Jungkook'un gözleri yataktaki bedenin üzerinde iken boş ve duygusuz bakışları yine aynıydı...
Yaptığı hiçbir şeyi anlayamıyordu, Ona yaptıklarını ve ondan istediklerini.
Yataktakinin uyanarak gözlerini aralaması ile bakışlarını başka yöne çevirmiş ve odadan çıkmak için kapıya yönelirken konuşmuştu.
"Bugün kahvaltı yapmayacağım, aşağıya in ve kahvaltını yap."
Odadan çıktığında Suga büyük yatakta zorlukla doğrularak kapıdaki bakışlarını vücuduna çevirdi. Temizlenmişti ve kesiklerinin kanaması ise durmuştu.
Yataktan kalkmak için bacaklarını yataktan sarkıttığında ayağa kalkacağı sırada bacaklarının arasındaki keskin acı onu durdurmuştu. Jungkook'un kırbaçla yaptığı izler yürümesine ve ayağa kalkmasına engel olacak gibiydi...
Kalkamyacağını anladığında yatağa tekrar uzanmıştı. Seokjin veya Namjoon'un gelmesini bekleyebilirdi. Evde birçok çalışan olsa da Suga sadece Seokjin ve Namjoon'u tanıyordu. Şimdiye kadar onunla hep onlar ilgilenmişti.
****
"Uh! Sonunda geldin!"
Suga odaya giren Seokjin'i gördüğünde heyecanla konuşmuştu.
"Durumunu biliyorum. Bacaklarındaki izleri gördüm ve yürüyemeyeceğini düşünerek geldim."
"Jungkook nerede?"
"Benim ilgilenmem gereken kişi sensin o değil."
Seokjin gülerek konuştuğunda Suga derin bir nefes almıştı ve bedeninin havalanması ile gözleri istemsizce büyümüştü.
"N-ne yapıyorsun?"
Bedenini kucağına alan beden komik bir şaşkınlıkla konuşmuştu.
"Seni kucağıma alıyorum. Bu yapmadığım bir şey değil, daha dün gece seni banyoya götürerek yıkadım."
"Neden şu an beni kucağına alıyorsun?!"
"Yürüyebileceğini sanmıyorum. Seni aşağıya indireceğim."
Suga cevap veremeden Seokjin kapıya yönelmiş ve açık kapıdan dışarıya çıkmıştı.
"Senin yardımınla da yürüyebilirdim..."
Suga konuştuğunda Seokjin'in yüzü karşısında gördüğü Jungkook ile anında ciddileşmiş ve yutkunmuştu. Evde olmadığını sanıyordu...
Suga ise korkmaya başlamıştı.
"Senin kucağında ne işi var?"
Jungkook'un soğuk sesi ile Suga daha fazla korkarken Seokjin'in boynundaki elleri ile ensesini sıkmaya başlamıştı.
"O yürüyemiyor. Bacaklarına yaptığınız şey yüzünden..."
Seokjin konuştuğunda Jungkook hiçbir şey söylemeden ona yaklaşmıştı.
"Bana bırak."
Kucağındaki bedeni kolları ile kavrarken Seokjin şaşkınlıkla onu Jungkook'un kollarına bırakmıştı.
"Aşağıya in ve kahvaltıyı hazırla. Onu ben getireceğim."
Seokjin başını sallayarak merdivenlere yöneldiğinde Jungkook da kucağındaki beden ile kendi odasına yönelmişti.
Odaya girdiğinde kucağındakini yatağa oturtmuş ve konuşmuştu.
"Sana dokunmasına izin verme. Sana dokunması gereken tek şey vücudundaki yaralar. Evli olsa da ona güvenmiyorum."
"Neden güvenmiyorsun?"
Jungkook bakışlarını Suga'nın gözlerine çevirmişti.
"Bir nedeni yok."
"Peki... Şey ben acıktım."
Suga konuştuğunda Jungkook ona yaklaşmıştı ve yüzleri arasında milimetreler kala durarak gözleri dudaklarında iken konuştu.
"Önce bir şey istiyorum..."
"Ne i-istiyorsun?"
"Sadece bir öpücük."
Dudaklarını Suga'nın dudaklarına bastırması ile Suga acı bir inleme çıkarmıştı. Jungkook geri çekilirek sorar gözler ile Suga'ya bakıyordu.
"Acıyor."
"Ne?"
"Dudağım, dudağımda yara var."
Jungkook kaşlarını çatmıştı.
"Ne zamanki yara bu?"
"Dün gece senden nefret etmediğimi söylediğimde beni çok sert öptün..."
"O benim için daha çok şehvet öpücüğüydü."
"Şehvet?"
"Bana göre şehvet... Azgınlık."
Fic nasıl gidiyor? Şu son birkaç bölüm biraz saçmaladım galiba...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Anguish // Yoonkook ✔
FanfictionJeon Jungkook sadist bir insandı. Acı çektirmeyi seven, ve bundan zevk alan. Min Yoongi, Jeon Jungkook'a ve onun sadistçe zevklerine mahkumdu.