Ayrılığın ilk günlerinde o kadar yanmıştı, acı çekmişti ki kendisini acillerden toplamıştı ailesi. Bu acıya dayanamayacağını düşünmüştü.
Aslında kıskanmaktan başka hiçbir günahı yoktu. Seven bir insanın sevdiğine nazı geçmeliydi.
Ahmet ile Esra'yı bir mekânda kahve içerken görmüştü. Üstelik kendisinin böyle bir buluşmadan haberi de yoktu. Kıskanmasa mı idi? Duyguları vardı."İnsan, en çok sevdiğini paylaşamaz!" dedi içinden.
O manzara aklına gelince yüreği burkulurdu, canı yanardı önceleri. Şimdi ise hafif bir tiksintiden başka hiçbir duygu hissetmiyordu. Biri canından çok sevdiği kişi idi, diğeri arkadaşı...
O gün mekânın içerisine girip hesap sormuştu ikisinden. Esra hiç konuşmamıştı kendisiyle. Ahmet, açıklama yapmak yerine "Saçmalama!" cevabıyla sertçe karşılık vermişti kendisine. Ağlayarak mekânı terk ettiğini hatırladı. Caddedeki insanların kendisine nasıl baktıklarını, kendisinin eli ağzında hıçkırarak nasıl koşar adım yürüdüğünü düşündü.
O'nu asla affetmeyecekti.Yatağından doğruldu Selin, bağdaş kurdu, bir müddet oturdu. Sonra aklına parlak bir fikir gelmiş gibi yaparak yanındaki komodinin üzerinde, gece lambasının yanında duran kahverengi deri kaplı, saman kâğıdından sayfaları olan defterini aldı. Başını koyduğu yastığı dikleştirdi. Sırtını yastığa dayadı. Dizlerini iki büklüm yaptı diz kapakları yukarıya gelecek şekilde.
Dışarıda akşamüzerinden beri yağan ve gittikçe şiddetini artıran karın pencereye vuran aydınlığı odanın içerisindeki karanlığı kırmıştı. Gece lambasının butonuna bastı. Mavi ışık yüzünü, yatağını ve odanın tavanını aydınlatmıştı. Tüm hayatının, acılarının, mutluluklarının, hayal kırıklıklarının en yakın şahidi, en yakın dostunu okumak istedi.
...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR YÜREĞİN DİRİLİŞ ÖYKÜSÜ RAFLARDA!! (RAFLARDA)
RomanceHayatının anlamını yüklediği kişi tarafından aldatılan bir kız... 18 yıllık hayatında aşağılık komplekslerinin altında ezilmiş, umursanmamış, özgüvensiz, kendini ve 'Ben'liğini arayan bir genç... Her ikisinin de karşısına dikilen bir örgüt mensubu d...