Bölüm 134

5.1K 449 16
                                    

Ölüm, Afrodit'in o şaşkın yüzünü umursamadı. Sapıkça düşüncelere alışkındı. Onu gören herkes böyle düşünüyordu. Bir kişi hariç. Ma'at ona asla o gözle bakmamıştı. Ona karşı her zaman baba duygusu ile yaklaşmış ve küçüklüğünde ufak haylazlıklarını görmezden gelmişti. Hata yaptığında, eğer sonucu felaket değilse asla bağırmıyor ve ona nasıl düzelteceğini gösteriyordu. Kendisini koruması için ruh büyüsünü öğretmişti. Aslında bu büyüyü dört general arasında sadece kendisi öğrenebilmişti. Bu yüzden kendisi ile hala gurur duyuyordu. Ruh büyüsü çok zordu. Ölümsüzlerin en güçlüsü bu büyüyü çok azda olsa kullanabilen Plüton adlı ezikti. Ölüm ise Ruh büyüsünü neredeyse tamamen kavramıştı. Bu büyüyü en etkin kullanan sadece iki kişi vardı. Ma'at ve Kaos. Tamamen kavradıkları için yaşam yaratabiliyorlardı. Ölüm ise daha o aşamaya gelememişti. Şuan sadece ruh aktarımı ve bir kaç yeteneği vardı.
Örneğin, Savaş düşmanlarının bedenlerine zarar verirken, kendisi düşmanının ruhuna zarar veriyordu. Ki bu büyü çok tehlikelidir. Bir kişinin fiziksel yaraları belli bir süre sonra geçerdi. Fakat ruha verilen hasar, işte onun geçmesi imkansızdı. Ölüm, karşısındaki kişinin ruhu ne kadar güçlüyse, belli bir hasar verdiğinde onu kendi evreninde yeni bir yaşama gönderiyordu. Hem besi olarak kullanacağı hemde eğer ihtiyacı olursa diye asker olarak tutabileceği canlılar elinin altında bulunuyordu.

Ölüm hala şaşkın bakan Afrodit'e baktı. İlk defa ölümlü bir kadın kendisi ile ilgili sapık düşüncelere kapılmamıştı. Fakat böyle ayrıntılı olarak düşünen bir ölümlü kadın da görmemişti. Hemde hiç!

''Burada neden olduğunu merak ediyorsundur. Sen daha fazla kaçmaya teşebbüs etme diye buraya seni bilgilendirmeye geldim. O sapık düşüncelerini engelle. Hükümdarım Ma'at, daha doğrusu senin Akira olarak bildiğin kişi senin buraya getirilmeni emretti. Kızın Elza ile başka bir evrene gittikleri için o gelene kadar buradasın. Sarayda istediğin gibi dolaşabilir, sonu kötü olmayacak şeyler yapabilirsin. Hükümdarımız geri döndüğündeyse, kızında geri dönmüş olacak. Fakat canlı mı, yoksa ölü mü orasını bilmiyorum. Element Diyarı, alemleri aşmak için gerekli olan bir yer ve senin kızın o sınavı geçebilirse, artık eskisinden milyonlarca kat daha güçlü olacağı kesin. Eğer sen istersen, Hükümdarımız seni eğiteceğine dair kızına söz verdi. En azından L-U alemlerin tepesine çıkarsın. İkiniz istediğinizde Labirent Evreninde yeni bir yaşama sahip olacaksınız, hatta belki Hükümdarımız tarafından çok daha özel görevlere sahip olabilirsiniz.''

Ölüm bunları açıklarken, bir yandan da Afrodit'i inceliyordu. Ölümlüler için oldukça güzel olduğu söylenebilirdi. Hatta belki Ölümsüzler arasında da oldukça güzel olduğu da söylenebilirdi. Ama Koruyucuların kadınları arasında oldukça normal bir görüntüsü vardı. Kırmızı saç, mavi göz tuhaf bir bileşimdi. Vücudu ideal ölçülerdeydi, fakat alemlerde oldukça düşük boyuttaydı. Buna rağmen iki tür içinde güzeldi. En Unvanlı Daichi Aleminde böyle bir vücuda sahip olduğuna göre, L-U alemlerinin zirvesine çıkınca Koruyucular için bile çekici hale geleceği su götürmez bir gerçekti. Elza'nın kime çektiği belliydi. 

''Artık sakin olmalısın. Bu arada sana burada kimse saygısızlık yapamaz. Hükümdarımızın özel konuğu gibi muamele göreceksin. Eğer istiyorsan Kraliçemizin yanına gidebiliriz. Hamile olduğu için düzenli olarak yürüyor, şuan Bin Çiçek bahçesinde olmalı.''

Ölüm bunu söyledikten sonra Afrodit'in cevabını beklemeye başladı. Hemera'yı görmek isteyeceğini tahmin ediyordu. Onu kurtaran kişiyi görmeyi kim istemezdi ki? 

---------------------------------------------------------

Afrodit, karşısında ki kadının güzelliğinden etkilenmişti. Aklında daha önce düşünmediği düşünceler dolduğundaysa, kadının düşüncelerini anladığını duyduğundaysa, utancından yerin dibine giresi gelmişti. Onu buraya getiren kişinin, babasını öldüren Akira'nın olmasıyla tüm vücudu gerilmişti. Elza'nın alemleri aşacağını duyduğunda bunu yapan kişinin o katil olduğunu anlamıştı. Fakat neden onu buraya getirtmişti ki? İşte onun cevabını da almıştı. Karşısında ki kadın, kendi zihnine hangi soru gelirse onun cevabını anında veriyordu. Buradaki kişilerin kendisine kötü bir şey yapacağını düşündüğünde, Akira'nın özel konuğu olarak muamele göreceğini söyleyen kadın, daha sonraysa onun burada olduğunu düşünmediği, kendisini kurtardığı için minnet duyan Hemera'ya gidebileceklerini söylemişti.

''Evet, lütfen yanına gidelim.''

Afrodit sesinin sakin çıkmasına uğraşmıştı. Ama başarılı olduğu söylenemezdi. Sesi duyduğu heyecan ile titremişti. Sonuçta Hemera buradaysa kesinlikle zarar görmezdi. Afrodit, yanında Ölüm ile koridora çıktığında,

''Sana dediğim gibi burada olan kimse Hükümdarımızın öfkesini üzerine çekecek kadar deli değildir. Özel konuk muamelesi göreceksin. Eğer ihtiyacın varsa, sana bir kaç fahişe getirebilirim. Ama şaşırdığımı söylemeliyim. Kocanın bundan haberi var mı?''

 Bu konuşma yüzünden kendisinin yüzü oldukça kızarmıştı. Sanki isteyerek düşünmüştü. Kadını gördüğünde, aklına birden bu düşünceler doluşmuştu, kendisi ne yapabilirdi ki!? Fakat son duyduğu cümle onun utancını silmeye başlayıp, yerini öfkeye bırakmıştı.

''Ha-hayır, kadınlara ilgi duymuyorum. Ve kocam hükümdarınız tarafından yok edildi.''

Bu konu onun için hala hassas bir durumdu. Babasının ve kocasının nasıl öldüğü daha  dün gibi hatırlıyordu.

''HÜKÜMDARIMIZ. Bu evrende ona hükümdarımız veya efendimiz diyeceksin. Yoksa seni paramparça ederim. Ve senin kocanı öldürmesi bir toz zerresi kadar önemli bir olay. Savaş, Kıtlık ve Hilekar 21 milyar canlıyı öldürüyor. Senin o küçük kocansa, Hükümdarımıza saygısızlık yaptığı için öldürüldü. Bunu unutma ve ona karşı saygı göster.''

--------------------------------------------------------------------

Elza şuan arkasındaki yaratıkları umursamıyordu. Etrafta duyulan Güm, güm sesleri de umursamıyordu. Şuan tek önemli şey, sürekli olarak onun önüne çıkan keskin kayalıklardan kaçmaktı. Nedenini bilmediği bir şekilde sürekli olarak önüne, veya tam sağına, soluna bir anda kayalıklar çıkıyordu. Hemde hiç beklemediği bir anda!

Bilmediği şey ise şuydu, bu çıkan kayalıklar Kyo'ydu. Şekil değiştiriciliğinde o kadar üstündü ki, basit kayalıklara dönüşmek için konsantrasyon olmasına bile gerek yoktu. Elza'nın yaratıklardan kolayca kaçtığını gördüğünde, kayalıkların onu çok zorlamayacağını fark ettiği için, denize girerek sürekli olarak onu zorluyordu. İlk ortaya çıktığında Elza'nın vücudunun sağ tarafını kesecek kadar yakındı. Elza bir an ne olduğunu anlayamamış ve daha önce orada olmayan kayayı gördüğünde dikkatli olması gerektiğini anlamıştı.

Elza, kıyıya doğru yüzerken vücudunda bir çok kesik oluşmuştu. Onun gibi alemlerin zirvesinde olan bir kadının, iyileşme hızı normalde muazzam olması gerekiyordu. Fakat her nedense bu kayalıkların açtığı yaralar hala canını yakıyordu. Bu işte bir tuhaflık olduğunu düşünse de, daha önce gelmediği bir evrenin nasıl özellikleri olduğunu bilmiyordu ki!

Elza sonunda kıyıya ulaştığında vücudunu incelemeye başladı. Hissettiği korku yüzünden yüzerken kendini inceleyememişti. Kesikler onun ölmesini sağlayacak kadar derin veya iç organlarına isabet etmemişti. Yüzeyseldi. Fakat hala kapanmadıkları için Elza ufakta olsa tırsıyordu. Elini kesiğin üstüne koyduğunda, sanki iğne batırmışlar gibi keskin bir acı vücudunu ele geçirdi.

''Yıldız enerjini kesiklerin olduğu bölgelere yay. 5 dakika sonra uçurum duvarını tırmanacaksın.''

Elza, duyduğu ses ile birlikte kafasını yukarıya kaldırdı. Kendisine bakan şeyin ne olduğunu bilmiyordu. Fakat onun kendisiyle emir verir gibi konuşması, kim olduğunu anlamıştı. Kyo'ydu. Akira'nın bahsettiği kişi. 

''Peki.''

Elza, bu kişiyi tanımasa bile Akira tarafından gözetmen olarak geldiğini biliyordu. İşte bu yüzden onun talimatlarını uygulamakta sorun görmemişti. Akira'nın ona enerji küpü özümsettiğinden beri yıldız enerjisi üzerindeki kontrolü artmıştı. Bir büyücü olarak zaten bu enerjiyi kontrol edebilmesi gerekiyordu. Bu eğitimden sonraysa çok daha iyi bir kontrol sahibi olduğu için yıldız enerjisini vücudunda dolaştırmak kadar kolay bir şey yoktu. Elza, enerjiyi kesiğin olduğu bölgeye götürdüğünde, gerçekten de işe yaradığını fark etti.

Kaos'un Varisi 1-2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin