Bölüm 131

5.2K 449 23
                                    

Onlar Element Diyarına geçerken, Ra, Odin, Ölüm ve Savaş inşa Dünya'ya geçiş yaptılar. Aslında Ra ve Odin kendi başlarına geçtiklerinde, karşılarında iki generali görünce şaşırmadılar bile. Generallerin kendilerinden kat be kat üstün olduklarını ikisi de biliyordu. Sırf bu üstünlükleri için Akira onlara özel evrenler bile vermişti. O derece yani..

''Generalleri selamlıyoruz.''

Ra ve Odin generallere saygılarını sunmak zorundaydı. Bu yıkılmaz bir kuraldı. Akira, her ne kadar ikisini diğer Koruyuculardan kayırsa da, generallerini ve ortaklarını ikisinden bile üstün tutardı. Onlara yapılan en ufak bir saygısızlık bile yok edilmelerini sağlardı. Ölüm onlara doğru küçümseyen bir bakış atarken, Savaş gözlerini farklı bir yöne çevirmişti.

Savaş'ın algısı tüm Dünya'yı kapsayacak kadar genişti. Nasıl olmasın ki? Dört atlıdan birisiydi. Kendini tamamen savaşmaya adamıştı. Savaşırken ölmemek içinse güçlenmesi gerekiyordu. Sadece fiziksel veya zihinsel olarak da değil, ruhsal boyutta da güçlenmesi gerektiğini bildiğinden dolayı her türlü gelişim yolunu uygulamıştı. Ve sonuç işte bu olmuştu.

İlk yaratıldığı zamanı hatırlıyordu. Daha doğrusu dört atlı aynı anda Akira tarafından yaratılmıştı. Tek sadakat duyduğu kişiydi. Akira onları özgür olmaları için bıraktığında bile ilk dönen Savaş olmuştu. Akira onun için tam bir baba figürüydü, tamam annesi olmayabilirdi. Fakat Akira'nın dört atlıyı her şeyin üstünde tutması, kendisine değer verildiğini hissettiriyordu. Tamamen bir bağlılık içindeydi ve bugün efendisinin emrini duyduğunda, yaptığı katliamı bile umursamadan - ki uzun süren aradan sonra katliamı özlemişti - hemen Dünya'ya geçiş yapmıştı. Ve şuan kendilerine doğru gelen 27 Ölümsüz'e doğru gözlerini çevirdi. 

Onların hala Ensi Unvanlı Alemlerde olduğunu biliyordu. Fakat gördüğü manzara ile o bile şaşırmıştı. Hepsi L-u alemlerin zirvesindeydi. Bu başkaları için büyük bir tehlike oluştursa da, alemleri aşmaları için çok ama çok uzun zaman gerektiğini biliyordu. Şuan artan yıldız enerjisiyle bile en azından 10 bin yıl sonra o duvarı aşacaklarını hesapladı. Üstelik o 10 bin yıl boyunca durmadan meditasyon yapmaları gerekiyordu. Yani bu imkansızdı.

''Geliyorlar.''

Savaş'ın kalın sesini duyan Ra, Odin ve Ölüm onun baktığı yöne baktılar. Kısa süre de, Ölümsüz'leri hisseden üç kişinin de yüzünde şaşkınlık vardı. Onlarda bu Ölümsüzler'in Ensi Unvanlı alemlerde olduklarını düşünüyorlardı. Fakat yaklaşık 70 gün içinde alemlerin zirvesine çıkmışlardı ki, bu imkansızdı. Tabii Kaos onlara yardım etmediyse.. 

Ölümsüzler gökyüzünden meteor parçaları gibi dörtlünün önüne düştüklerinde yüzlerindeki kibir görülmeye değerdi. Ölümsüz'ler Koruyuculara ve generallere saldırmadıkları süre boyunca, zarar görmeyeceklerini biliyorlardı. Bu yüzden böyle bir kibir sergiliyorlardı. 

''Bu evrene giriş yapmanız yasak.''

Ölümsüzler'in asıl lideri olan Uranüs, hepsinin önünde durarak bu cümleyi söylemişti. Artık Koruyuculardan korkmalarına gerek yoktu. Onlar bilmese bile savaşta onları arkalarından vuracakları için içleri kıpır kıpır oluyordu. Tabii kendileri alemleri aşmanın ne kadar zor olduğunu bilmiyordu, orası ayrı..

Ra, bu kibirli tavrın hesabını sormak için elinde güneş ışığından olan mızrak belirirken, Savaş elini yana uzatarak onu engelledi. Buraya efendilerinin emrini yerine getirmek için gelmişlerdi. Savaşmaya değil. Kendisi her ne kadar istese de..

''Ben, efendimin Savaş olarak yarattığı kişiyim. Sense isminde makat olan bir aptalsın. Yani beni engelleyecek gücün yok. Efendin Kaos senin gibi aptalı bu seviyeye neden çıkardığını bilmiyorum, fakat kadim kuralları çiğnediğine göre Efendi Ma'at bizi güçlendirmeye izni var. Şimdi önümden defolun ya da bu engellemeyi tehdit olarak görüp, size saldırmak için bir fırsatım olsun. Ölüm, Ra siz ikiniz kadını alıp buraya gelin. Efendi Ma'at'ın burada yaşadığı Mu Kıtasında ki, Dragon şehrinde bulunuyor. Hiç durumu anlatmadan bayıltın.''

Savaş, her ne kadar savaşmak için yaratıldıysa da, sadece kas gücüne sahip bir aptal değildi. İyi bir konuşmacıydı. Neyin ne zaman işine yarayacağını bilmediğinden dolayı her şeyi öğrenmek için çabalıyordu. ( Bizdeki istifçiler. Atma lazım olur mantığı var adamda.) Ki kadim kuralları bunun için ezberlemişti. Ve yararını da bugün görmüştü. Kadim Kurallar Ma'at'ın ( Akira'nın) özel olarak yarattığı kurallardı. Kaos ile aralarında bir anlaşma gibiydiler ve iki tarafı da kısıtlıyordu. Tabii bu antlaşma sadece iki tarafın kararıyla sonlanabilirdi. 

Savaş'ın bahsettiği saygısızlık meselesi de kısıtlamaydı. Kadim kurallarda şu üç maddede  bulunmaktaydı. 

- Akira'nın hükmettiği kişiler, Kaos'un hükmettiklerine bir saldırı almadıkları sürece asla zarar veremezler. 

- Kaos'un hükmettiği kişiler, Akira'nın hükmettiklerine saldırmaları sadece silah olarak değil, kelimeleri de kabul olacaktır.

- Akira ve Kaos, Koruyucular ve Ölümsüzler arasında bir savaş çıkarsa asla etki etmeyeceklerdir.

Akira bu maddeleri eklediğinde geleceği düşünmüştü. Kaos'un istediği kişiye güç verebileceğini biliyordu. Fakat kendisi alemleri geçirecek güce sahipti. Sadece adamlarının alemlerin zirvesine çıkmalarını beklemesi gerekiyordu ki, Hasat protokolü de tam olarak bunun ortaya çıkmıştı. Koruyucular yaratıldığında, Akira onlara aynı Elza'ya verdiği gibi yıldız enerjisinden oluşan bir küp veriyor ve alemleri aşmalarını sağlayıp, onları çok daha güçlü yapmıştı. Kaos bunun olacağını hiç düşünmemişti, sonuçta Ölümsüzler'i ilk yarattığında onları direk Ensi Unvanlı alemlerin başına yerleştirmişti. Ölümsüzler, o sıralarda çok güçlü oldukları doğruydu. Koruyuculara savaş açtıkları anda onları yok edebilirlerdi. Fakat şöyle bir durum vardı ki, Akira Koruyucularını saklamıştı. Ortalıkta olmayan kişilere karşı savaş açamayacak olan Ölümsüzler ise kendi egolarını tatmin etmekle yetinmişlerdi. Durum sonradan değiştiğinde ies hepsi kuzu gibi olmuştu. Ta ki şu ana kadar. Alemlerin zirvesine çıkan Ölümsüz'ler de bir özgüven patlaması olmuştu. Uranüs, Savaş'ın kadim kuralları öne sürmesinden ne kadar hoşlanmasa da, yapabileceği bir şey yoktu. O antlaşmayı kimse göz ardı edemezdi. Buna Akira ve Kaos'da dahil. 

Ölüm ve Ra, Savaş'ın dedikleri doğrultusunda hedef olarak gösterilen şehre doğru ilerlemeye başladıklarında, Ölümsüz'ler için saki bir anda yok olmuşlar gibi geldi. Savaş ufak bir kışkırtma yapmaya karar verirken, yüzünde şeytani bir gülümseme belirdi. Aynı efendisinin yüzünde olduğu gibi..

''Çocuklarınızın öldüğünü biliyorsunuzdur herhalde. Efendi Ma'at onların kendisine saldırması için, kendi kafasına ödül koydu. Ve sonra sizin aptallarınız saldırdı. Sonrasını tahmin edebiliyorsunuzdur herhalde. Hahaha....''

---------------------------------------------------

''OHA!''

Elza gördüğü manzara karşısında başka nasıl bir tepki vereceğini bilememişti. Tamamıyla elementten oluşuyordu. Üstelik bazı yerlerde bileşik elementlerde bulunmaktaydı.

''İşte burada 100 gün geçireceksin dolgun Elza. Ama eğitimine başlamadan önce, sana neler yapacağını açıklayayım.''

Akira, Elza'ya lakabı bulmuştu. Dolgun Elza.. Kendisine göre esprili bir kişi olduğu su götrmez bir gerçekti. Elza'nın yanına yaklaşırken, onun yüzünün kızarmasını umursamadan, alnına bir parmağını değdirdi.

Elza, Akira'nın kendisine dokunması ile vücudunda hafif bir karıncalanma hissetmeye başladı. Bunun ne anlama geldiğini bilmiyordu. Fakat bu eğitimin, bu karıncalanma sonrasında çok daha zor olacağını iyi ki bilmiyordu.

Akira, elini kısa bir süre sonra çektiğinde açıklama bekleyen Elza'ya gülümseyerek,

''Elementlerini yok ettim.''

dedi. Sanki bu mutlu bir habermiş gibi söylemişti. Fakat Elza bunu duyduğunda korku içini su gibi doldurmuştu. Kendisi büyücüydü! Hangi büyücü elementleri olmadan hayatta kalabilirdi ki!? Fakat ağzını bile açamadan Akira onu başka bir yere gönderdi. Elza kendisine geldiğinde kıyıdan 250 metre uzakta olduklarını gördü. Önü denizdi, fakat normal bir sahili yoktu. Denizin içinde jilet gibi keskin gözüken kayalıklar bulunmakla beraber, Elza'nın suya baktığında gördüğü tuhaf deniz yaratıkları da vardı. Anlaşılan burada ilk eğitimi gerçekleşecekti.

Kaos'un Varisi 1-2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin