Hızlı adımlarla eve geldiğimde kapıyı da aynı hızla açtım. Ayakkabılarımı çıkararak koşar adım odama geçtim. Tam kapının önüne geldiğimde abim kapıdan çıktı. "Hoş geldin güzelim" dedi bana bir adım atarak.
"Hoş bulduk abicim sende hoş geldin" dedim sarılarak ardından fısıltı ile konuştum."Gitmiş mi?"
"He gitmiş ne yaptın kıza söyle bakalım" dedi gülerek çıkan gamzesine parmağımı sokarak omzunu çektim ve fısıldadım.
"Hiç" ardından ekledim."Canım benim acelem var sonra konuşuruz."
"Ne işi" diyerek gözlerini kıstığında bağırdım."Abi""Tamam tamam görüşürüz" dediğinde odaya geçerek kapıyı kilitledim ve yatağıma oturdum. Arkamdan gelen kapı tıklama sesi ile bağırarak konuştum bir yandan da kağıdı bulmaya çalışıyordum.
"Müsait değilim" dedim. Ama cebimde kağıt yoktu. Çantamı boşalttım yine bulamadım. Etrafa bakındım ama bulamadım. Hızlı bir şekilde üzerimi değiştirerek hazırlandım. Aynı adımlarla geri çıktım annem varlığımı bile fark etmemişti herhalde gerisin geriye yolda yerlere bakarak ilerliyordum. Okula geldiğimde kapıda ki güvenlikçi amca durdurdu."Hayırdır kızım" dediğinde kocaman göbekli güvenlik şapkasını hafif kaldırarak bana bakan hüseyin amcaya tebessüm ederek konuştum.
"Hüseyin amca acelem var bir şey arıyorum da" dedim masum bir şekilde yapmıştım bunu.
'Tamam geç ama acele et kapılar kilitlenecek" dediğinde ayaklarına biraz daha kuvvet vererek okuldan içeriye geçtim. Hızlı adımlarla sınıfa vardigim da bir çocuk oturuyordu. Bana gülümseyerek yanıma geldi. Ben anlamamıştım neler oluyordu bu çocuğun burada ne işi vardı?
"Kimsin?" Diye sorduğumda benim soruma zıt bir şekilde soru sormuştu.
"Buraya geleceğini biliyordum" dedi kendinden emin bir tavrı vardı. Hafif sakallarına bakılırsa benden büyüktü. Esrarengiz bir tavırlarla giydiği siyah kıyafeti ve ayağında ki postalları sürüyerek karşımda durdu.
"Sen kimsin?" dedim sinirle
"Ben.." dedi düşünerek sonra buldum anlamın da parmağın şıklatarak konuştu."İsimsiz."
"Haha aman ne komik"dedim.
"Tamam tamam. Şöyle söyleyeyim geçen gün kapıda Aygül'ün bahsettiği çocuk" dediğinde gözlerimi belirttim.
"Hani şu sana laf söyleyecek oğlan doğmamış olan " dedi ve ben bir adım geri gittim. "Şaka mısın sen hem nereden biliyordun geleceğimi"
"Ben bilirim"
"Tabi canım" derken bir elim cebime gitti. Şimdi ağlayabilirdim gerçekten, nasıl telefonumu unuturdum ki.
Tam arkamı dönmüş gidiyordum ki konuştu."Boşuna çıkma bugün burada beraberiz, bizden başka kimse yok bizi gören kimse yok " dedi tekrar hoca koltuğuna doğru ilerlerken."Ne saçmalıyorsun sen?" diyerek devam ettim.
"Ne demek bizi gören kimse yok. Rabbim var benim"
"Ya demek Rabbin var, nerede?" Dedi ve sinirle bağırdı.
"Sana şu an şurada yapacağım şeyi engelleyebilir mi?""Allah büyüktür. Onun gücü her şeye yeter. O bizi yaratandır. Senin şu an kılını kıpırdatman bile Rabbimizin elinde ve benim buradan çıkmam da rabbimin elinde o yüzden o gün dedigim gibi Allah büyüktür." diyerek içimden dua etmeye başladım. Bir yandan dış kapıya giderek baktım. Ama gerçekten kapılar kilitliydi ve koskoca okul da delinin biri ile hapis kalmıştım ve bu deli Allah' a bile inanmıyordu."Rabbim muhafaza eyle" diye konuştum sessizce ve saatimi baktığım da akşam ezanı okumuştu. Iyiki abdest almıştım. Ee benim eşarbım yoktu. He mescid.
Hemen hızlı hızlı mescide çıktım.
Arkamdan adım sesleri geliyordu. Onu umursamadan mescide giderek üstüme ferace ve eşarp geçirdim. Kıbleye yönelerek namaza durdum. Belki de ilk defa böyle huzurlu namaz kılıyordum. Gayet rahattım benim Rabbim vardı. Beni zor durumda bırakmayacak olan çünkü Allah zorda olan herkese yardım ederdi. Namazım bitince uzun uzun dua ettim. Bir an önce kurtulmayı istedim.Ömer
Annem'in sesi ile odadan çıkarak mutfağa geçtim. "Efendim annem"
"Oğlum Nisan'a baksana çocuk kaç saattir ders çalışıyor. Baban da geldi yemeğe geçeceğiz." dedi. Harbiden işim var dedikten sonra bir daha odadan çıkmamıştı.
"Tamam annem" diyerek Nisan'ın odasının kapısına geldim. Kapıyı çalarak bekledim ama ses seda yoktu. Kapıyı açarak içeriye geçtim boş oda ile karşılaşmayı hiç beklemiyordum. Boş yatağın üzerinde ki telefonu aldım ve annemin yanına giderken Aygül arıyordu. Herhalde oradadır diye düşündüm açarak anneme uzattım. Ses duyulmuyor annemin kaş göz işaretlerinden anlamaya çalışıyordum."Kızım Nisan sizde degil mi?" dedi daha sonra bana dönerek telaşla konuştu."Oğlum Nisan nerede?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Meçhul ~HemHâl ~
EspiritualZAM"AN" ilahi aşk zamanıydı.. Vakit bir gündüz vaktiydi. Gönlümden dökülenler.. * "Bu sen misin gerçekten?" Diye sordum korka korka emin olmak istercesine, "Evet benim" dedi sadece ve kendinden emin bir şekilde kafasını önüne eğerek arkasını döndü...