OH MY TEACHER¹ • Jeon Jungkook

Yirmi Dördüncü Bölüm" DİRSEK"

"Şimdi, Jungkook kaç yaşında?"

Geunjoon düşünür gibi yapıp bana döndü.

"Senden 3 yaş büyük. Sen hesapla işte."

Gözlerim yuvalarından fırlayacaktı. Ben yaş farkı yüzünden adama yaklaşmaya korkarken sadece 3 sene fark olduğunu bilmek tokat etkisi yaratmıştı.

Tanrım, inanamıyorum.

Öğretmenim ile aramda 3 yıl vardı.

Jeon Jungkook 22 yaşındaydı!

.

.

.

.

24.BÖLÜM

Gözlerimi şaşkınca kırpıştırdım. Devlet sırrı öğrenmiş kadar şaşkındım.

"Yalan söylüyorsun?"

Dedim tereddütle.

"Seninle mi uğraşacağım? Yürü, eve gidiyoruz."

Dediği sırada kolumu sıkı sıkı kavramış, beni isteğim dışı sürüklemeye başlamıştı.

"Yah, bırak kolumu. Yürümesini biliyorum!"

"Biliyorsan uygula!"

Bağırıp önden yürümeye başladı.

Sinirle gözlerimi devirdim, acaba arkamı dönüp koşsam yakar mıydı?

Elbette ki yakalar aptal! Onun bacakları senin ömründen uzun!

Doğru.

Göz devirmekle yetinip arkasından ilerledim.

Arkasından tekme atsam acaba beni sokak ortasında döver miydi?

Sokakta dövmese bile evde haşatın çıkana kadar dayak yersin Jaehyun, aptallık etme. Sen Jaehyun Ziyagilsin.

Çok doğru. Bir dakika, Ziyagil de deydi?

Kafamı sallayıp önümde yürüyen bedeni süzdüm. Bugün oldukça insancıl bir ruh halindeydi. Yine birisinin evine girmemi falan mı isteyecekti?

"Jaehyun?"

Birden arkasına dönen Geunjoon ile neredeyse altıma sıçıyordum.

"E-efendim?"

"Jungkook hakkında ne biliyorsun?"

Neden bana onu soruyordu?

"B-ben pek bir şey b-bilmiyorum."

Gözlerime uzun süre baktıktan sonra kafasını çevirdi. Başını eğip sağ  eliyle çenesini sıvazladı.

"Öğretmen kılıklı sıçandan uzak dur, yoksa canını fena yakarım."

Bu kez neden yasak koyuyordu?

Hoseok'un yavşak olarak nitelendirdiği hareketlerinden rahatsız olduğunu söyleyip bahane üretmişti. Oysaki o oldukça arkadaşça davranıyordu, sadece bunun farkında değildi.

"Bu kez neden görüşmeyecekmişim? Hoseok'a bir kulp taktın anladık, öğretmenimden ne istiyorsun? Derslerine de mi girmeyeyim?!"

"Sesini yükseltme bana! Madem rahatsız oluyorsun, seçim yap!"

Ne seçimi?

Anlamaz bakışlarla ona baktığımda sabır dilenircesine başını havaya kaldırdı. Tekrar indirdiğinde elini koluma koydu ve sıkmaya başladı.