"Meçhul"
"Dur!" Dediğimde sabit bir şekilde duruyordu. Ama kapşonlu ceketinden tanıyamıyordum. Bir adım daha atmıştım. Son bir adım kalmıştı. Döndüğü anda yüzünü görecektim. Buna hazır mıydım? Yok yok değildim. Nedensiz bir merak beni kavuruyordu. Ama korkuyordum. Çünkü hâlâ merak ettiğim kişi çıkmazsa daha kötü olacaktım. Hayallerim yıkılacaktı. Ne kadar merak etsem bile diğer adımı atamadım. O hala duruyordu. Ne ben bir adım atıyordum ne o kaçıyordu ne de dönüyordu. Aramızda bir adımlık mesafe vardı. Tek bir adım.
Kimdi bu, merakıma yenik düşmeli miydim? Hayır hayal kırıklığı ile yaşayamazdım. Ya oysa ya hayal kırıklığı değilse. Elimde tuttuğum paketi daha sıkı kavradım. Son bir adım attım. Ve sessizce konuştum.
"Hala göstermeyecek misin kendini"
"Çıkmayacak mısın karşıma?"
"Bakmayacak mısın yüzüme" dedim art arda. Arkası dönük bir şekilde cebinden bir şey çıkarttı. Çevirsem göreceğim çevirmeye gücüm yoktu. Telefonuma gelen mesaj ile cebimden çıkarttım."Yapamam."
"Üzgünüm"
"Belki bir gün" yazıyordu. Kafamı kaldırdığımda hala oradaydı. Sinirle bağırdım.
"Git yüzünü bile görmek istemiyorum!"
"Sakın mesaj falan atayım deme, yan gözle bile bakma bana" diye bağırdım ve arkasından dönerek yürümeye başladım. Umrumda bile değildi.
"Cesaretsizler" diye bağırdım. Aygül yanıma geldiğinde bende paketi çantama yerleştirdim. Bana anlamayan gözlerle baktığında hızla konuştum."Sonra"
"Hep sonraya atıyoruz."
"Senin gibi" dediğimde susmuştu. Yolda konuşmadan ilerliyorduk. Aramızda sessizlik hakimdi. Nedeni belli bir şekilde çok sinirliydim. Aygül anlayış göstermiş ama anlamamıştı. Umursamıyordum herkese ayrı kızıyordum. Herkesin hareketi ayrı batıyordu. Eve geldiğimizde odama geçtim. Kapımı kapatarak yatağa oturdum. Içinde ne olduğunu çok merak ediyorum ama bakmayacaktım.
"Korkak" diyerek yatağın altına koydum. O bir korkaktı. Karşıma çıkamayan birisi ben mi çok cesaretliydim o mu çok cesaretsizdi. Ben Asaf'ın karşısına çıkmayı bile göze almışken o neden böyle yapıyordu. Söylemekten gözüme bakmaktan neden korkuyordu. Çok mu yakınımdaydı. Telefonumun çalması ile yerimden kalkarak telefonu aldım. Açarak beklemeye başladım. Semiha bir dakika sonra bekledi ve konuşmaya başladı.
"Kanka ne olmuş""Selamun Aleykum" dedim.
"Heh. Aleykum selam da duydun mu?"dedi telaşlı telaşlı.
"Duymadım."
"Abin kavga yapmış."
"Kim abim be" dedim direkt çünkü ömer abim asla kavga etmezdi.
"Süt abin canım""He yapar o yaa boşver" diyerek devam ettim. "Bu muydu?"
"Işin tuhaf tarafi geçen gün senin okuldan ki çocuğu dövmüş"
"Oha"
"Ya kızım kesin senin yüzünden"
"Kapat kapat halledeceğim."diyerek telefonu kapattım.
...
(3 hafta sonra)Elimde bez kafamda tülbenti yukarıdan düğüm atmış yolda bohça satan kadınlara benzer bir vaziyette kollar sıvalı halde cam siliyorum. Neden mi bayrama bir hafta kaldı. Derin derin nefes alıyorum çünkü sınava da en az onun kadar var. İçeriye doğru bağırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Meçhul ~HemHâl ~
EspiritualZAM"AN" ilahi aşk zamanıydı.. Vakit bir gündüz vaktiydi. Gönlümden dökülenler.. * "Bu sen misin gerçekten?" Diye sordum korka korka emin olmak istercesine, "Evet benim" dedi sadece ve kendinden emin bir şekilde kafasını önüne eğerek arkasını döndü...