-31. Bölüm

284 28 25
                                    

(Bu bölüm Ross ve Mark'la ilgiliğğ)💜

ROSS'DAN:

  Yaptığım tüm işlemleri bilmem kaçıncı kez (8den sonra saymayı bıraktım) tekrar sildim ve sinirle soruyu yine bilmem kaçıncı kez baştan okudum. Yan masada oturan bir grup bana tuhaf bir bakış attığında umursamadım. Telefonum kapalıydı ve bakmamak için kendimi zor tuttuğum da bir gerçekti. Ama kendi kendime totem yapıyordum. Garip bir şekilde Mark'ın mesaj atacağına inanıyordum, sanırım onun bir kız arkadaşı olduğu gerçeğini hala sindirememiştim. Bunu düşünmezsem alışabilirmişim gibi hissediyordum. Çünkü bilmiyorum, düşündüğümde karnımla kalbim arasında kalan yeri dayanılmaz bir acı kaplıyordu. Ve ardından o yakıcı acı göz yaşlarına ve hıçkırıklara dönüşüyordu. Daldığımı farkederek gözlerimi kırpıştırdım ve kahvemden bir yudum daha aldım. Sıcak olan kahve 1,5 saatte (normal olarak) soğutmuştu. Neyse kahve kahvedir değil mi?

MARK'TAN:

Aliah'la gezerken zaman geçmek bilmiyordu. Veya 3 saatin bu kadar uzun olduğunu daha önce fark etmemiştim. Sonunda onun evinin önüne geldiğimizde kapıyı açtım ve geçmesi için yol verdim. "Görüşürüz" saçını savurarak "görüşürüz" dedi ve kapıyı kapattı. Bende arkamı dönüp yürümeye başladım. Bu aralar kafamda dönen binlerce soru işareti artık başımı ağrıtmaya başlamıştı. Ne yapacağımı bilmiyordum. Ross'un garip davranışları benim de davranışlarımı tetiklememe neden oluyordu, ama ben ondan uzaklaştıkça o da benden uzaklaşıyormuş bi hissediyordum ve anlamadığım bir şekilde bu içimde tuhaf bir hüzünün oluşmasına yol açıyordu. Her zaman geldiğim cafeye geldiğimde onu görmeyi kesinlikle beklemiyordum. Omzuna dökülen dağınık saçları ve soruyu bulduğundaki ufak mutluluğuyla ne kadar kusursuz ve güzel olduğundan haberi olmadığına emindim. Daha fazla beklemeden içeri girdim ve yanına doğru ilerlemeye başladım. Karşısındaki sandalyeye oturduğumda bakışlarının beni bulmasını bekledim ama öyle olmadı. Yapayca öksürdüğümde irkilerek başını kaldırdı ve dudaklarından bir "hı?" nidası döküldü. Gülümseyerek "selam" dediğimde o da "meraba" gibi birşeyler mırıldandı. Beni görmeyi beklemiyordu.  Bir süre sadece boş gözlerle bana baktı. Bu sessizliğe dayanamayarak bozan yine ben oldum. "Istemiyosan gidebilirim?" Hızla başını salladı "yok hayır.. Uzun süredir soru çözüyorum, başım ağrıdı biraz, ondan yani" başını salladı. "Dışarı çıksak mı, Yani takılırız?" "O-olur" eşyalarını çantasına koydu ve ayağa kalktık. "Ee napalım?" "Bilmem. Ama benim bişeyler yemem gerek. İlaç o yüzden" "hasta mısın?" dediğimde elimi alnına yasladım. Birden titredi. "Y-yok hayır, Üşüttüm sadece biraz" elimi çektim. "Yağmur.." dedi ve camı gösterdi. Hızla yağan yağmur, Etrafta koşuşturan insanlar ve sıkışan trafikten başka birşey gözükmüyordu. "Benim evim yakın, önce birşeyler yeriz, yağmur dinince de seni evine bırakabilirim."

ROSS'DAN:

Mark kapıyı açtığında yavaşça içeri girdim "şey, birkaç gündür annemler şehir dışında, ev biraz dağınık kusura bakma" gülümsedim. "Yok canım, saçmalama" mutfağa geçtik ve ben dolabı açtım. "Yemek yapmayı biliyo musun?" olumsuz anlamda başını salladı. "Harika! Aç kaldık." kaşlarını kaldırdı.  "Bana yemek yapmayı bilmediğini söyleme?" "Zaten ben hergün yemek programı izliyorum ya!" diye homurdanarak göz devirdim. Duru çok güzel yemek yapıyordu. Sanırım bana verilecek yeteneğin %89'u ona kaymıştı. Veya Türkler yemek yapma konusunda gerçekten becerikliydi (aynen burda bizi övüyorum eheheh -aysu) "pizza söyleyelim mi?" "Olur!" Tamam pizza'yı çok severdim ve hayır demem kesinlikle salaklık falan olurdu. Bu yüzden tabii ki evet! Mark telefonunu alıp birşeyler yapmaya başladığında bende salona geçtim. Gerçekten dağınıktı. Sehpanın üzerindeki filmleri TV ünitesindeki rafa kaldırdıktan sonra koltuğun üstündeki batteniyeyi katladım ve kenara koydum. "Istersen film seç?" dedi Mark salonun kapısının önündeyken. "Tamam" dedim ve elime filmlerin olduğu kutuyu alıp yere oturdum. Duygusal filmleri sevmezdim. Bu yüzden Expelled'ı seçtim. 8268283. kez izlemiştim ama çok güzeldi. -tamam birazcık Cameron var diye de onu seçmiş olabilirim- (Cameron Dallas aşqmın filmi kesin izleyin çoksel😍 -Aysu)  işim bittikten sonra telefonumu açtım ve bildirimlerin gelmesini bekledim.

the only truth • js. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin