"Bu hiç adil değil."
Akira, Linda'nın üzerinde 25 milyonluk orduya doğru yol alırken, kendisinin şuan için ulaşamayacağı kadar hızlı bir yolculuk geçiriyordu. Vücudu, dolayısıyla organları diğer insanlara göre daha iyiydi. Fakat bu gelişmişliğe rağmen Akira şuan çevresini tam olarak göremiyordu. O kadar hızlı ir şekilde gidiyorlardı ki, Akira'nın baktığı bir şey yarım saniye sonra bir kilometre arkasında kalıyordu.
''Daha bir şey görmedin. Efendi Kaos, beni kanı ile güçlendirdiği için diğer ilahi eserlerden çok daha güçlü oldum. Tabii ki de efendi Kaos'a hala zarar vermekten çok uzağım.''
Akira, duyduğu cümlelere tepki vermeden bir süre aklından geçirdi. Eğer Linda, ustasının kanıyla zirveye çıktıysa, neden kendisi de çıkamasın ki? Bu konuyu ustası ile konuştuğu zaman sormak için aklının bir köşesine kazıdı. Fakat şuan Linda'ya başka bir şey sorması gerekiyordu.Akira, tuhaf bir şekilde ordu ile aralarındaki mesafeyi görebiliyordu. Hemde aralarında 250 bin kilometre olduğu halde!
''Linda, sana bir şey soracağım. Benim algım 10 bin kilometre fakat şuan hedefimizde olan o orduyu çok net bir şekilde görebiliyorum. Bunun nedeni sen misin?''
Linda'ya bu soruyu sorduktan kısa bir süre sonra beklediği cevap geldi.
''Hı-hı. Aslında bunun nedeni çok basit. Efendi Kaos, beni sana ilk verdiğindeki olayı hatırlıyor musun? Uyanmam için neredeyse tüm yıldız enerjini bana vermiştin. Hem bu nedenden dolayı hem de seninle ortak olduğumuzdan dolayı bana dokunduğun anda yeteneklerimi kullanabiliyorsun. Bunu sen ve Kaos'tan başkası yapmaya kalkarsa anında patlar. Bu başkalarına tüm ölümsüzlerde giriyor.''
''Peki ne tür yeteneklerin var?''
Akira'nın en çok merak ettiği konu buydu. Linda'nın bir anda Lugal Unvanlı Kötei Alemine ulaşmasıyla birçok yetenek kazandığını biliyordu.
''Hahaha... Şimdi bunları söylersem, süpriz yapamam. Zaten savaş sırasında seninle birlikte bu yetenekleri kullanacağız ortak. Sadece şunu söyleyeyim, bugün kesinlikle seviye atlayacaksın. Buna emin olabilirsin.''
Akira duydukları karşısında, yüzünde beliren gülümsemeye engel olamamıştı. Uzun zamandır, sadece eğitim görüyordu. Bu yüzden hala En Unvanlı Chiji Alemi 5. seviyede kalakalmıştı. Eskiden canavar çekirdekleri kullanarak çok rahat bir şekilde seviye atlamasına rağmen, şuan sadece meditasyon ile seviye atlayabilirdi. Fakat meditasyon yapmaya bile zamanı kalmadığı için bir türlü kendi seviyesini yükseltememişti.
''Sabırsızlıkla bekliyorum.''
--------------------------------------
Beyaz Kurt Klanının ordusu biranda ilerlemeyi kesti. Bunun nedeni ise liderleri olan Xac Kurt'un önünde beliren adamdı. Tuhaf bir mızrak-kılıç karışımı bir silahın üzerinde ayakta duruyordu.
"Yolculuk nereye?"
Karşısında milyonlarca savaşçı ve büyücü olduğu halde oldukça rahat bir şekilde konuşmuştu. Askerler bu adamın kim olduğunu bilmiyordu. Fakat geldiği yönde hedefleri olan Dragon Krallığının başkenti olan Alba Longa şehri vardı. Yani büyük olasılıkla karşılarında rahat tavırlar gösteren bu adam düşmandı. Beyaz Kurt Klanının kurmaylarından birisi öne çıkarak,
''Beyaz Kurt Klanının nereye gittiğini bildiğin halde, bu ukalaca sorunun amacı bizi oyalamak mı?''
''Senin gibi köleye cevap verecek kadar düşmedim, küçük enik. Şu başınızda bekleyen köpeğin cevabına göre ölüm şeklinize karar vereceğim.''
Akira, kendisi ile konuşan adamı aşağılamakla kalmayıp, liderlerini de aşağıladı. Sonuçta bu savaşı ne kadar hızlı başlatırsa, seviye atlayacağı zamana da hızlı bir şekilde ulaşacaktı. Linda'nın üzerinden inip, ayakları toprağa basan Akira sakince köpek dediği adama bakıyordu. Linda'ya dokunduğu zaman algısının gelişmesi sayesinde bu 25 milyonluk ordunun içindeki kişiler arasında en güçlü kişinin o olduğunu anlamıştı. Bu yüzden bu ordunun kumandanının o olacağını düşünmüştü. Adam yavaşça ileri çıkarken,
''Çok kibirlisin İmparator Akira. Senden daha güçlü kişilerin olmadığını zannediyorsun. Fakat bugün bu yanlış inancının sonun olacak.''
Adam, kendisine köpek denilmesine sinirlenmemişti. Sakince Akira'ya yürürken, düzgün bir sesle bu cümleleri söylemişti. Akira ise bu adamın kendisine kibirli demesine şaşırmıştı.
''Bana bunları söylerken, küçük gördüğün belli oluyor köpek. Fakat sana bu dünyada gücün ne olduğunu öğreten kişi ben olacağım için mutluyum. 20 mavi altın ile dünyanın en zengin klanı olarak anılmak sizi boş yere gururlandırmış.''
Akira, bunları söylerken yanında uçan Linda'yı eline aldı. Linda, ortağının eline yerleşince, zihninde konuşmaya başlamıştı bile.
''Bildiğin gibi eskiden öldürdüğüm canlıların ruhlarını alıyordum. Fakat, evrim geçirdiğimden dolayı artık sadece ruhlarını değil, yıldız enerjilerini de almaya başladım. Bu aldığım yıldız enerjileri senin vücuduna geleceği için, artık ne kadar canlı öldürürsen, vücuduna yıldız enerjisi akın edecek. Karşındaki 25 milyonu sadece benimle öldürürsen, kesinlikle alem atlayacaksın, Akira. Şimdi, sana kazandığım yeteneklerden birisini göstereyim. Beni yere sapla.''
Bu konuşma sadece bir saniye sürmüştü. Akira'nın köpek dediği Xac Kurt, kendisine doğru yaklaşırken, Linda'nın dediğini yapan Akira onu yere saplayıp bağırdı.
''KILIÇ DİYARI!''
Sesini duyan herkes gard alırken, hiç ummadıkları bir şey ile karşılaştılar. Altlarından binlerce kılıç çıkarak onları resmen kazığa oturtmuştu. Tabii ki de bir anda tüm orduyu yok edemezdi. Bu büyü sadece Linda'nın olağanüstü gücü ile alakalı değildi. Kullanıcısı olan Akira, bu büyüye ne kadar hakimse o kadar mükemmel olan bir büyüydü. Bu büyüyü ilk kez kullanmasına rağmen, bir anda 10 bin askeri yok edebilmişti. Üstelik bu 10 bin askerin içinde ordunun önünde bulunan kurmaylarda bulunmaktaydı. Xac Kurt, havaya son anda zıpladığı için sadece ayağındaki kanama ile ölmekten kıl payı kurtulmuştu. Kılıçlar çıktığı gibi hızla yeraltına girdi. Akira, bu büyünün bu kadar etkili olduğunu hiç düşünmemişti. Fakat asıl şaşırdığı şey bu büyünün bitmesi ile oluştu. Elinde duran Linda, grip ışıklar saçmaya başlarken kendi vücudundan da sürekli kırılma sesleri gelmeye başladı.
Saldırının geçmesi ile yaşadıkları şaşkınlıklarını üstünden atan askerler, bu kırılma sesinin neyi ifade ettiğini çok iyi biliyorlardı. Karşılarındaki adam, seviye atlıyordu. Fakat asıl şaşırdıkları şey bu değildi. Seviye atlarken çok az kırılma sesi olurdu. Fakat bu adamdan ardı ardına kırılma sesleri geliyordu. Sanki bir anda 5-6 seviye atlamış gibiydi. Akira'da bu olaya şaşırmıştı. Kendisinin normal yollardan seviye atlaması çok zordu. Bunun iki nedeni vardı. İlki, alemlerde ilerledikçe seviye atlamanın zorluğu. İkinci ve Akira'yı en çok zorlayan neden ise dantianının kendi seviyesinde ki kişilere göre çok daha geniş olmasıydı. Meditasyon yapmasına gerek olmadan kendisine enerji çeken dantianına rağmen, imparatorlar tarafından eğitime alındığında bir türlü seviye atlayamamıştı. Fakat şuan 10 bin kişinin yıldız enerjisi ile ardı ardına seviyelerin kapılarını kırıyordu. Kısa sürede Chiji Aleminin zirvesine yerleştiğinde kırılma sesleri kesilmişti. Kendisine şaşkın bir şekilde ona bakan 24 milyon 990 bin kişiye, oda aynı şekilde şaşkınlıkla bakıyordu. İki tarafta saldırmadan öylece kaldılar.
''Neyi bekliyorsun?''
Linda, Akira'nın neden beklediğine anlam verememişti. Seviye atlamanın neden bu kadar şaşkınlık yarattığı hakkında en ufak bir fikri bile yoktu.
''Linda, benden 2-3 alem düşük olan 10 bin kişinin yıldız enerjisini alarak 4 seviye atlamam sence de biraz saçma değil mi?''
''Hımm... Deddiğin gibi olsaydı saçma olurdu. Fakat onların sadece yaşam enerjilerini almıyorsun ki! Aynı zamanda yaşam güçlerini de aldığın için yıldız enerjileri çok daha yoğun oluyor. Üstelik insanlardan aldığın yıldız enerjisi, doğadan veya canavarların çekirdeklerinden özümsediklerinden çok daha saf bir halde. Şimdi, şu orduyu yok edelim. Sen seviye kazan, bende ordumuza katacak asker. Hahaha...''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaos'un Varisi 1-2
FantasyAgalar kitap +15 dir. Tabi bu benim fikrim. Sapıklık var, komedi 128.bölüm de hat safhada , işkencesi cartı curtu da bölümlere serpiştirildi. Konu ne derseniz, adından da anlaşılacağı gibi Kaos adlı elemanın varisi. İlk bölümler sonradan banada tuha...