OH MY TEACHER¹ • Jeon Jungkook

İkinci Bölüm "ÖZEL EĞİTMEN"

2.BÖLÜM [ÖZEL EĞİTMEN]

Ellerim titriyordu, engelleyemediğim bu eylem saniyeler su gibi akmaya devam ettiği süre zarfında gittikçe şiddetleniyordu. Birkaç dakika sonra gireceğim sınav sonrasında özel ders alacağım öğretmene layık olup olmadığımı öğrenecek olmamın verdiği endişe tüm bedenimde hissediliyordu. Bu bir deprem miydi? Neden birilerine karşı kendimizi ispatlama gereksimi duyarak yaşamaya devam ediyorduk? Ben bu değildim, ellerinin titremesini durdurmaya çalışan bir genç değildim fakat olduğum kişiden farklı da değildim.

Sanırım bu konular düşünülmesi gereken felsefik bir düzeydeydi.

 Bir gerçek vardı ki, o da bu hocadan ne yapıp edip ders almam gerektiğiydi. Sırf bu yüzden yatmamış sabahlayıp deli gibi ders çalışmam bile kulağa delilik gibi geliyordu fakat başarılı bir öğrenci olup herhangi bir üniversiteye gitmem gerekiyordu. Bulunduğum ortamdan kurtulmamın tek çıkış yolu nisan ayında yapılacak olan giriş sınavıydı ne de olsa.

Odaya giren ve beni düşüncelerin arasından sıyıran coğrafya hocama karşı gülümsedim, zorla.

"Evet, hazır mısın Jaehyun-ah?"

"E-evet."

Boğazımın gıcık yapmasıyla kaşlarımı çatıp birkaç kez öksürdüm. Buna karşı coğrafya hocam gülerek karşımda dikildi.

"Niye yalan söylüyorsun? Elin titriyor, bacağın ile ritim bile tutturmuşsun bile. Bu hareketler öğrenci dilinde 'bulunduğum ortamdan sıkıldım, biri beni kurtarmalı' olduğunu biliyorum maalesef..."

Bu tavrı karşısında ben de güldüğümde sahte bir kızgınlıkla kaşlarımı çattım.

"Rehberlik hocası ile fazla takılmış olmalısınız, hiç de öyle hissetmiyorum bir kere."

Coğrafya hocam omzunu silkti ve önümdeki sıraya yaslandı.

"Bu kadar heyecan yapmamalısın, kötü alsan bile sorun değil. Bunu biliyorsun, değil mi?"

"Olsun hocam, mutlaka bu sınavdan iyi not almam gerekiyor."

Bu sözüm üstüne yüzümü, özellikle de gözlerimin altını inceledi ve yüzünü buruşturdu.

"Gece yatmadın, değil mi? Yüzünden anlaşılıyor, Tanrım! Sınavsız öğrenci kabul etse ölecek sanki!"

Hoca sınıftan çıkmadan önce masanın üzerine koyduğu kronometreye ilişti gözüm. Yaklaşık 40 dakikam vardı. Önümdeki sınav kağıdı ile bakışmaya başladığımda çıkar yol bulamayıp çözmeye bir an önce başlamam gerektiğini kendime bir kez daha yinelesem de soruları sırasıyla çözmeye kalkıştığımda çözemediğimi fark ettim.

Bu nasıl soruydu? Uzaydan falan mı getirmişlerdi bu soruları?

"Teğetine sokayım, soruya bak! Sanki alan yerleştirme sınavı! Nasa'ya mühendis almıyorsunuz, alt tarafı özel ders için sınav yapıyorsun!"

Ben yakınırken odaya bir genç girmişti, göz ucuyla baktığımda coğrafya hocam bana sırıttı ve çocuğu gösterip konuşmaya başladı.

"O da özel ders almak istiyor, birbirinizi rahatsız etmeden soruları çözün. Tamam, mı Jaehyun?"

"Tamam, hocam."

Dedim ve yan gözle hemen sağımdaki sıraya kurulan çocuğa baktım. Sıraya oturur oturmaz önüne yerleştirilen kağıdın üzerinde gezdirdi parmağını, boşta kalan eliyle çenesini sıvazladıktan sonra histerip bir biçimde dudaklarını kıvırdı. Onu izliyor olduğumu tam da o anda anlamıştım.