Üçüncü Bölüm "JEON"

50.9K 4.1K 3.6K
                                    

3.BÖLÜM [JEON]

"Ne? O, eğitmen miydi? Neden o kadar genç?"

Diye yakındığımda Coğrafya hocam bana bakıp biraz bekledi, daha sonrasında gülümseyerek karşılık verdi.

"Bu onun özelliği, bebeksi yüzü ve genç görüntüsü var. Unutmadan, aynı zamanda seksi beyin kıvrımlarına sahipmiş."

Tükürürcesine konuşması dudaklarımın aylayla kıvrılmasına neden olmuştu. Kaşlarımı çatmayı ihmal etmemiştim tabi, her zamanki gibi...

"Seksi beyin kıvrımları, mı?"

"Biyoloji öğretmeninin ona taktığı lakaplardan biri. Neyse, senin için onu pazartesi günü dershaneye çağırdım. Değerimi bilsen iyi edersin."

"Hocam, siz bir tanesiniz!"

"Çok konuşma da adamı bekletme. Bir de 'Öğrencin beni iki saat bekletti.' diyerek dırdır etmesin bana."

Neden ona ayrıca dırdır edeceğini düşünsem de öğretmenlerin kendi aralarında farklı bir boyutta samimiyeti olabilir, değil mi?

"Tamam hocam."

Dedim gülüşlerimin arasından. Birebir verilen sınıflara ilerlediğimde kapının kulpunu usulca araladım. İçeriye girdiğimde genç matematik hocam beni bekliyordu.

"Neden bu kadar beklettin? Çoktan 2 dakikan çöp oldu."

2 dakikadan bir şey olmaz, diye içimden geçirerek yanındaki sandalyeye yerleştim.

"Şimdi bana bir konu söyle, bugün istediğin konuyu anlatacağım. Potansiyelini beğenmezsem, bu yüzü ilk ve son görüşün olur."

Dedi bilmişçesine.

Yüzüne yumruğu bir geçireceksin bunun, yamuk dişi belki düzelirdi.

Derin bir nefes aldıktan sonra kötü düşünceleri zihnimden uzaklaştırdım ve bana dönük olan yüze bakarak cevapladım sorusunu.

"Hocam, şu trigonometriyi bir anlatır mısınız?"

Dediğimde ilk başta 'hocam' kelimesine tepki olarak gülümsese de hemen toparlamıştı, bu tavrını garipsesem de üzerinde durmamıştım çünkü boş bir sayfa çıkarıp analitik düzleme çember çizmişti kaşla göz arasında. Ben bir nefes verip iki nefes alıncaya dek adam çember çizmişti. Vay be, demek ki böyle insanlar da vardı dünyada. Dikkatimi daha fazla dağıtmadan gözlerimi kağıda diktim. Ben onu ve ellerini izlerken anlattıklarına karşılık olarak 'hıhı, anladım, tamam' gibi ifadelerle anladığımı dile getiriyordum. Fakat size küçük bir sır vereyim, hiçbir bok  anlamıyordum.

Sanki karşısındaki üstün zekâlıymış gibi, konunun ucundan anlatıp soruları derinlemesine soruyordu.

"Hadi bakalım, şu çemberdeki taralı yerin alanını bul."

Dediğinde oturduğumuz andan beri ilk defa yüzüne baktım.

"Ben mi?"

"Tabi ki de sen. Senden başka biri mi var burada?"

"Bir deneyeceğim."

Dedim ve titrek elime aldığım kalemle bir şeyler karaladım. Sonrasında ise  kâğıdın köşesindeki çizimlerden şekle uygun şekilde yerleştirip yamuğun alanını hesaplamaya çalıştım.

"Ben de aptal olduğunu zannetmiştim. Neyseki değilsin."

Dediğinde kaşlarımı çattım.

"Hocam ne demek istediniz?"

OH MY TEACHER¹ • Jeon JungkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin