık, bu dumana alıştığını hissetti. Artık öksürmüyordu. Sabahları yataktan kalktığında ağzındaki keskin zehir tadından başka bir sıkıntısı yoktu bu maddeyle şimdilik.

Pazar günü derslerini Tarık'ın en arka, cam önündeki mekânında yan yana tamamladılar. Selin'in kendisine hiç bakmadığını, yüzünün çökmüş olduğunu fark etti gün boyunca Tarık. Yalnız oturuyordu. Semih yoktu yanında bugün.

"Çantası yok bugün!" dedi içinden. O'nun bu halinden zalimce bir keyif almıştı sanki. Kırdığı gönlünün intikamı çıkıyordu Tarık'a göre. Gururu sanki yerine gelmişti. Hem O'nun peşinden koşmamış, askıntı olmamış; hem de istemediği erkeğin yanında güzel ve çekici bir kız oturuyordu.

Bir şey, tek bir şey eksik kalmıştı Tarık için. Kendisine yazmasını veya kendisiyle konuşmasını...

O an O'na cevap vermeyecek ya da soğuk ve kısa bir şekilde karşılık verecekti. Gururu kırılmak nasıl bir şeydi?
Gösterecekti O'na...

"Çarşamba etüde de çok var yaa!" dedi Esra.

Dershane çıkışında karşılıklı birbirlerine bakıyorlardı.

"Ne oldu ki?" dedi Tarık.

Anlamazlığa verip O'ndan güzel şeyler duymak istiyordu.
Tarık'ın bu niyetini anlamış gibi:

"Hiççç!" dedi Esra ciddi bir ifadeyle çevreye bakarak.

"Beni unutma tamam mı!" dedi Tarık. Az önceki egolu ve yersiz tavrından pişman olmuşçasına.

"Sen de!" dedi Esra mutlu olmuş bir yüzle.

Sonra arkasını döndü ve yürümeye başladı. Birkaç adımdan sonra tekrar döndü, baktı. Tarık ile göz göze geldiler. Esra tekrar el salladı ve sonra caddenin karanlığında kayboldu.

Tarık bir müddet arkasından bakakaldı. Mutluydu. Resmi olmasa da bir kız arkadaşı varmış gibi hissetti. "Seni seven, seni düşünen biri..." dedi içinden. Erkek arkadaşlarını, Onların bu durumu bildiklerini düşündü. Gurur duydu ilk defa kendisiyle.

Ters istikamette eve doğru soğuk caddenin kaldırımında yürümeye başladı.
Kötü bir şey olsa başında durmadan konuşan seslerinden çıt çıkmıyordu. Sanki yanında değillerdi. Kafasını o kadar rahat hissediyordu ki... Dün rüyasında gördüğü o cennet köşesi bahçe sanki kafasının içindeydi. Sessiz, sakin ve mutlu...

"Tarık kardeş bir dakika bakar mısın?"

Daldığı huzurlu âlemden bir anda irkilerek uyanan Tarık sesin geldiği tarafa baktı. Bu Semih idi. Yüzünü ciddileştirdi. O an dövüş dâhil her şeye hazırlıklı olunması gerektiğini hissetti. Yumruklarını sıktı.

"Efendim Semih, hayırdır?" dedi. Sesinin titrediğini fark etti.

...

BİR YÜREĞİN DİRİLİŞ ÖYKÜSÜ RAFLARDA!!  (RAFLARDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin