Bölüm 76

7.5K 674 36
                                    

Akira, Karakurum'a gittiğinde şehirdeki kimse çıkmasın diye Myrmidon'ları çağırdı. Etrafında binlerce En Unvanlı alemde askerler belirmişti. Aslında kendisi tek başına bu şehri yok edebilirdi. Fakat Akira, şehirdeki insanların kuşatmayı görüp dehşete düşmesini istemişti. Şehirde Şeytan'ın aurasını bulamamıştı. Bunun anlamı Şeytan'ın da ölmesiydi.
"Şehri kuşatın! Kim çıkarsa öldürün gitsin!"
Myrmidon'lar emri duyduklarında hızla Karakurum'u çevrelemişlerdi. Şeytan'ın varisi ve generali ilk başta kuşatan orduyu fark edince ilk başta bu orduya saldırmak isteseler de, Myrmidon'ların seviyelerini algılayamadıkları için saldırmamışlardı. Bu ordunun kime ait olduğunu az çok ikiside tahmin ediyordu. Yedikleri halt yüzünden başlarına bir iş gelmeyeceğini zanneden bu iki aptal, şimdi ne yapacaklarını düşünüyorlardı. Eğer askerlerinin seviyelerini bile anlayamıyorlarsa, kim bilir Akira ne kadar güçlenmişti?

-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------

3 Myrmidon aynı anda üç imparatorun önünde aynı şeyleri söylemeye başladı.

''Siz, benim generallerimi öldürdüğünüz zaman kendi ölümünüzü kesinleştirdiniz. Hepinizi sırasıyla öldüreceğimi şimdiden ilan ediyorum. İlk önce insanlar yok edilecek, daha sonra elfler, daha sonra orklar en son ise cüceleri imha edeceğim. Size hazırlanmanız için 1 hafta veriyorum. O basit savunmalarınızı kurun ve bana savaşmanın heyecanını yaşatın. Belki bu sayede ölümünüz insanlarınki gibi acı verici olmaz.''

dedikten sonra üçü de cevap bile beklemeden Karakurum'a geri dönmek için arkalarını dönerek saraylardan ayrıldılar. Üç imparatorda tahtlarında öylece oturuyorlardı. Kendilerine gönderilen Myrmidon'ların seviyelerini anlayamamışlardı. Bu yüzden kimsenin onlara saldırmasına izin vermemişler ve konuşmalarını dinlemeye mecbur kalmışlardı. Üçüde sadece tek bir fikre sahiplerdi.

''Savaşacağız!''

-------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Karakurum 1 haftadır kuşatma altındaydı. Bunun en temel sebebi Akira'nın ortaklarını beklemesiydi. Suikastçiler Merkezi bu kuşatmayı kaldırmak ve Akira ile anlaşmak için bir kez elçi yollamışlardı. Fakat giden elçinin kafası gökyüzünden gelerek sarayın önüne düşünce bir daha elçi yollayamamışlardı.

Bir haftalık kuşatma sonunda Abra, Ruin ve Minos tüm imparatorluktaki canlıları öldürmüş ve şehirleri haritadan silmişlerdi. Şuan Pendragon İmparatorluğunda sadece bir şehir vardı. Oda Akira'nın kuşattığı Karakurum'du. İnsanlar korkusundan evlerinden dışarı çıkamazlarken Suikastçiler Merkezinin yeni lideri ile generali ne yapacaklarına hala karar verememişlerdi.

Akira ortakları geldiğine göre artık planını uygulayabilirdi. Ellerini yere vurarak,

''Toprak Elementi : Derin Yarık''

Bu büyüyü unvanlı alemlerde öğrenmişti. En çok kuşatma savaşlarında işe yarıyordu. Tabi kullananın gücüne bağlı olarak hasarı da artıyordu. Akia'nın vurduğu yerden başlayarak şehrin batı surlarına doğru önündeki her şeyi yutup ilerleyen derin bir yarık belirmişti. Şehrin batısını kuşatan Myrmidon'lar Akira'nın büyüsü ile hasar almamak için hemen havalanmışlardı. Yarık batı surlarına ulaştığında surların tabanı olduğu gibi açılmıştı ve bir anda üstündeki askerler ile birlikte toprağın derinliğine gömüldü. Sadece tek bir saldırıda bu kadar büyük hasar vermesi ile şehirde ki herkes korkuya kapılmıştı. Bir büyü ile 100 kilometrelik bir suru yok etmesi dehşet vericiydi.

''Tüm şehir halkını bana canlı getirin.''

Akira bu emri verirken ki amacı tüm halkı kendisinin gözleri önünde katledilmesini izlemekti. Myrmidon'lar efendilerinden emirlerini aldıkları anda dört bir yandan binlercesi şehre akın etti. Akira'nın emrine uyarak kimseyi öldürmeyerek hepsini etkisiz hale getiriyorlar ve yakaladıklarını Akira'nın önüne getirip yeniden şehre dönüyorlardı. Yaklaşık 5 saat süren bu ele geçirme ile intihar edenler hariç tüm şehir halkı, askerleri ve yöneticileri Akira'nın aurası ile hareketsiz bir şekilde korkuyla Akira'ya bakıyorlardı.
"Kara-Kitay ile olan savaştan sonra şehri ele geçirirken size zarar vermedim. Artık benim krallığıma dahil olmuştunuz. Ama bugün sizi yok edeceğim."
Akira bunları dedikten sonra aynı Kızıl Şehirde yaptığı gibi ilk önce Suikastçılar Merkezini daha sonra çocukları en son ise kadın ve erkekleri öldürdü. Fakat bu sefer Kaos Yiyenlere değil, Linda'nın ruhlarını esir etmesini sağladı. Zaten bugün milyonlarca kişiyi Kaos Yiyenlere dönüştürmüştü. Linda'nın içindeki ruhunda gelişmesi gerekiyordu. Akira işlerini bitirince kendisine bakan üç ortağına
"Bir hafta bekleyeceğiz. Üç imparatorluğun hazırlanmasını istiyorum."

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Bir hafta geçmişti. Akira üç imparatorluğun sınırına Myrmidon'ları yerleştirmiş ve hiçbirinin bu yanmış topraklara geçmesine izin vermemişti. Aegis'ten öğrendiği üzerine Myrmidon'lar ile uzakan iletişim kurabilirdi. Sırf bu savaşı daha eğlenceli yapmak için üç Myrmidon'u yeniden üç imparatora gönderdi. Akira onların hedeflerine ulşatığını anlayınca ağzından kelimeler dökülmeye başlamıştı bile,

''Ben, Akira, Ölüm Lordu unvanını almış kişi, Kaos'un tek varisi, generallerimi öldürdüğünüz için hepinizi anında yok edebilirim. Fakat şöyle bir eğlence planladım. İlk önce elf imparatorluğunu yok edeceğim. Yok etme işlemini bitirdikten bir hafta sonra cüce imparatorluğuna sıra gelecek. Bu işlemden bir hafta sonrada hallettikten sonra en son ork imparatorluğu yok olacak.''

dedikten sonra emri ile Elf İmparatorluğunun başkentinin üstünde uçan Myrmidon'a şehre saldırmasını emretti. Asker aldığı emir ile kendisini serbest bırakarak hızla şehre doğru düşmeye başlamıştı. Toprağa ulaştığı anda ise, olduğu yerden başlayarak giderek büyüyen bir toprak dalgası meydana geldi. Bu dalga sanki canlıymış gibi her şeyi, elfleri, malzemeleri, yemekleri, hatta binaları bile yutmaya başlamıştı bile. Diğer iki Myrmidon ise hala gökyüzünde Cüce ve Ork başkentlerinin üstünde süzülüyorlardı. Sadece bir Myrmidon ile Elf İmparatorluğunun başkenti yok olmuştu. Akira Elf İmparatorluğunun sınırında bulunan tüm Myrmidon'lara saldırı emrini verdi. En Unvanlı Chiji Alemi 4. seviyede bulunan Myrmidon askerleri öyle bir güçle saldırıya geçmişlerdi ki, bastıkları topraklar ayak izi şeklinde içinde çöküyor, bir adımda 20 kilometre ileriye atılıyorlardı. Bu kıtada en fazla Kötei Alemi bilindiği için Myrmidon askerlerini dışarıdan birisi görse tanrı zanneder ve ayaklarına kapanırdı.

Elf imparatoru başkentte can vermişti. Başkentte saldıran Myrmidon askeri etrafını tarayarak şehirde hiç bir canlının kalmadığını onaylamıştı ve dikkatini şehrin yakınındaki ormandan kendisine doğru gelen bir kaç yüz elfe çevirdi. Büyük ihtimalle avlanmak için şehir dışına çıkmışlardı. Myrmidon gülümseyerek hızla onlara doğru atıldı. Aralarında 15 kilometre civarı bir mesafe vardı. Bir adımda onların önünde belirerek korkmalarına sebep oldu. Elfler birden önünde beliren bu insandan korksalar bile hemen büyülerini, oklarını ve kılıçlarını çekerek savunma pozisyonuna girdiler. Eğitim için yanlarında bulunan küçük çocukların etraflarını çevirerek onları korumaya aldıklarını düşünüyorlardı. Myrmidon gülümseyerek,

''Çok şanssızsınız. Şehirde olsaydınız acısız bir şekilde ölebilirdiniz. Fakat burada olduğunuza göre hepinizle eğlenebilirim.''

Aegis daha öncede söylemişti. Myrmidon'lar efendilerinin karakteri ve potansiyeli doğrultusunda şekillenirdi. Yani eskiden Aşil gibi onurlu olsalar bile şuan Akira gibi intikam hırsıyla tutuşuyorlar, düşmanlarına işkence yapmak için fırsat arıyorlardı. 

''Elfler yıldız enerjisi kullanamasa bile çok uzun yaşıyorlarmış. Acı toleransınız ne kadar acaba? Hadi bunu öğrenelim! Hahaha..''

Tam bir psikopat gibi konuşmuştu. Aslında bu Myrmidon  birliğin lideri gibi bir konumdaydı. Bu yüzden en çok Akira'nın özelliklerini alan kişi de buydu. Elflere doğru bir adım atınca elfler tüm oklarını ve büyülerini ona doğru yollamışlardı bile. Myrmidon sadece göülümseyerek elini savurdu. Bu savurma ile oluşan hava dalgası tüm büyüleri ve okları yok etmişti. Kılıç kullanan savaşçılar ileriye atıldığında ise ayağını yere vurarak onların dengesini bozup kılıçlarını kırdı. Yüzünde Akira'nın cani gülümsemesinin tıpatıp aynısı yüzünde belirerek,

''Şimdi derilerinizi canlı yüzünce ne kadar hayatta kalacaksınız? Hadi öğrenelim!''

Kaos'un Varisi 1-2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin