14.bölüm*hüzün yağmurları*

4.2K 457 230
                                    

Bayram telaşı diye gözümüzde büyüttük onu da atlattık. Yoğun çoluk, çocuk, yaşlılar, dayılar, derken koşturma bitmişti. Ama bizde bitmiştik. Baya gezmiş yine kendime para koparmıştım. Ee ne yapayım ben daha çocuğum öyle değil mi? Neyse eğlenceli bayramımızı atlatmış hatta günler geçmiş sinav günü akşamı gelmişti. Yarın sınav vardı bana nasılsın diye sorarsınız tam bir meçhul'üm Asaf'ın dediği gibi, sahi o bana neden meçhul demişti. Şimdi onu düşünmezdim çünkü şuan ki durum hepsinden vahimdi. Annem kaleme 7 kalem süresi okumuş zihnim açılsın diye ama kalem vb. Hiçbir şey almadıklarını düşünmemiş. Canım annem onların duaları sayesinde inşallah güzel olacaktı. Yemekten sonra güzel muhabbetler etmiştik. Giyeceğim kıyafetleri ütuleyerek odama geçtim.  Yatağa geçtiğimde saat on'du. Ama heyecandan uyuyamiyordum. Sağa dön sola dön yok. Allahım hakkımızda hayirlisini nasip eyle diye dualar ediyordum. En sonunda abimin öğrettiği uyku ayetini okuyunca bir süre sonra uyumaya başlamıştım. 

Gece uyandığımda saat üçtü. Yerimden kalkarak abdestimi aldım kıyafetlerimi giyerek huzura durdum. Teheccuh namazından sonra iki rekatta hacet namaz kılarak dua etmeye başladım. Ardindan kuran'imi okuyarak yatağa geçtim. Tam uyuyacagim sırada telefonuma mesaj geldi. Hayır olsun insallah diye düşünerek telefonun ekran kilidini açtım. Mesajlara girince bir aydan sonra ilk defa mesaj atmıştı.

"Sevdiğim.. Hakkımızda hayırlısı neyse öyle olsun. Başaracağına inanıyorum. Rabbim muvaffak eylesin inşallah.. Nurlu sabahlar"

Yüzümde tebessüm ile huzurlu bir şekilde uykuya daldım. Kapının açıldığını hissettiğim gibi gözlerini açtım. Uykum çok hafifti o yüzden hemen uyanıyordum. Annem yanıma gelerek konuşmaya başladı.

"Hayırlı sabahlar kızım haydi kalk"

"Hayırlı sabahlar annecim tamam kalkıyorum."

"Tamam kızım bekliyoruz" diyerek odadan çıktı. Saate baktığımda iki buçuk saatim vardı. Lavaboya geçerek rutin işlerimi hallederek abdestimi aldım. Vaktim kısıtlı olduğu için kıyafetlerimi giymeye başladım. Hazırlanınca mutfağa geçerek kahvaltimizi yaptık. Herkes ayrı heyacanlıydı. Sessiz ve stresli geçen kahvaltısını ardından çıkmak için hazırlanıyordum annem yanıma geldi.

"Al su pirinçleri yut"

"Anne ya"

"Yut dedim. Üstüne de su suyu iç onu da okudum"

"Tamam anne"

"Yirmi beş estağfurullah çekmeyi unutma"

"Tamam anne unuturmuyum hiç"

"Tamam anne deyip durma, Rabbim zihin açıklığı versin. Hamide ile birlikte biz buradan okuyacağız. "

"Dualarinizda unutmayın her şeyin hayırlısı"

"Amin gülüm" diyerek yanaklarimdan öpmüştü.

Abim, ben ve aygül arabaya binerek okula doğru yol aldık. Okulun karşısına park ederek karşıdan karşıya geçtik. Abimin güzel konuşmasının ardından birbirimize sarıldık. Kendimi harbe gidiyormuş gibi hissettim. En son el sallayarak içeriye doğru güvenlik sırasına girdik. Kadının neredeyse bütün vücudumu inceledikten sonra içeriye aldı. Kendi sınıf ve sıramı bularak yerleştim. Içimden duaları okuyordum. Gözlerimi kapalı hir şekilde estağfurullahimi da çektim. Ve sınavın başlaması ile kendinden emin bir şekilde besmele ile kağıdı çevirdim.

"Ya Allah ya bismillah.. Allahım girdiğim bu zafer de beni muzaffer eyle"

.
.
.
Sınav bitti. Korkularım heyacanım.. her şey. Şu an hayat durdu. Çünkü; bütün dört yıl boyunca gözümde büyüttüğüm şey geçti. Çok şükür güzel geçti. Ama emin değilim korkuyorum.. hemde çok emeklerimin karşılığını alamamaktan çok korkuyorum. Deli gibi atan kalbim stabil durumda...

(10 gün sonra)

Evet sınav stresini atlatmış mutlu bir şekilde hayatıma devam ediyordum. Tabi tek bir soru işareti kalmıştı. Bütün soruları devamında getiren bir kelime. Belki de ardından bütün ünlem işaretlerini sıralayacak bir kelimeydi...

·ASAF AMMAROĞLU·

Başlı başına bir cümle. Bir deneme, bir şiir, bir roman..  Bugün vakit geldi. Bugün net olmanın zamanı geldi. Bugün araftan kurtulmanın vakti geldi.

Cennet mi?
Cehennem mi?
Bu araftan çıkmanın tam zamanı geldi. Hazırlanıyorum siyah uzun kolsuz elbiseyi giymistim. Uzundu ama kolları yoktu. Saçlarımı duzlestirerek hazır hale geldim. Sınıf yemeği yiyecektik. Herkesin gelmesi mecburiydi ve kesin gelecekti. Ve ben konuşacaktım.

.
.
Evet karnımda ki ağrı beni iki büklüm yapmak üzere çünkü yemek bitti. Ve asaf tam sağ köşemde oturuyor. Dik durdum ve aygül' ün ellerini sımsıkı kavradım. Ellerim buz gibi olmuştu. Evet bunu yapabilirdim yapacaktım. O cesaret etmiyorsa bir adım ben atacaktım.
Aygül bana bakarak konuştu.

"Hazir mısın "

"Evet" dedim karnımda ki ağrıyı görmezden gelerek ve hazırda duran göz yaşlarımı hissetmeyerek.
Ellerimi daha sıkı kavradı.

"Nisan'ım kardeşim. Bak ne olursa olsun ben senin yanındayım sakın ama sakın kendini yıpratma olur mu?" Gözleri bir başkaydı sanki, bir baska sarıyordu ellerimi

"Ben biliyorum aygül o beni seviyor" dedim umudumu ayakta tutarak belki de emin olmak isterken tek ihtiyacım olan şey bu kelimeydi. 'Seviyorum'

Ayağa kalkarken dizlerim titriyordu. Ayakta güzelce duracaktım. Ayaklarım adım atıyor beynim geri geri gidiyordu. Bir tarafım yapma diye çığlık atıyor diğer tarafım sevinçten ağlıyordu.

Yanında durdum. Sesimi kontrol ettim ve içimden besmele çekerek konuşmaya başladım.

"Konuşabilir miyiz?"

"T-tabi" dedi gözlerini kaçırarak ardından beni takip etmeye başladı. Restorandan çıkarak yan tarafta ki parkın olduğu yere geçtik. Ikimizde ayaktaydık. Karşısına geçerek bekledim. Yüzüne baktım. Bana helal olsun diye dua ettiğim yüzüne, sonra gözlerimi kaçırdım.

Buradan iki şekilde çıkacaktım. Birincisi; mutlu onda dünyalar benim olurdu.

İkincisi; tahmin etmek istemediğim.
Hüzün yağmurları...

Onun sesi ile kendime geldim.

"Hadi nisan"

"Tamam " dedim ve devam ettim.

"Bunu söylemek çok zor Asaf. Ama" dedim ve durdum. Diyebilir miydim? Allahım buradan beni hastaneye götürsünler. Kalbim ve karnım iflas etti.

"Sana bir şey itiraf etmek istiyorum." Dedim ve devam ettim.

"Ben seni seviyorum" gözlerim kapalı bir şekilde söylediğim cümle benim baştan sona kızarmama sebep olmuştu.

"Yani sende beni seviyorsan ben seni bekleyebilirim"

Bana baktı. Ama bu bakış çok başka.. ben bu bakışa yıllarca ağlayabilirim.

Öyle umutsuz, öyle hüzün dolu, öyle pişman...

Nefesini düzenleyerek konuşmaya başladı. Ama gücüm yetse onu sustururdum. Çünkü hayallerim değildi. Bunlar bu sözler değildi. Şu an hayallerim çöp olmuştu.
Bitmişti
bitmişti.
Hepsi bitti.

Bütün hayallerim on yıllık sevgim Asaf' in 'A' sı bile gitmişti. Duyduğum cümle ile gözlerimi sımsıkı kapattım. Ama göz yaşlarım beni dinlemeden akıttı. Karnımın ağrısı geçti çünkü gönlüme vurdu. Öyle çok ağrıyordu ki gönlüm öyle çok acıyordu... Beynim dediği cümleyi tekrar ediyordu.

"Hayalimde ki eşim bu değil nisan! Senin bu kıyafetin değil"

Ömrümü geçireceğim kişi sen değilsin!"

***************

Ve bölüm sonu.

Oy ve bol bol yorum lütfen ♥

Çok üzgünüm.
Asaf'ı dovesim var!

Sizce neler olacak?

Asaf gerçekten sevmiyor muydu?

Peki, nisan su saatten sonra ne yapar?

Selametle♥

Meçhul  ~HemHâl ~ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin