42.bölüm*Bir ömür*

3K 356 83
                                    


Keyifli okumalar.
Oy ve yorumunuzu benden esirgemeyin. Sayılı bölümler kaldı finale ona göre♥
Allah'a emanet..

-------♥-------

Sabah'ın çok çok erken saatleri..
Ben ayaktayım. Neden? Çünkü bugün benim düğün günüm. Hala inanamıyorum cidden şaka falan galiba. Ne bileyim gezmeye gidecek mişim gibi, hem ben annemi özlerdim. Ne kadar ayrı yaşasak bile başka ev ihtimali farklı geliyordu. Benim evim bir tane değil miydi? Ev'im eş'im hayat'ım.. ne garip. Ne kadar uzaktı bu kelimeler, ne kadar absürt geliyordu bir zamanlar..

Saçlarımı kurularken Aygül' baş ucuma gelerek dikildi. Ardından kafamı aşağıya eğerek bütün saçlarımı incitmeden taradı. Daha sonra kurutarak kurutma makinasını kenara bıraktı. Kına günü kuaföre gitmiştim. Ama bugün gitmeyecektim. Başımı hızla bağlayarak anneme doğru seslendim.

"Anne tokam nerde?"

"Kızım evlenirken bile bunu bana soruyorsun ya helal olsun" dedi ardından askıdan çıkarttığı tokayı bana vererek konuştu.

"Kahvaltı için geçin hadi" dediğinde aygül koltukta ayağını sıkıyordu.

"Ya ayaklarım şişti resmen"

"O kadar tepinirsen" dedim gülerek

"Kızım kaç kere kardeşim evlenecek" dediğinde gülümseyerek feracemi üzerime giydim. Mutfağa geçerek kahvaltıya oturduk. Bayanlar olarak ama ben yemek yiyemiyordum. Iki yudum bir şey alarak kalktım.
"Allah razı olsun"

"Kızım başka eşyan varsa onları da ayarla kendi evin için bende yemek koyacağım"

"Anne uğraşma kaç saat yemek mı taşıyacağız"dedim.

"Kızım sen karışma işine bak. Hem neden bu kadar az yedin" dediğinde çoktan kaçtım. Aygül arkamdan konuşuyordu.

"Gelinlikle zor olur tuvaleti gelmesin diye" dediğinde güldüler. Bende odama geçerek eşyaları ayarladım. Saate baktığımda on bire geliyordu. Yerimden kalkmadan bağırdım.

"Aygül hadi" diye aygül koşarak yanıma gelince baş ucumda yerini aldı. Küçük kızlar da etrafımıza dizilerek bize bakmaya başladı. Aygün saçlarımı ayırırken konuştu.

"Bu kadar saçı nasıl yapacağız acaba?"

"Bilmiyorum acele et yeter" dediğimde içeriye bağırarak arkadaşım girdi.

"Ben geldim" diyen Semiha' ya şükür diyen bir aygül.

"Itişmeyi bırakın da yapın saçımı bak ağlayacağım. "

"Tamam tamam merak etme şekerim diyerek feraceyi çıkardı. Kollarını sıvıyarak arkama geçti. Onlar koltukta bense yerde oturuyordum.
Onlar saçımı yaparken çalan telefonumun nerde olduğunu soruyordum. Bir küçük çocuk telefonumu getirince teşekkür ederek telefonu açtım. Telefonumda hala "meçhul'um" diye kayıtlıydı. Ben telefonu açarak Asaf'ı dinlerken kızlarda kendi arasında konuşuyordu.

"Hâlâ meçhul diye mi kayıtlı" dedi ikisi birlikte

"Meçhul değil mi?"dedim gülerek ne zamana hazır olacağımı sormuştu. Kızlar saçımı tamamen hazır hale getirince bir aynayı önüme diğer aynayı arkama koydular ki arkamı da göreyim diye.

"Ya kızlar çok harika olmuş" dedim. Iki taraftan gelen balık sırtı arkada birleşmiş diğer saçlarımdan topuz yapmışlardı.

"Yalnız küçük bir detay var" dedi semiha, aygül gülerek taktik etti.

"Küçücük" dedi.

"Ne oldu?"dedim merakla

"Kafanda toplam doksan dokuz tane tel toka var" dediklerinde bağırdım ya da çığırdım.

Meçhul  ~HemHâl ~ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin