OH MY TEACHER¹ • Jeon Jungkook

Kırk Beşinci Bölüm"ÖLÜ"

ŞARKI:  I  Will Go To You Like The First Snow - Ailee 

44.BÖLÜM SONU

Geunjoon'un evinden ayrılır ayrılmaz polis karakoluna gitmiş, olan biten her şeyi anlatıp ses kaydını teslim etmiştim. Kendi ağzından çıkan bir itirafa gerek duyduklarını söylediklerinde onlara Geunjoon'u itiraf ettirebileceğimi söylemiştim. Onlar da kalabalık bir alana sivil polisleri yerleştirip yakama dinleme aleti takmışlardı.

Her şey tıkırında ilerlerken sabah Geunjoon'un beni fark etmesini sağlayıp peşime takmıştım. En sonunda ise beni bulambilmesi için konuşma uygulamasına girip konum atmıştım. Zeki biri bu yeme kanmazdı fakat Geunjoon zeki birisi değildi.

Şimdi ise meydanda imdat çığlıklarında bulunmam sivil polisleri harekete geçirmiş, Geunjoon'u sakin bir sokağa çekmem için işret vermişlerdi.

Ben ise itirafını ettirdiğim bedeni gülümseyerek öylece bırakıp polislerin eline teslim etmişti.

"Nasıl yani? Beni ihbar mı ettin Jaehyun?!"

Gülümsedim.

"Çekirge bir sıçrar iki sıçrar. Üçüncüsünde kaçacak yeri kalmaz Geunjoon."

Sokağa giren polislerle son bir kez Geunjoon'a döndüm.

"Bu üçüncü sıçrayışındı Geunjoon. Yani sonuncusu."

45.BÖLÜM 

Sabah olur olmaz Seokjin ile birlikte gittiğimiz karakolde tüm işlemleri başlatmış, Geunjoon'u tutuklama işlemini tamamlamıştık. En ince ayrıntısına girmeme gerek kalmadan olan biteni üstünkörü anlatışımla yaklaşık 5 saat sonra Geunjoon nöbetçi mahmekede yargılanmak üzere karakol nezarethanesinde kalacaktı.

Karakolde ilk ifadesini aldıklarında oldukça soğukkanlıydı, daha sonrasında hapse atılacağını anladığında başını çevirip bana bakmıştı.

"Onunla yalnız konuşabilir miyim?"

Polis memuru önce bana daha sonrasında ise Geunjoon'a bakmıştı. Ben başımla onaylamaz bir tavır sergilediğimde Geunjoon üstelemişti.

"Lütfen..."

Onun ağzından çıkan bu kibar kelimeler kulağıma tatlı bir latife gibi gelmişti. Karşımdaki iri yarı adam ezilip büzülüyor, teklifini kabul etmem için çabalıyordu.

Daha fazla üstelemeden kabul etmiştim.

"Tamam, fakat en fazla 10 dakika."

Dediğimde hafifçe gülümsedi. Soğukluktan ve duygusuzluktan yoksun bu gülüş diğerinin aksine samimiydi.

Onu ilk defa bana içten gülümsediğini hissediyordum.

Acaba vicdan azabı çekti de bana kendini mi acındıracaktı?