-20. Bölüm

285 47 13
                                    

O zaman bu bölüm de haticesartorius a ithafen olsun💖

          Ikimizde bu kamp alanını bilmiyorduk. Bu yüzden öylesine ilerliyorduk. Jacob bir göl bulduğunda bende çalılıklara takılmadan peşinden gitmeye çalışıyordum. Ya o fazla hızlıydı yada ben fazla yavaştım. Her neyse. Jacob çoktan dediği yere ulaşmış harika gölet manzarasını seyretmeye başlamışken; ben daha takıldığım çalılardan çıkamıyorsun bile. Ayağıma takılan dalı kenara ittiğimde karşıma çıkan yavru kediyi sevmek için eğildim. Tam o sırada annesi olduğunu düşündüğüm kedi ciyaklayıp bana doğru koşmaya başladığında çığlığı bastım. Orman boş olduğundan yankı yapmıştı. Jacob "Duru! Iyi misin!" diye bağırdı. Kafana taş hatta meteor düşsün inşşallah. He amk iyiyim o yüzden şuan can çekişiyo gibi çığlık atıyorum. Ekşın olsun. Hey allahım! Ben Jacob'ın gittiği tarafa doğru koşmaya başladığımda kedi de peşimden geliyordu. Jacob'ın da bana doğru geldiğini görünce durmak istedim ama hızımı almayarak ona çarptım. Jacob bir kaç adım geriye sendeledi ve.. Soğuk su bedenime çarptığında titreyerek ayağa kalktım. Su gerçekten gerçek anlamdanın gerçeğinde soğuktu. Jacob bana ters bir bakış attığında normalde olsa alınırdım ama şuan alınmaktandaha önemli işlerim vardı. Sıcak birşeyler bulmak gibi! Dizlerime gelen suda olabildiğince hızlı adımlarla ilerlerken Jacob umrumda bile değildi. Su çok soğuktu be! Jacob bana yetişti. Yüzüne baktığımda normal bir ifade olduğunu farkettim. Hatta küçük miniminiminnacık bir gülümseme gördüğümü bile söyleyebilirim. Sudan çıktığımızda bana bakıp "ben seninle napıcam?" dedi. Dudağımı büzüp ona baktım. "Ama ben sadece kediyi sevmek istemiştim. Ne biliyim ben kedinin annesi olup, birde psikopat olduğunu!" Jacob ufak bir kahkaha attı. "Zaten başına ne geliyorsa şu iyi niyetin yüzünden geliyor" bir kaç saniye düşünür gibi yaptım. "Hmm haklısın aslında iyi niyetli olduğumu inkar edemem. Düşündüm de, ben mükemmelim" jacob güldü. Devam ettim. "Bu gün köpeği beslemek için otobüsü kaçırdım, kediyi sevmek isterken gölete düş-" jacob kaşlarını çatıp durdu. "Gölete mi düştün! Düştüğün yer benim üstümdü" omuz silktim. "O çokta önemli bi detay değil. Sonuçta sen göle düştün. Ben de senin üstüne düştüğümde mantıken ben de göle düşmüş oluyorum" jacob göz devirdi. "Keşke bu mantığını gözünün önümdeki şeylere bakarken de kullansan" bunu kendi kendine konulur gibi söylemişti. "Ha bu arada" dedi ve bana döndü. "Adrian'la yaşadıkların da hep iyi niyetin yüzünden. Ona kanıyorsun" Anlamayarak Jacob'a baktım. "Neden bahsediyorsun?" "Tişörtümü ıslattın. Cidden baş belası gibisin!" Göz devirdim. "Bissürü milyon tane tişörtün olduğuna bahse varım." "Evet var. Ama ben onu seviyordum" "hem zaten artık benim oldu. Ben giyiyorum" bir kaç adım attı ve kendi kendine "zaten o yüzden seviyorum" dedi. Ama bunu duymuştum. Duymuştum! Beni sevdiğini mi ima etmişti? Veya tişörtünü sevdiğini? Beni sevdiğine inanmak istiyordum ama Luna ve Jacobla ilgili en ufak bir anı gözlerimin önünde belirdiğinde onun beni asla sevmeyeceğini, zaten benim de onu sevmediğimi düşünmeye başlıyordum. Ama dediğim gibi sadece düşünüyordum. Düşünmek aklın işiydi. Kalbimin ne dediğini henüz duyamıyordum. Ama içten içe aklımla aynı fikirde olmamasını umduğum da bir gerçekti. Beni mahvediyordu.

Valla gözlerimden uyku akıyo bölüm pek içime sinmedi kb :'( ama söz yarın 3 bölüm atıcam. Şimdi ben uyuycam o zaman görüşürüğzz💜

the only truth • js. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin