-11. Bölüm

394 43 5
                                    

(Şarkıyı açın dediğim yerde medyadaki şarkıyı açın lütfen)   

"Cidden okula böyle mi geleceksin?" Ipeknaz birkez daha beni süzdü ve iğrenç bir şeymişim gibi bana bakmaya devam etti. "Sen başka biyere gideceksin sanırım?" dedim üzerindeki siyah eteği ve toz pembe gömleği kast ederken. Elini dalgalandırdığı saçlarından geçirip "ben her zaman şıkımdır" dedi. "Sen öyle yap ozaman" dedim ve Emirhan abinin arabasındaki arka koltuğa geçtim. Üzerimde gri v yaka smile yazan bir tişört, kot pantolon ve siyah hırka vardı. Bence okul için gayet ideal ve normaldi. Kendini kaç yaşında sanıyordu bu kız? Göz devirip Shawn'cığımın sesini açtım.

    Emirhan abi arabayı durdurduktan sonra sol kulağımdaki kulaklığı çıkarıp daha önce sadece 1 kez geldiğim okuldan içeri girdim. Okulda herkes gruplara ayrılmış gibiydi. Bu fazlasıyla rahatsız edici bi durumdu. Kalabalık ortamlar garip bir şekilde başımı ağrıtırdı ve burası fazlasıyla kalabalık, üstelik yabancıydı. Koray denen amk salaa İpeknaz'a sınıfını göstermek için gitmişti ve bir daha da gelmemişti. Jacob'ı aradım. Ama telefonunu açmadı. Şimdi gireceğim sınıfın 9|C olduğunu öğrenip sınıfı aramaya başladım. Birilerine sormak istesem de yapmadım. Zaten herkesin bakışları üzerimdeymiş gibi hissediyordum. Sonunda sınıfı bulduğumda herkesin girmiş olduğunu gördüm. Bende daha fazla beklemeden içeri girdim. Sınıfta yaklaşık 16 kişi vardı ve bir grup arkada sohpet ederken birkaç çocuk da onların ön sıralarında telefonlarıyla ilgileniyordu. Ön sırada çalışkan olduklarını anladığım tipler vardı. Jacob ve Mark girdiğinde, Jacob gözleriyle sınıfı aradı ve bakışları benim üzerimde durdu. Bana doğru yaklaşırken bende ona doğru yürümeye başladım. "Heyecanlı mısın?" "Birazcık" elini yanağıma koydu. "Vücudun öyle söylemiyor ama. Yanıyorsun" güldüm. "Hadi biyere geçelim." Sol taraftaki 2. sıraya Mark ve Jacob geçti. Bende hemen arka sıralarına geçecektim ki bir kızın olduğunu fark ettim. Dalgalı koyu sarı saçları dağınık bir şekilde örülmüştü ama aralardaki pembe saçlar yine de kendini belli ediyordu. Teni porselen beyazı olmasa da açık sayılırdı. "Iğm merhaba. Otura bilir miyim?" gülümseyerek başını salladı "tabii" sırt çantamı sandalyenin arkasına asıp oturdum. "Yenisin ha?" "Evet öyleyim. Ve bu okul.." "Ayrımcı" lafımı tamamladı. Güldüm. "Bilemiyorum. Ama biraz.. Öyle gibi" "alışırsın. Bu arada ben Ross. Yani aslında Rossalinda ama Ross de" "duru. Memnun oldum." "Ah Türk müsün?" dedi heyecanla. "Evet. Çok belli oluyor mu?" Omuz silkti. "Hayır. Sadece bir ara proje ödevim için Türkiye hakkında araştırma yapmıştım ve Duru da hoşuma giden isimlerdendi." "Şu kız kim?" dedim bana dik dik bakan siyah saçlı ve kahküllü kızı kastederken "o mu? O Lara. Sophia ve Luna'nın en yakın arkadaşı." "Ne? Luna Blaise'dan mı bahsediyorsun?" dedim telaşla. "Evet. O kızı hiç sevmem. Aynı zamanda Sophia'yı da. Hey, sen yeni gelmemiş miydin? Nerden tanıyosun onları?" "Ben Türkiyedeyken Jacob'ın fanıydım ve tabii ki onun arkadaşı olan herkesi de tanıyordum. Ve her Jacob fanı olan kız gibi, bende Luna ve Sophia'yı sevmiyorum" "ah inanmıyorum! Ne kadar güzel bi hikaye! Bu.. Muazzam bi tesadüf" gülümsedim. "Ee nelerle ilgilenmeyi seversin?" Heyecanla yandan çıkan bir tutam saçını kulağının arkasına sıkıştırdı. "Ben fotoğraf çekmeyi çok seviyorum. Yani.. Eğer gelecekteki mesleğimi seçme hakkım olsaydı kesinlikle fotoğrafçılıkla alakalı bir bölüm olurdu" "gerçekten mi? Çok güzel bi konu. Bence senle iyi anlaşıcaz Rozz" "bencede. Seni gerçekten sevdim"

     Öğle arasına kadar herkes kendi arkadaşlarıyla takılmış zaman geçirmişti. Koray'la farklı sınıflara düştüğümüzü öğrendiğimde yaşadığım yıkılışı Osmanlı bile yaşamamıştı. Öğlen Ross Mark Jacob ve ben sınıfta kalıp biraz sohpet ettik. Sanırım Koray, Johnny, Sophia aynı sınıfa düşmüşlerdi. Lauren bizden bir yaş daha küçük olduğundan bir alt sınıftaydı. Ariel ve Brandon da bizden büyüklerdi ve onlar da 10. sınıflardı. İpeknaz, Madie ve Luna da D sınıfındaydı. Çoğu kişiyle çok kısa da olsa bi sohbetim olmuştu. Sadece sabah gördüğüm siyah saçlı çocukla hiç konuşmamıştım. Konuşmak istediğim de söylenemezdi açıkçası. Soğuk bakıyordu ve yakışıklı olmasına karşın mesafeli bi tavrı vardı. Okulda yeni gelenler pek unursanmıyordu anladığım kadarıyla. Jacob da yeni sayılırdı. Ama bütün kızlar onun etrafında geziyordu. Ve bu fazlasıyla sinir bozucuydu. Koray denen kankam olacak çocuk ise Lauren ve Johnn'la takılmaya başlamıştı. İpeknaz daha Jacobla tanışmamıştı anlaşılan. İşime gelir.

(Şarkıyı açın :") )
     
    Son derste çantamı topladıktan sonra kitaplarımı da dolabıma koydum. Daha sonra sınıfa girdiğimde Luna'nında orda olduğunu gördüm. JACOB'IN arkasında. Kollarını Jacobın boynuna doladı ve dudaklarını saçlarının içine götürdü. Sanki biri kalbimi avcında tutuyormuş, ve Lunanın her dokunuşunda kalbimi sıkıyormuş gibi hissediyordum. Daha da kötüsü.. Jacob ona bakıp gözleri parlarken bir gülümseme gönderdi. Olduğum yarda durmuş sadece bakıyordum. Ross sanki düşüncelerimi anlamış gibi bana bakıyordu. Mark'ın gitmiş olduğunu ancak şimdi fark etmiştim. Luna'nın bakışları bana kaydı. Kulağımda uğultular çınlamaya başlamıştı. Bu ilk defa olmuyordu. Kendimi kötü hissediyordum. Arkamı dönüp koşmak istedim. Ama buna gücümün olduğundan şüpheliydim. Başım çok kötü ağrıyordu ve yanıma ilaç almamıştım. Adımlarımı biraz daha hızlandırmıştım ki çarptığım sert bir vücutla birlikte dengemi kaybedip yere düştüm. "Ah!" dudaklarımdan ufak bir inilti döküldü. Çarptığım çocuk elini uzatsada ben yerden destek alarak ayağa kalktım. "Yeni kızsın?" başımı salladım. Bu çocuk bizim sınıfta olan soğuk bakışlı çocuktu. "Adın yeni kız mı?" dedi kaşlarını kaldırıp. Göz devirdim. "Duru" "yabancı mısın?" "Evet." dedim ve yürümeye başladım. "Ben Adrian" "memnun oldum" "bende. Neden böylesin? Noldu?" "Cidden tanımadığım birine ne olduğunu anlatacağımı mı sandın?" "Haklısın. Ama bu tanışmayacağımız anlamına gelmez. Seni sevdim yeni kız" gözlerim kısıldı"1 bana yeni kız deyip durma benim bir ismim var, 2 her zaman bu kadar ısrarcı mısındır sen?" Omuz silkip güldü. "Genelde." "Israrcı insanlardan nefret ederim." diye homurdandım "ama sende öylesin?" Yapay bir şekilde güldüm. "Hah bunu da nerden çıkardın?" Kaşlarını kaldırdı. Tamam, biraz öyle olabilirdim. Azcık. Miniminiminnacık. "Evin nerde? Eğer bize yakınsa sana eşlik edicem. Bu şekilde gitmene izin veremem" güldüm. "Boşversen" gülümseyerek başını iki yanna salladı. "hayır."

Yeni çocuk hakkında düşüncelerinizi alalım? Bence gayet sempatik bi çocuk ve ALLAHIM bu aralar çok uzun bölümler yazıyorum kendime alkış istiyorum djakdkaklxkaldl neyse kdkqldlldk ileriki bölümlerde SHAMERON olcak spoi olsun dedim başka eklememi istediğiniz karakterler varsa yazın pls ozmn ben gidiyom zjakkalcka❤

the only truth • js. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin