Hayırlı sabahlar, keyifli okumalar..
-----------------Bir yaram var benim hergün kanayan
Bir acım var benim hergün daha çok acıyan
Bir derdim var benim derman ile olan
Bir sen vardın elimde ama olmayan............
Semiha
Birgün hani filmlerde olur ya adamla kız çarpışır. Kitaplar yere saçılır. İkisi aynı anda eğilir. Ve toplamaya başlarlar hatta tesadüfle aynı kalemi tutarlar. Tamam şimdi bunu aklımızdan silelim hem tesadüf yoktur tevafuk vardır.
Birgün yolda hızlı hızlı gidiyordum.
Derse geç kalan insan için Sedat Hoca her an bağırmaya hazır ve nazır kapıda beklerdi. Bende onu bildiğim için koşturuyordum. "Kesin kızacak" derken birisine çarpmam bir oldu. Kitaplarım yere düşerken oldukça sinirli bir şekilde bağırdım."İnsan mısın sen dikkat etsene biraz?"
"Asıl sen kendine bak yanlışlıkla oldu."dediğinde gözlerimi ona çevirerek baktım. Yeni çıkan sakalları esmer yüzü uzun kirpikleri benden yirmi santim kadar uzun boyu vardı. Üzerinde beyaz gömlek ve okul pantolunu olduğunu düşündüğüm gri kumaş pantolon ile oldukça havalı olmak için sağ elini cebine sokmuş vaziyette duruyordu.
"Hem suçlu hem güçlü" dediğimde gülerek konuştu.
"Güçlü olduğum kesin de suçludan pek emin değilim"
"Haa çok komik" diyerek yanından ayrıldım. Okula hızla girdim üçer beşer sınıfa çıktım ki sedat hoca yoktu. Şükür ederek sırama geçtim.
Aradan iki ay geçti. Annem misafirliğe gideceğini bizimde gelmemizi söyledi. O kadar ödevim varken kalkıp gittim. Annem beni avutmak istercesine konuşmuştu.
"Oğlunun odasında çalışırsın çocukları olmaz zaten" neyse kalkıp gittik. Ben güzelce ders çalışırken birisi odaya geldi.Bende diğer kızlar diye sesimi çıkarmadım yanımda duran ayakları görünce kafamı kaldırdım bir de kimi göreyim o uyuz karşımda biz tabi yine kavga etmeye başladık. Daha sonra bir yeri yapamadım. Ona sordum o bana anlattı. Çok güzel ders anlatıyordu sanki saatlerce dinleyebilirdim ve oldukça yakışıklı olduğunu o an anladım. Matematik dersim zayıf olduğu için annesine beni çalıştıracağını söylemiş. O günden sonra birlikte vakit geçirmeye başladık.
Çok uzun zaman sonra konuşmaya başladık.
Artık okuldan sonra yani ben üniversite okurken dini nikah için konuştuk. Ciddi ciddi evlenecektik. Bir gece yarısı beni aradı. Ve evlenemeyeceğimizi söyledi. Nedenini sorduğumda ise inancının tam olmadığını savundu. Çok konuştum anlatmaya çalıştım ama kabul etmiyordu zaten okuduğu bölüm onu bu düşüncelere yönlendirmişti. İstanbul'a geldiğim gün görüştük.Artık değiştiğini söyledi ama cevap vermedim. Biz birbirimizi bildiğimizden beri böyleyiz ama" dedim. İki arkadaşıma bakarak nisan kafasını sallayarak konuştu.
"Vay be"
"Abime bak sen" dedi Kavin.
"Ya sen neden anlatmıyorsun dayak mı arıyordun bunca zaman" dediğinde Nisan'a güldüm. Kavin ise bize bakarak konuştu.
"Resmen iki yengem var burada "
"Görümce evet" dedik aynı anda
"Hadi bir şeyler yapalım" dediğinde güldük. Nisan Kavin'e bakarak konuştu."Hayvan bitki"
"Olur hadi kalkalım ben çay koyacağım biriniz kağıt getirsin biriniz kalem" dediğinde Nisan'a bakarak konuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Meçhul ~HemHâl ~
EspiritualZAM"AN" ilahi aşk zamanıydı.. Vakit bir gündüz vaktiydi. Gönlümden dökülenler.. * "Bu sen misin gerçekten?" Diye sordum korka korka emin olmak istercesine, "Evet benim" dedi sadece ve kendinden emin bir şekilde kafasını önüne eğerek arkasını döndü...