Hadi başlıyoruz ya da bitiriyoruz mu diyeydim? Ahh duygusala bağlamadan keyifli okumalar...Rabbim bizleri en yakınımızdan ayırmasın. Çünkü bunun ne denli acı olduğunu yaşayan bilir. Dünyada olsunda uzak olsa da olur bile dersin bir an. Ama görmeme korkusu başkadır. Aslında amenna ve saddakka 'işittik ve itaat ettik' deriz. Lakin yine de ayrılık burkar insanın içini.. Hele ki bu sizin Duanızsa.
Dua ediyordum şimdi şükür ediyorum. Ölen bebeklere isim verilirmiş ki ahirette o isimle çağrılırmış. Biz bebeğimizin ismini bile birlikte koyamamıştık. Zaten nisanın psikoloji açısından şu an bilmemeliydi. Ben koymuştum kızımın adını; Dildar.
Ikiz olduklarını öğrendiğimde sevinemedim bile. Bir yavrumu toprağa verdiğimde karım hastane odasındaydı. Ama şimdi baktıkça bakasım gelen kadını seviyordum. Liseli aşığım benim. Sevgili gibi davranıyor ne yapacağını şaşırıyordu ama en güzel yanı beni sevmekten vazgeçmemesiydi. Beni seçmesiydi. Şu an ona güzel bir kahvaltı hazırlamış ardından yanına uzanmıştım. Bir elimi karnına koyarak konuşmaya başladım.
"Oğlum..
Iki tanelerin teki
Kirazın tek tanelisi, üzülme kardeşin yani ikizin gitti diye tamam mı? Biz seni bekliyoruz. Seni sırtıma alıp gezdireceğim günleri bekliyorum."diyerek karnına öpücük bıraktım.Nisan rahatsız olmuşcasına kıpırdanınca yukarıya kalkarak onun yüz hizasına geldim. Doya doya bakmak isteyip doyamamak bu olsa gerekti. Pembe yanakları öpme arzumu zorluyordu. Uzun saçlarına gidince elim daha fazla dayanamayarak saçlarından öptüm. Aslında biraz daha izlemek istiyordum o yüzden uyandırmaya kıyamıyordum. Ama uyanıyordu. Gözlerini yavaşça açınca ona gülerek baktım o ise battaniye altına girerek boğuk sesiyle konuştu.
"Ya sen beni neden hep utandırıyorsun işin yok mu senin"
"Bütün işim sensin."dediğimde gülerek kafasını çıkardı. Ciddileşerek konuştu." Biz neyle geçiniyoruz"
"Kütüphanemiz var tabi kırtasiye de"
"Hımm zaten kitap okumayı çok seviyorsun doğru seçim"dedi. Tebessüm ettim.
"Adı ne peki"
"Dildar'AN' kütüphanesi"
"Cidden mi?"diyerek elini boynuma doladı. Sonra geri çekileceği sırada bırakmasına izin vermedim. O ise kafasını önüne eğdi.
"Nisan sen benim karımsın. Bu kadar utanmasana" düşünür gibi yaptı bir süre sonra konuştu." Özür dilerim ama şöyle düşün; Lisedesin ve aşık olduğun çocuk ertesi gün hem kocan hem de çocuğumun babası çıkıyor"
"İnanamıyorum" dedi.
"Güzel'im hatırlayacaksın sorun değil"
"Bebeğimiz nasıl" diye sorduğumda gülerek konuştu. "Çok açıktık"
"Babası da ne güzel kahvaltı hazırladı" dediğimde utanarak lavaboya geçti. Hafif çıkan karnı ile çok tatlı duruyordu. Mutfağa giderek çayı ısıttım ve bardaklara doldurarak masaya geçtim. Bu arada Nisan'da gelerek karşıma geçti. Kahvaltı da çoğunlukla onu izledim o ise hunharca yedi desem yalan olmaz. Gülerek onu izlediğimi gördüğünde kafasını çeviriyordu. Ama yine devam ediyordu. Ona bakarak konuşmaya başladim.
"Maşallah hatun"
"Ya Asaf sanki ben mi yiyorum hepsi senin çocuk yüzünden."
"Bizim" derken sesim biraz sert çıkmıştı. O ise peçete ile ağzını silerek masadan kalktı.
"Nisan" diyerek ayağa kalktığımda beni duymazdan gelerek odaya geçti. Ellerimi yukarıya kaldırarak geri indirdim. Ve yatak odasına doğru yürüdüm. Kapıyı açarak baktım. Ama yoktu lavabonun kapısını çaldım. Ama ses vermiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Meçhul ~HemHâl ~
SpiritualZAM"AN" ilahi aşk zamanıydı.. Vakit bir gündüz vaktiydi. Gönlümden dökülenler.. * "Bu sen misin gerçekten?" Diye sordum korka korka emin olmak istercesine, "Evet benim" dedi sadece ve kendinden emin bir şekilde kafasını önüne eğerek arkasını döndü...