Kırkıncı Bölüm" ÇOCUĞU"

35.2K 3.2K 3.9K
                                    

Kapıyı kapayıp lambayı kapatmak için ilerlediğim sırada bir ses duydum.

Bir erkek sesi.

Banyoda yükselen boğuk ses fayanslar yardımıyla büyüyüp kulağıma kadar ulaşıyordu.

"Sanırım kız eve girdi patron, ne yapayım? "

Telefonun megafonda olması benim için avantaj görünümlü dezavantaj idi.

Çünkü karşı taraf pek de hoş bir şey söylememişti.

"Öldür. "

.

.

.

.

.

40.BÖLÜM [ÇOCUĞU]

Duyduğum sesle olduğum yerde kalmıştım. Adrenalin bedenimi ele geçirdiğinde yapabilecek hiçbir şeyim kalmamıştı.

Kalbim ağzımda atarken korkuyla merdivenlere yöneldim. Bacaklarım birbirine dolanıp düşmeme ramak kalmıştı. Kalbim pompalama işini abartıp aşırıya kaçtığı saniyeler içerisinde kalp krizi geçirdiğimi zannetmiştim.

Banyonun kapısı aralandığında başımı çevirip aralık kapıdan gözüken bedene baktım, yüzündeki kar maskesi yüz haltlarını gizliyordu.

Hızla merdivenlerden indiğimi görür görmez banyodan çıkmıştı.

Ben ise merdivenleri inmeyi bitirip kapıya yönelmiştim.

"JAEHYUN!"

Şahsıma ait olan bu ismi ilk defa duymayı reddetmiş, duymamış gibi yaparak kapının kulpuna yönelmiştim.

Kapının kulpunu indirdiğimde karşılaştığım sonuç memnun edecek cinsten değildi.

Kapı kilitliydi.

Evde bir değil, iki kişi vardı. Bunun başka bir açıklaması olamazdı.

Mantıklı düşünme yetimi yitirdiğim o saliselerde pencereden kaçmayı bile düşünmüştüm.

"Kaçacak hiçbir yerin kalmadı, Jaehyun."

Arkamda dalgalanan sesle gözlerimi yumdum. 

Ne yapmalıydım?

O sırada uzun kolun boynuma dolanışını hisssettim. Nefesim kesilirken boynumu kıskaç gibi arasına alan koldan kurtulmaya çalışıyordum.

Ah, hayır.

Yakalandığımı onlara inandırmak için rol yapıyordum.

Diğer maskeli üye de kendini belli edip elindeki uzun bıçakla bana yaklaştığında sinsice gülümsedim.

Ben ağabeyimle aynı evde yaşayıp büyümüş bir insandım, iki hırsız kılıklı soyguncudan korkacak değildim.

"L-lütfen beni bırakın!"

Küçük, minyon bir kızın yaklaşık bir seksen adamın kolları arasında acınası göründüğüne kanaat getiren eli bıçaklı üye, bana olan bakışlarını değiştirmişti.

Önceden heyecanla parlayan gözleri şimdi merhametle şekilleniyordu.

Ben ise arkamdan beni tutan adamın bedenini kendime daha çok bastırıyordum. Eğer düzgün bir konuma geçmezsen hayalarına en güzelinden bir tekme savurabilirdim.

Ayağım burkulmuş gibi geriye düştüğüm sırada tahmin ettiğim gibi arkamdaki adam belini bükmüştü. Fırsat bu fırsat diyerek sağ bacağımı geriye attım ve hedefimi tam on ikiden vurarak arkamdaki bedenden kurtuldum. 

OH MY TEACHER¹ • Jeon JungkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin