Yirmi Dokuzuncu Bölüm"HASTANE ODASINDA"

39.5K 3.5K 3.5K
                                    

Tekrardan Hayran Kurguda 7'den 4'e yükselmişiz. Sizi öpsem mi yesem mi bilemedim asklasd 

.

.


.

.

İşte sen böyle birisin, sana nasıl güveneyim? Ne olduysa, sonuna kadar Jungkook'a güveniyorum."

Havaya kalkan eliyle gözlerimi sımsıkı kapadım. Gelecek darbeyi beklerken ir şey oldu.

Aslında bir şey olmadı.

Yüzüme tokat inmedi.

Gözlerimi çekingen bir tavırla araladığımda Geunjoon'un elini havada yakalayan birini görmüştüm.

"Ben de dudağı neden bu kadar yarıldı diyordum. Demek böyle vuruyorsun ona, şimdi de benim yumruğumu test edelim bakalım. Kafan ne kadar yarılacak, Geunjoon efendi."

Jimin yumruk yaptığı elini hızla Geunjoon'un suratına geçirmişti.

.

.

.

.

29.BÖLÜM

Geunjoon'un yüzü geriye doğru hızla giderken gözlerimi şaşkınlıkla kırptım. Az önce ne olmuştu? Yoksa, Geunjoon kendisinden 4 yaş küçük birinden dayak mı yiyordu?

Hadi canım, sen de...

Jimin hıncını alamamış biçimde bir kez daha Geunjoon'a vuracağı sırada aralarına girdim, Jimin biraz daha ileri giderse ya bacağı ya da benim gibi kolu kırılacaktı. Farkında değildi fakat Geunjoon arap atı gibiydi. Yarışın başında monoton ilerlese de yarışın sonunda depar atıyordu. Bu kavgada da aynı olay söz konusuydu. Sessizce yumrukları kabul ediyorsa, yumruklardan daha acıtıcak bir planı var demekti.

Onunla yaşadığım senelerde bunları yaşayarak öğrenmiş olmam kulağa korkutucu gelse de gerçekti.

"Jimin, ne yapıyorsun?!"

"Çekil şuradan Jaehyun, sen karışma."

Benim gibi dudağı patlayan Geunjoon dudağının kenarını sildikten sonra bana döndü.

"Sen, bu çocuğu tanıyor musun?"

Ne saçmalıyordu?

Jungkook'u tanıdığıma göre elbette ki Jimin'i de tanıyacaktım. 

"Tanıyorum."

Geunjoon ruhsuz bir biçimde kahkaha atmaya başladığında bakışlarım Jimin'e kaymıştı. Yumruklarını sıkıyor, çenesi kasılıyordu.

"Şaşırmadım. Ah, şimdi anlıyorum. Kardeşim olduğunu anlayan bu bücürdü, Jungkook'un hiçbir şeyden haberi yok, yanılıyor muyum?"

Sinsi bir gülüşle süslediği yüzünü bir bana bir Jimin'e çeviriyordu.

"Ağabeyim'in intikamını alacağımdan korkmuyor musun?!"

Jimin beni görmezden gelip direk karşısındaki bedenle iletişime giriyordu, buna iletişim denirse elbette ki. Daha çok, horoz dövüşü gibiydi.

"Ağabeyin mi? Ahahahah. İntikam almak isteyen birisi varsa gelsin karşıma geçsin, ağabeyin intikamını neden sen alıyorsun ufaklık, söyle ağabeyine kendisi gelsin karşıma. Ne oldu, yoksa gelemez mi?!"

Jimin artık çığırından çıkmıştı, her an Geunjoon'un üstüne atlayacak gibi duruyordu.

Jimin'i kolundan tutup zorla evin bahçesinden çıkarttım. Bacaklarına beton bağlanmış gibiydi, ilerlemesi için vinç getirmem gerekecekti. En sonunda sanki kolum acıyormuş gibi sızlanmaya başladım.

OH MY TEACHER¹ • Jeon JungkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin