Bölüm 102

6.5K 591 75
                                    

Sevgi İmhası gerçekleşirken tam bir yıl geçti. Bu bir yıl içinde Akira'nın vücudundan durmadan kan akarken, Aegis onu sabit tutuyor, Linda ise yıldız enerjisi ile vücudunu iyileştiriyordu. Sürekli ve sürekli aynı işlemler gerçekleşirken, ilk önce kan boşaltımı yavaşlamaya, daha sonra ise tamamen durdu. Bu boşaltım durduğu anda topraktaki kanlar bir anda yok oldu. Fakat daha işlem bitmemişti ki, bunu Linda zaten biliyordu. Tüm duyguları yok edildiğine göre şimdi son kısma gelmişlerdi. Linda'nın Mars'ın kalbini çıkarmasının tek sebebini şimdi gerçekleştirecekti. Akira'ya bu kalbi özümsetip, Mars'ın yeteneklerini ve tüm bilgilerini almasını sağlayacaktı. Kalbi yavaşça Akira'nın son mührüne doğru indirirken şu kelimeleri söylemeye başladı.

''Mühürleri kırdım ve en eski ritüeli gerçekleştirmek için son adıma geçiyorum. Ölümsüzlerden birisine ait olan bu kalbi, ortağım olan Akira'ya veriyorum. Kalbi kabul ettiği anda hedefine ulaşana kadar bu duygularına asla kavuşamayacak. Hedefini ise bu büyüyü gerçekleştiren ben, Linda, Yok Edici Kılıç olarak belirliyorum. £#ææß߀.....''

Son cümlesini kadim dil ile yaptığı için Aegis bile anlayamadı. Bu hedefi sadece Linda ve Akira bilecekti. Tüm tanrıların hissettiği o dehşet hissinin nedeni tam olarak buydu işte..

---------------------------------------------------

Linda, Mars'ın kalbini Akira'ya yaklaştırırken yavaşça yok olduğunu fark etti. Bunun anlamı ise şuydu, Akira bu antlaşmayı kabul etmişti. Yoksa ne olursa olsun Mars'ın kalbi yok olmazdı. Sonunda Mars'ın kalbi tamamen Akira tarafından özümsendiğinde, yerde yatan Akira sonunda gözlerini açtı. Gözleri açılırken, hızlı bir şekilde kırmızı bir parlaklık oluşup bir anda yok olmuştu. Bu olay sadece bir saniye gibi komik bir sürede gerçekleşmişti. Akira, ayağa kalkarken göğsünün kitap gibi açıldığını gördüğünde, derisini sakince birleştirerek iyileşmesi için kısa bir süre bekledi. Bu sırada Linda ve Aegis havada hareketsiz bir şekilde duruyorlardı. İkisininde sesi çıkmadığı için Akira kendi vücudunu dikkatli bir şekilde incelerken, onların orada olduğunu unutmuş gibiydi. Eskiden hissettiği duygular şuan onun için yok gibiydi ki, bu ona oldukça normal geliyordu. Ne generallerine karşı olan sevgisi, ne de ortaklarına karşı olan koruma iç güdüsü ortadaydı. Linda ve Aegis ise onun için artık bir ortak olmaktan çok eşya konumuna düşmüştü. Akira kendi vücudunu incelemeyi bitirdiğinde, elini sallamasıyla Aegis ve Linda havada durdukları yerden hızlıca ayrılarak sahibinin ellerindeki yerlerini aldılar.

''Sizin bilincinizi alıyorum.''

Akira sadece bunları söyleyerek, Linda ve Aegis'in kişiliklerini yok ederek sadece kendisine ait ekipmanlar olmalarını sağladı. Eskiden yapmayacağı şeyler, şuan onun için oldukça normal geliyordu ki bunun sonucunu ileride çok iyi görecekti.

''Yok ol.''

Akira etrafını saran bariyere sadece bu kelimeleri söyleyerek onu yok edip, ölümsüzler için görünür bir hale geldi.

''Hahaha... İşte sonunda istediğim şey oldu. Bakalım ne kadar sürede size yetişecek.''

Kaos bunları söyledikten sonra ortadan kayboldu. Sonunda gerçek Akira ortaya çıkmıştı ki, onun önünde yıldız alemleri sadece bir durak gibiydi. Kendi bölgesine girdiğinde, tahtının yanında bekleyen torununu gördü. Hemera, kıyamadığı tek ölümsüz.. Ne diyeceğini tahmin ediyordu. Fakat yine de, konuşmasına izin vermeye karar verdi.

''Büyük baba, Akira'yı saran bariyer neydi?''

Hemera'nın yüzüne bakan Kaos, torununun içinde belki de binlerce soru olduğunu anlamıştı. Akira'ya neler olduğunu dosdoğru anlatmaya karar verdi.

Kaos'un Varisi 1-2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin