Bölüm 19

9K 803 20
                                    

Akira sabah uyandığında kapıda yine Ares'i gördü. İkili doğruca arenaya doğru gittiler ve orada ayrıldılar. Akira bu günkü eşleşmelerden sonra finale yükselip turnuvada birinci olacaktı. Ra'nın istediği gibi Linda'yı kullanmayacaktı fakat yanındanda ayıramazdı. Linda sırtında duracak ve büyülerini kullanacaktı. Eğer çok zor durumda kalırsa Ruin'i kullanabilirdi. Arenanın girişine geldiğinde 3 çocuk orada bekliyorlardı. Akira geldiğinde ise Atlas, sahada sunuma başladı.
"Hepiniz tekrardan hoş geldiniz! Bugün Seishin Aleminde birinci olacak kişi burada belirlenecektir. Dört büyük belirlendi.
Tayang Akademisinden gelen Camuka Cucirat, Kara-Kitay Loncasından gelen Ögeday, Si-Hia Krallığının Prensi Kubilay Hia ve Anka Akademisinden gelen bu dönemin Burslusu Akira!"
Arenada herkes tezahürat ediyordu. Ra bugün için klan ve Akademideki herkesi arenaya doldurmuştu. Bu sayede hem insanlara gücünü gösteriyordu hemde Akademideki öğrencilerin Akira'dan korkmalarını amaçlıyordu. Arenanın %15 i onun grubuna aitti ve orada oturan herkes ona tezahürat ediyordu. Atlas, bir süre bekledikten sonra
"Bu turdada öldürmek serbesttir. Yarışmacılar eğer ölmekten ve öldürmekten korkuyorsanız hemen elinizi kaldırın ve çekilin. Yoksa şartları kabul etmiş olursunuz. Atlas tüm bunları söyledikten sonra biraz bekledi ve çocuklar çekilmeyince kafasını sallayarak kenarda duran Toprak Büyücülerine işaret verdi. İşareti alan büyücüler sahada iki adet ring ortaya çıkardılar ve hava büyücüleri ringlerin etrafına güçlü bir bariyer yerleştirdi. Tüm bunlar olduktan sonra Atlas kalabalığa ve yarışmacılara hitaben,
"İşte karşılaşacak isimler. Akira-Camuka Cucirat ile Ögeday-Kubilay Hia ile karşılacaktır. Her türlü silah ve büyü serbesttir. Ortağınız varsa kullanabilirsiniz. Şimdi yarışmacılar ringlerine!
dedikten sonra elini kaldırınca Akira ve diğerleri ringlerde belirdiler. Camuka, daha turnuva başından beri Akira'nın onu umursamaz tavrı yüzünden kin besliyor ve onu indirmek için fırsat bekliyordu. Sonunda beklediği fırsat geldi diye yüzünde sinsi bir gülümsemeyle,
"Demek beni dikkate almıyorsun? Seni burada ezdiğimde artık dikkate alacaksın. Hahaha..."
Akira bu çocuğun kim olduğunu bildiği, dediklerine takılmadan ilk başta uyardı.
"Şimdi çekilmezsen öleceksin."
Camuka, Akira'nın dediklerine kahkaha atıp,
"Hahaha.. Galiba burslu olman seni küstahlaştırmış."
diyerek direk saldırdı. Camuka'nın kendisine bu kadar güveniyor olmasının sebebi ise hem hava hemde ateş elementine sahip olmasıydı. Elinde yaptığı Ateş topunu rüzgar ile besleyerek güçlendirdi ve Akira'ya doğru fırlattı. İnsanlar iki ringde dikkatli bir şekilde izliyordu. Camuka'nın birleşik büyü yaptığını gören izleyiciler Akira'ya üzülmüşlerdi. Anka'ların oturduğu yerden ise gülme sesleri geliyordu. Akira'nın gerçekte büyücü olduğunu hepsi biliyorlardı fakat bu arenada daha büyü kullanmamıştı. Akira gülümseyerek elini yere vurdu ve önünde kalın bir duvar çıkardı. Ateş topu duvara çarpınca gücüyle duvarı patlattı fakat Akira çoktan oradan uzaklaşmıştı. Dün yaptığı gibi ellerine yıldız enerjisi gönderdi ve birbirine vurduğunda çıkan ses ile Camuka çok büyük bir basınçla kulak zarı patladı. Yaşadığı ani acıyla çığlık atan Camuka kulaklarını tutup gözlerini kapattı. Gözünü bir süre açtığında ise gözleri fal taşı gibi açılmıştı. Aslında neredeyse tüm arenanın gözleri fal taşı gibi açılmıştı. Çünkü Akira gücünü sergilemek için arkasında dört elementin büyüsünü yapmıştı. Camuka korkudan tam pes edeceği sırada Akira cani gülümsemesini takınıp havada asılı olan dört elementiyle saldırdı. Elementlerin gücü o kadar yüksekti ki bariyerde çatlaklar oluşmuştu. Şuan arenadakiler tam bir ölüm sessizliği içindeydi. Sadece bir grup tezahürat ediyordu oda Anka'ların oturduğu yerdi. Akira kendisine bakanları umursamadan yere oturdu ve mücadeleyi beklemeye başladı.
-------------------------------------
Tüm arena kendisine geldikten sonra yeniden başlayan Kubilay ve Ögeday düellosunu izlemeye başladılar. Şaşkınlığını attıktan sonra Kubilay Rahip sınıfının getirdiği üstünlükle Ögeday'ı yendi. Atlas hızlıca Kubilay'ı Akira'nın ringine ışınladı ve
"Sonunda Seishin Alemi final karşılaşmamızı göreceğiz. Maç başlayınca pes edemezsiniz. Ya bayılmanız gerekecek ya da ölmeniz. Onun için şuan soruyorum çekilmek isteyen var mı?"
Atlas her zaman olduğu gibi yine cevap alamadı.
"Tamam o zaman! Bu maç 10 dakika süreye sahiptir. Her türlü silah, büyü ve ortak serbesttir. Başlayın!"
"İyi bir maç olsun."
Kubilay bunu iyi niyetli bir şekilde söyledi fakat Akira umursamaz bir şekilde Atlas'a bakıp
"Heeyy! Yaşlı amca, bu çocuk prens! Onu öldürürsem babası bana düşman olmaz mı?"
Atlas, bu soruya şaşırıp kaldı. Kubilay ise dikkate değer olmadığını vurgulayan Akira'ya gözlerinden öfke saçarak baktı. Kralın yanında oturan adam kahkaha atarak konuşmaya katıldı.
"Hahaha.. Öldürmene gerek yok Akira. Bayıltana kadar döv ve iyice aşağıla bende sana istediğin bir ödülü vereyim."
Arenada herkes kralın Akira'dan istediği şeyi duyunca garibine gitmişti. Bir babanın oğlunu herkesin içinde aşağılatma amacını kimse anlamamıştı. Akira ise gülümseyerek talihine dua ediyordu.
"Kabul ediyorum efendim. Kaç dakika sürsün bu aşağılamam?"
Kubilay artık sinirden dişlerini gıcırdatıyordu. Akira'nın sorusunu duyduğunda ise sinirine hakim olamadı ve
"İlahi Kutsama!"
diye bağırıp kendisini kutsadı ve elindeki kılıcıyla Akira'ya saldırdı. Akira ise sadece
"Babanla konuşuyorum! Az saygılı olmayı öğren şımarık velet!"
diyerek elini savurdu. Bu hareketiyle Kubilay'a doğru güçlü bir rüzgar şekillendi ve hazırlıksız olan Kubilay'ı uçurup bariyere fırlattı. Normalde birisi bu hızla bariyere çarpsaydı anında ağır hasar alırdı. Fakat Kubilay'ın kendisine yaptığı İlahi Kutsama vücudunu anlık olarak yeniliyordu. Kubilay çarptıktan sonra sersemledi ve toparlanmak biraz yerde kaldı. Akira'nın bu kadar kolay bir şekilde rakibini uçurması herkesin şaşkınlık içinde kalmasına yol açmıştı. Daha önce yendiği rakipleri normal bir uzunlukta yenmişti. Kral, Akira'ya beklediği cevabı verdi.
"Eğer 10 dakika içinde hüngür hüngür ağlamaya başlarsa yeterlidir. Ağlamaz ise 8. dakikada bayılt. Ağlatmak için kalıcı bir hasar vermeden istediğin şeyi yapabilirsin."
Akira aldığı cevapla cani gülümsemesi yüzüne yerleşti. Hızlıca Kubilay'ın yanına gitti ve onu boynundan tutup yere vurdu. Kubilay aldığı darbeyle iyice sersemlemişti. Karşılık vermek için kılıcını savuracağı sırada Akira toprak elementi ile ellerini ve ayaklarını kaplayarak hareket etmesini engelledi.
"Şimdi seni ağlatmam gerekiyor prensim! Hahaha.."
Kubilay ise sadece gülümseyerek
"Daha önce rahip sınıfıyla karşılaşmadığın belli velet. İlahi Kutsama olduğu sürece canım asla acımaz."
"Bunu göreceğiz."
Akira bunu söylerken cani gülümsemesi yüzüne yerleşmişti. İlk önce vücuduna hava elementi ile kesik atmaya başladı. Kesikler hızlıca iyileşiyordu. Toprak elementi ile vurdu yine iyileşti. Aklına lavlar geldi fakat öldürmemesi gerekiyordu. Onun için deneme amaçlı küçük bir toprak parçasını yüksek ateşte lava çevirdi ve Kubilay'ın bacağının üstüne koydu. Lavın konulduğu yer durmadan hızlıca iyileşiyordu ve Kubilay'ın yüzünde hiç bir ifade yoktu. Akira bir kaç lav parçasını vücudun farklı yerlerine koydu. Bir süre ifade göstermeyen Kubilay bir kaç dakika sonra acıdan çığlık çığlığa bağırmaya başladı. Tüm arena 6 yaşındaki bir çocuğun bu kadar acımasız olmasını beklemiyordu. Kubilay artık bir dakika sonra ağlamaya başladı. Bunun nedeni ise İlahi Kutsamanın tüm vücuda yayıldığında etkisinin yavaş olmasıydı. Kubilay artık acıya dayanamamış bir halde bayıldı. Atlas,
"Bayanlar, baylar! İşte bu yılki Krallık Turnuvası kazananı. Anka Akademisinden Akira!!"

Kaos'un Varisi 1-2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin